Çocuklarda “sallanan diş ergenliği” olarak adlandırılan dönem, genellikle 6 ile 12 yaş arasında, süt dişlerinin dökülüp kalıcı dişlerin çıkmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Diş değişim süreci, yalnızca fiziksel bir gelişim değil; aynı zamanda çocuğun beden farkındalığı, özgüven gelişimi ve sosyal ilişkileri üzerinde de etkili olan bir psikososyal dönem olarak kabul ediliyor.

Neden “Sallanan Diş Ergenliği” Deniyor?

Bu tanım, tıp literatüründe yer almamakla birlikte çocuk gelişimi uzmanları ve pedagoglar tarafından mecazi olarak kullanılır. Çünkü bu dönem, bir nevi erken ergenlik alıştırması gibidir:

Çocuklar vücutlarında değişim yaşar.

Sallanan ya da düşen dişler, görünüş kaygısı yaratabilir.

Okul çağındaki arkadaş ilişkileri, alay edilme gibi durumlarla pekişebilir.

Bu durum çocuklarda huzursuzluk, utanma, içine kapanma ya da tam tersi dikkat çekme isteği gibi davranış değişikliklerine yol açabilir.

Ebeveynler Bu Dönemde Ne Yapmalı?

Uzmanlara göre bu süreci sağlıklı geçirmek için ailelerin bazı temel adımları atması gerekiyor:

Empati Kurun: “Bu da geçecek” demek yerine onun hislerini dinleyin ve anladığınızı hissettirin.

Dış Görünüş Kaygılarına Dikkat: Ön dişlerin düşmesi, çocukta gülme ya da konuşma korkusuna neden olabilir. Bu durumda destekleyici olun.

Diş Hekimi Kontrolü: Dişlerin sıralanışı, yeni gelen dişlerin sağlığı ve çene yapısı için düzenli diş hekimi kontrolleri şarttır.

Sosyal Gelişim Takibi: Okulda veya arkadaş ortamında yaşadığı özgüven sorunları varsa rehberlik servisi veya pedagog desteği gerekebilir.

Beslenme ve Hijyen: Diş değişim sürecinde vitamin desteği, dengeli beslenme ve doğru fırçalama alışkanlıkları çok önemlidir.

Uzmanlar “Çocuklar bu dönemde hem fizyolojik hem duygusal olarak büyür. Sallanan bir diş, sadece bir diş değil; onun gözünde değişen bedenine, büyümeye ve hayatın sorumluluklarına açılan bir kapıdır. Ebeveynin desteği, bu kapının güvenle açılmasını sağlar.” diyor.

“Sallanan diş ergenliği” dönemi, çocukların gelişiminde kritik ve çoğu zaman göz ardı edilen bir süreçtir. Hem fiziksel hem de duygusal olarak doğru desteklenmeleri, çocuğun sağlıklı bir birey olma yolculuğundaki en önemli adımlardan biridir. Ebeveynlerin bu dönemi fark etmesi, sadece bir dişin düşmesinden çok daha fazlasını ifade eder.