Marmara Depreminin üzerinden tam çeyrek asır geçti! JMO Başkanı Arslan 'dan açıklama geldi

Marmara Depreminin üzerinden tam çeyrek asır geçti! JMO Başkanı Arslan 'dan açıklama geldi

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, 25 yıl önce bugün Türkiye'ye ve dünyaya büyük acı yaşatan Marmara Depremi dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, yaptığı yazılı açıklamada deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatarak çözüm yollarına değindi.

Arslan; "17 Ağustos 1999 Marmara depremlerinin üzerinden tam 25 yıl geçti. Depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz." diyerek sözlerine başladı.

Arslan açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi; "Tüm dünya ülkeleri özelikle 1960’lı yılların ikinci yarısından sonra Birleşmiş Milletler çatısı altında bir araya gelerek “afetler ve iklim değişikliği” etkilerinin azaltılması çalışmalarına odaklanırken, ülkemizde ise birçok konuda olduğu gibi afet risklerinin azaltılması konusunda da yeterli çalışmaların yürütülmemesi nedeniyle toplum, afet tehlikelerine karşı savunmasız hale getirildi.

Afetlere karşı dirençli yerleşimler, dünya için olduğu kadar ülkemiz için de yeni bir olgu olmamasına rağmen Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yılında 1924’te, meydana gelen Erzurum depremlerinden günümüze kadar geçen 100 yıllık süreçte, depremler ve diğer afetler sonucunda yüzbinlerce insanımızı kaybettik. Yaşanan bunca kayba karşı ülkede, afetlerle mücadele kültürü hâlâ oluşturulamamış, idareler kamusal sorumluluklarını yerine getirmemiş, adalet sistemimiz afet suçları karşısında yetersiz kalmış, afet dirençli kent olgusu mevzuatımızda yer bulamamış, afetlerden zarar gören halkımızın uğradığı acılar, kayıplar ile maddi ve manevi zararlarla baş başa bırakılmıştır.

Kocaeli ve Düzce depremlerinden 3 yıl önce İstanbul’da ev sahipliğini yaptığımız Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı (Habitat II) Deklarasyonuna attığımız imza ile “afetler karşısında giderek artan korumasızlığa” karşı “insan yerleşmelerini daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir” kılmayı hedeflediğini ifade eden ve “gerekli planlama mekanizmaları ve kaynakları sağlayarak doğa kaynaklı afetlerin ve diğer acil durumların insan yerleşimleri üzerindeki etkilerini hafifletmek, afetten etkilenen yerleşimleri gelecekteki afetlerle ilgili riskleri azaltmak” için politik kararlılığını hem merkezi yönetimler hem de yerel yönetimler kararlılıkla yürütmelidirler." dedi.

33.jpg

YEREL YÖNETİMLER KONUNUN BİLİNCİNDE OLMALI

Afetlerle mücadele kapsamında alınan merkezi kararlar yerelde yorum farklılığına bırakılmayacak şekilde detaylandırılmalı, yerel yönetimlerde bunun sorumluluğu ve bilincinde olmalıdırlar diyen Şükrü Arslan, "17 Ağustos 1999 tarihinden itibaren geçen 25 yılda ne yazık ki aynı acıları tekrar tekrar yaşadık. Bunların en sonuncusu ve en ağırı da “Asrın Felaketi” dediğimiz 6 Şubat Kahraman Maraş Depremleriydi. Bu depremlerin akabinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 9 Nisan tarihinde yayınladığı Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Tasnif Cetvelinde Büyükşehir Belediyelerinde Afet Daire Başkanlığı, İl ve İlçe Belediye Başkanlıklarında da Afet Şube Müdürlüğünü şart koşmuştur. Bilindiği gibi Afetlere güvenli bir düzende ulaşmak için belli başlı iki temel yol vardır. Bunlardan birincisi afetlerde zarar görme ihtimali olan bölgelerde risk azaltma çalışmaları ikincisi ise afetten sonra zarar görmüş yerleşim yerlerinin iyileştirme çalışmasıdır. Yerel yönetimlerde Bakanlığın tebliğiyle kurulacak olan Afet daire başkanlıkları ve Şube müdürlükleri Afet risk yönetiminde önemli yapı taşları olacaklardır. Bu birimler belediyelerde afet öncesi çalışmalarıyla artık depremin yıkımının önüne geçmesi bakanlık tarafından amaçlanmıştır. Fakat bu konuda bakanlıkla aynı hassasiyeti taşımayan yerel yönetimler bulunmakta, bu kadar önemli birimlere liyakatsiz atamalar gerçekleştirilmektedir. Yerel yönetimler bu birimin esas görevlerini iyi analiz etmeli ve liyakatli atamalar yapması bundan sonraki süreçlerde yıkımın ve can kayıplarının en aza ineceği gerçeğiyle hareket etmelilerdir." diye konuştu.

DENETİMLER SIKLAŞTIRILMALIDIR

Arslan; "Yapılaşmada en önemli husus denetimdir. Denetimler sıkılaştırılmalı yerel yönetimlerde denetim noktasında yeterli kadrolar tahsis edilmelidir.

17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 25. yılında tek temennimiz bundan sonraki yaşanacak depremlerde tekrar yıkımlar yaşamamak, bunun için de Yerel Yönetimlere büyük sorumluluklar düşüyor ve kendilerinin bu sorumlulukları hakkıyla yerine getirmeleri Anayasal yaşam hakkının en büyük güvencesi olacaktır."

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.