Gölcük depremini yaşadı, 6 Şubat'ta dayanışmaya koştu

Gölcük depremini yaşadı, 6 Şubat'ta dayanışmaya koştu

1999 Marmara Depremi'nde 3 aylık hamile eşiyle 4 katlı binanın altında kalan Necati Altıntoprak, tünel kazarak kurtuldu.

Yaşadığı acıyı dün gibi hatırlayan Altıntoprak, 6 Şubatta meydana gelen depremde takdir edilecek dayanışma gösterdi. Hatay'a giderek arama kurtarma çalışmalarında yer alan Altıntoprak, "Antakya’yı görünce biz 1999’da deprem yaşamamışız dedim" diyerek depremin meydana getirdiği büyük hasarı da dile getirdi.


deprem.jpg
Gölcük’te yaşayan 60 yaşındaki Necati Altıntoprak, 1999 Marmara Depremi’nde hamile eşiyle birlikte 4 katlı binanın altında kaldı. Aradan geçen 24 yıl sonra bile o günleri unutmayan Altıntoprak, kendi imkanlarıyla 3 saat sonra enkaz altında tünel kazarak çıkabildi. Eşini çıkarmak için de arkadaşlarıyla büyük çaba harcayan Altıntoprak, "En kötü an, eşimin sesini duyup da bir şey yapamamaktı" diyor. 13 saatlik çalışmayla tünel kazan Necati Altıntoprak, 3 aylık hamile eşini de 13 saat sonra çıkardı. Her şeyi dün gibi hatırlayan Altıntoprak, 12 Kasım Kaynaşlı'da meydana gelen deprem de kendi acısını unutup, depremzedelere yardıma gitti. 6 Şubatta meydana gelen depremde de evinde duramayan Altıntoprak, Hatay'a giderek dayanışma gösterdi. Enkaz altında kalanlara yardım eden ve 17 gün orada kalan Altıntoprak, "Acıları yarıştırmak çok doğru değil ama Antakya’yı görünce biz 1999’da deprem yaşamamışız" dedi.

necati-altintoprak.jpg

"Tünel kazarak enkazdan çıktım"
Yaşadığı anları anlatan Necati Altıntoprak, “4 katlı binanın birinci katında kalıyorduk. Bina üstümüze yıkıldı ve binadakilerin hepsi öldü. Binadan sadece biz sağ çıktık. Enkaz altından 3 saat sonra tünel kazarak çıkabildim. 13 saat sonra da arkadaşlarımla birlikte hamile eşimi tünel kazarak çıkarttık. Eşimi okul bahçesine bıraktım ve arama kurtarma çalışmalarına katıldım. Enkaz altında kaldığımda sadece çıkmayı düşünüyordum, başka bir şey düşünürseniz çıkamıyorsunuz. İnsan iradesinin çok güçlü olduğuna inanıyorum. İrade ortaya koyulduğu zaman insanoğlunun yapamayacağı hiçbir şey yok. Şansım, evin yığma tuğla olmasıydı, önümdeki malzemeleri daha kolay itip dışarıya çıkabilmiştim" diye konuştu.

"17 gün Hatay’da kaldım"
Deprem olduğunda Hatay’a giden Altıntoprak, “Yardım kelimesini sevmiyorum. Hatay’a dayanışmaya gittim. Yardım kelimesi bana emredici geliyor. Emredici olan hiçbir şeyi doğru bulmuyorum. 12 Kasım Depremi'nde de Kaynaşlı’ya giden ilk kişilerdendim. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Biz neyi yaşadıysak, onlar da onu yaşadı. Arkadaşlarım dayanışma göstermeseydi eşimi enkazdan çıkaramazdım. Biz de dayanışma göstereceğiz ki insanları enkazdan çıkartıp ve daha sonraki yaşamını kolaylaştıracak işler yapalım. 17 gün Hatay’da kaldım. 2 gün arama kurtarma çalışmalarında yer aldım" şeklinde konuştu.

"Antakya’yı görünce 'Biz 1999’da deprem yaşamamışız' dedim"
Gösterdiği dayanışmayı dile getiren Altıntoprak, "Çok fazla enkaz olduğu ve iş makinesi olmadığı için fazla bir şey de yapılamıyordu. Elimizden geleni yaptık sonra insanların yaşamını düzeltmeye, kolaylaştırmaya, morallerini düzeltmeye çalıştık. Hatay'da ilk olarak bir depo alanı oluşturduk. Gelen dayanışmaları insanlara eşit ve adil şekilde dağıttık. Acıları yarıştırmak çok doğru değil ama Antakya’yı görünce 'Biz 1999’da deprem yaşamamışız' dedim. Çünkü arka arkaya 2 büyük deprem yaşandı. Bana göre Antakya diye bir kent yok. Kentin sadece yüzde 10’u ayakta, diğeri yok" ifadelerini kullandı.
Hatay’a gidince kendi acılarını unuttuğunu söyleyen Altıntoprak, “Hatay’a gidince kendimizi düşünemiyorduk. Onların çığlıkları, kaçışları bizi onlara doğru yönlendiriyordu. Biz bu işlerden ders çıkartıp, muhtemel İstanbul depremi hazırlıklarını başlamamız lazım. Sadece ölüm torbası ve tabut hazırlamayalım" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.