Konya'nın merkezinde yer alan ve Selçuklu mimarisinin önemli örneklerinden biri olan İplikçi Camii, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin dikkatini çeken önemli bir tarihi yapıdır. Ancak birçok kişi bu camiye neden “İplikçi” denildiğini merak etmektedir.

"İplikçi" İsmi Nereden Geliyor?

Caminin adının “İplikçi” olmasının arkasında vakıf geleneği ve tarihî bir meslek grubu yatmaktadır. 13. yüzyılda inşa edilen caminin giderlerinin karşılanması için iplik ticareti yapan esnafların kurduğu bir vakıf tarafından desteklendiği bilinmektedir. Bu vakfa mensup olanlar arasında “iplikçiler” yani iplik üreten ve satan zanaatkârlar ağırlıktaydı.

Dolayısıyla cami, gelirini iplikçilik mesleğiyle uğraşan kişilerin katkılarıyla sağladığı için halk arasında zamanla “İplikçi Camii” olarak anılmaya başlandı. Bu adlandırma zamanla kalıcı hale gelerek resmiyet kazandı.

Tarihi ve Mimari Özellikleri

İplikçi Camii, ilk olarak Altun Aba tarafından 1201 yılında yaptırılmış, zaman içinde çeşitli restorasyonlar görmüştür. Özellikle Selçuklu dönemine ait taş işçiliği, mihrabı ve minberiyle dikkat çeken yapı, Konya’da hala aktif olarak kullanılan camiler arasındadır.

Mevlana’nın Ders Verdiği Cami

İplikçi Camii'nin tarihi önemi yalnızca mimarisi ya da adıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda, Mevlana Celaleddin Rumi’nin vaaz verdiği camilerden biri olarak da kayıtlara geçmiştir. Bu özelliğiyle cami, manevi anlamda da büyük bir değere sahiptir.

İplikçi Camii’nin ismi, yalnızca bir caminin değil, bir dönemin ekonomik ve toplumsal yapısının da yansımasıdır. Vakıf sistemi, esnaf dayanışması ve cami kültürü bu isimde birleşmiştir. Bugün Konya’yı ziyaret eden herkes için hem tarihî hem de kültürel anlamda mutlaka görülmesi gereken bir yapıdır.