Konya'da herkesin bildiği bu caminin tarihi hangi döneme dayanıyor? Konyalılar neden 'Yıkık Mescit' adını vermiş?
Konya'da Kültürpark Tramvay duraklarını yanında Alâeddin Tepesi’nin kuzeybatısında ve tepeyi çeviren anayolun hemen kenarında bulunan ve hemen hemen tüm Konyalılar tarafından bilinen Ak Cami'nin tarihinin derledik.
Konya'da Kültürpark Tramvay duraklarını yanında Alâeddin Tepesi’nin kuzeybatısında ve tepeyi çeviren anayolun hemen kenarında yer alan eser Sakahane (Şifahane) Mescidi ile İnce Minareli Medrese arasında kalmaktadır.
BULUNDUĞU YERDEN DOLAYI “YIKIK MAHALLE MESCİDİ”DENİLDİ
“Ferhuniye Mahallesi Alâeddin Bulvarı Nu. 21” adresiyle kayıtlıdır. Duvarları kireçle badana edildiği için “Ak Cami” denilen yapı, bulunduğu yerden dolayı halk arasında “Yıkık Mahalle Mescidi” adıyla anılmış, banisine izafeten de “Şaz Bey Camii” olarak söylenmiştir. Üzerinde tarihi, yapanı ve yaptıranıyla ilgili herhangi bir kitabesi bulunmamakla birlikte Şaz Bey’in, Karamanoğulları Döneminde yaşamış ve önemli görevlerde bulunmuş bir devlet adamı olduğu bilinmekte, Karamanoğlu Mehmet Bey’in Akşehir’de yaptığı Seyit Yunus Zaviyesi’nin vakfiyesindeki şahitler arasında da adı geçmektedir. Kaynaklar kölelikten emirliğe kadar yükselen Şaz Bey’in burada bir çifte hamam ile mescit ve zaviyesinden bahsetmekte, buraya bir de misafirhane yaptırarak garip ve kimsesizlere tahsis ettiğine dair Arapça bir vakfiyenin bulunduğunu yazmaktadır. Sultan Fatih ve II. Bayezit’in eski eserlerle ilgili tutturdukları tespit kayıtlarında buranın faal durumda olduğu, Bulamas, Başara, Selahaddin gibi bazı köyler; bağ, bahçe, tarla, fırın ve dükkânların vakfedildiği anlaşılmaktadır. Sahip Ata’nın sikayesi (çeşme) de misafirhanenin yanında bulunuyor.
Bu durumda söz konusu caminin ilk yapılışının Karamanoğulları Dönemine ait olduğu anlaşıldı. Ancak bugün orijinal durumunu kaybetmiş olan eser daha önceleri Hacı Kaymaklardan Kasım Ağa’nın önderliğinde halk tarafından yeniden yapılmış, eskiden kerpiç örgülü duvarlarıyla düz toprak damı değiştirilmiştir. Mescit bugünkü haliyle 10,70x11,70m ölçülerinde olup, kübik gövde üstünde sekizgen kasnağa oturan tek kubbeli örneklerdendir. İçeriye giriş batı cephenin kuzey köşesi yakınına açılan dikdörtgen bir kapı ile sağlanmış ve bunun üstüne çatıdan yükselen silindirik ahşap bir minare yapılmıştır.
Doğu, batı ve güney duvarına açılan sivri kemerli ikişer pencere ile aydınlatılan caminin kuzeyinde diğerlerinden biraz daha geniş olan sivri kemerli tek pencere bulunmaktadır.
Caminin içi tamamen yenilenmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 2008 yılında tamamladığı restorasyonda duvarların alt tarafı ahşap lambrikenlerle kaplanmıştır. Kuzeyde iki silindirik sütunun taşıdığı mahfil öne doğru yarım daire şeklinde çıkıntılıdır.
Mihrap mermerdir. Yarım silindirik formunda duvara oyulmuştur. Cephesi duvardan öne doğru çıkıntı yapmaktadır. Minber batı duvarına bitişiktir. Dönemine ait olmayan ahşap minberin kapı kanatları tablalıdır. Sekizgen kubbe eteğini çepeçevre dolaşan siyah üstüne beyaz harflerle yazılmış sülüs yazı kuşağında “Nebe Suresi” yazılıdır.
Kaynak: Konyapedia - Yaşar Erdemir
Kaynak:Konyaimza
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.