Akşam güneşinin en güzel battığı yerlerden biridir Beyşehir Gölü'nün ufukları. Gölün kıyısında, gökyüzü turuncuya dönerken ezan sesleriyle yankılanan muhteşem bir abide yükselir: Eşrefoğlu Camii.

Konya’nın Beyşehir ilçesinde yer alan bu tarihi cami, yalnızca ibadet mekanı değil; aynı zamanda mimari, kültürel ve sanatsal açıdan bir başyapıttır. 1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından inşa ettirilen cami, Anadolu Selçuklu mimarisinin en nadide örneklerinden biridir. Ahşap direkli camiler arasında günümüze kadar en sağlam şekilde ulaşan yapılardan biri olarak da bilinir.

Caminin taç kapısı, taş işçiliğinin zarif örneklerini yansıtırken, Selçuklu işi çini mozaikleriyle süslü mihrabı göz kamaştırır. Mükemmel bir künde kari (geçme) tekniğiyle yapılmış minberi, detaylara verilen önemi ve işçiliğin ustalığını gözler önüne serer. Ahşap sütunlar üzerine oturtulmuş cami, iç mekandaki serinliği ve akustiğiyle dikkat çekerken, kalem işi süslemeli tavanı ise adeta bir sanat galerisini andırır.

Yapının en dikkat çeken özelliklerinden biri, çatı izolasyonunu sağlamak ve yangına karşı önlem olarak gövdesi soyulmuş kar çamurlarının tavan arasına istiflenmiş olmasıdır. Bu teknik sayesinde cami, yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başarmıştır.

Caminin hemen yanı başında yer alan Beyşehir Gölü ise manzara ve atmosfer açısından bu tarihi yapıya eşsiz bir fon oluşturur. Özellikle gün batımında, altın sarısı ışıkların göle ve caminin yüzeyine yansıması görülmeye değerdir. Ezan sesleri göl boyunca yankılanırken, ziyaretçiler bu manevi atmosferde hem huzur bulur hem de tarihsel bir derinliğe tanıklık eder.

Tarihe, mimariye ve doğaya ilgi duyan herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken Eşrefoğlu Camii, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de yer alıyor. Ziyaretçilerine sadece görsel değil, ruhani bir deneyim de sunan bu eşsiz yapı, adeta bir açık hava müzesi gibi keşfedilmeyi bekliyor.