1268 yılında inşa edilen bu tarihi yapı, Anadolu tasavvuf geleneğinin mimari yansımasıdır.

Sultandağları’nın Gölgesinde Yükselen Manevi Bir Anıt

Konya’nın Akşehir ilçesinde, geçmişin izlerini bugüne taşıyan, zamana direnen bir yapı var: Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi. Bu etkileyici türbe, sadece tarihi kimliğiyle değil; mimari estetiği, çini süslemeleri ve bulunduğu konum itibarıyla da büyüleyici bir ziyaret noktası.

Türbe, artık izleri silinmiş Akşehir Kalesi’nin içinde, Sultandağları'nın eteklerinde yükseliyor. Dört köşe temeller üzerine kurulu olan yapı; taş, tuğla ve renkli çini detaylarıyla göz alıcı bir armoni sunuyor. Yapının alt kısmı taşla örülürken, kubbeleri içte yuvarlak, dışta ise mahruti (konik) formlarla inşa edilmiştir.

16 Yüzeyli Gövde ve Renkli Çinilerle Bezenmiş Nişler

Kare taban üzerine oturtulmuş on altıgen planlı türbe, mimari açıdan Selçuklu döneminin zarif detaylarını yansıtır. Her bir yüzeyde bulunan sivri kemerli nişler, hem estetik bir denge sağlar hem de çini ve sırlı tuğlalarla yapılmış bezemeleriyle büyüleyici bir görsellik sunar.

Bu nişler, üçgen alınlıklarla son bulur ve bu yüzeyler aracılığıyla, on altı dilimli ikinci bölüme geçilir. Yapının bu kısmında, ustalıkla kesilmiş yarım daire ve üçgen kesitli tuğlalarla inşa edilen silmeler göze çarpar.

1268’den Bugüne Gelen Manevi İz

Seyyid Mahmud Hayrani, Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde büyük rol oynamış bir mutasavvıftır. Vefat tarihi olan Hicri 667 (Miladi 1268) yılı, türbenin inşa tarihi olarak kabul edilir. Bu yapı, sadece bir mezar değil; aynı zamanda Anadolu tasavvuf mimarisinin simgesi olarak değerlidir.

Ziyaretçilerini Manevi Yolculuğa Davet Ediyor

Tarihe, sanata ve maneviyata ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken bu türbe, hem mimari detaylarıyla hem de bulunduğu doğal güzelliklerle çevrili konumuyla görsel ve ruhsal bir deneyim sunuyor.

Akşehir’in Bu Eşsiz Değerini Keşfetmeye Hazır mısınız?

Tarihi yapılar sadece taş ve harçtan ibaret değildir; her biri birer hikâyedir. Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi de bu kadim hikâyelerden biridir. Eğer yolunuz Akşehir’e düşerse, bu manevi durağa uğramayı unutmayın.