Konya’nın tarih kokan ilçelerinden Emirgazi’de yer alan Arısama Kalesi, günümüzde “Emirgazi Kalesi” olarak bilinse de, kökleri binlerce yıl öncesine, Hitit medeniyetine kadar uzanıyor. Bu kale, bölgenin en yüksek noktasına inşa edilmiş olup çevresini tamamen gözetleyebilecek stratejik bir konuma sahiptir. Zamanın yıpratıcı etkisine rağmen, kale surlarının bazı bölümleri günümüzde hâlâ iki metreyi bulan yüksekliğiyle ayakta durmayı başarıyor.

Kalede bulunan dört farklı sunak (altar), Luvice hiyeroglif yazıtları ile süslenmiş durumda. Bu yazıtlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri, Hitit Kralı IV. Tuthalya’nın ismini ve onun kutsal dağı nasıl bir zafer anıtına dönüştürdüğünü anlatıyor. Yazıtta şu ifadeler yer alıyor:

“Kutsal dağı taht yaptım (ve) ben (bu) zafer anıtlarını yerleştirdim ve ben kendim için bu sunağı öne yerleştirdim.”

Yazıtın devamında kral, kurban sunumlarının düzeni hakkında talimatlar veriyor ve bu düzenin ihlali durumunda tanrısal cezaların geleceğine dair uyarılarda bulunuyor. En dikkat çeken noktalardan biri ise yazıtların tahrip edilmesi durumunda edilen beddualar ve lanetlemeler. Bu tür lanetlemeler, genellikle Asur kitabelerinde rastlanan bir gelenek olduğundan, Emirgazi yazıtlarında bu tarz ifadelerin bulunması oldukça ilginç bir arkeolojik detay olarak öne çıkıyor.

Arısama Kalesi, tarih boyunca birçok medeniyetin etkisi altında kalmıştır. Demir Çağı’nda Tabal Krallığı, Antik Çağ’da Kapadokya, Bizans Dönemi’nde ise Adristama (yani Arısama) olarak bilinen bu bölge, her dönem farklı bir kültürel ve inanç yapısına ev sahipliği yapmıştır.

Bu yönleriyle Arısama Kalesi, yalnızca bir savunma yapısı değil, aynı zamanda dini ve kültürel bir merkez olarak da öne çıkmaktadır. Konya’nın turizm potansiyelini artıracak önemli arkeolojik alanlardan biri olan bu kale, tarih meraklılarını ve akademisyenleri kendine çekmeye devam ediyor.