Modern yaşamın hızına yetişmeye çalışan bireylerin en büyük kurtarıcısı haline gelen ultra işlenmiş gıdalar, artık bilim dünyasının da en çok uyardığı konular arasında. Günlük yaşamda sıkça tüketilen hazır çorbalar, dondurulmuş ürünler, aromalı içecekler, paketli atıştırmalıklar ve fast food gıdalar; yüksek oranda katkı maddesi, şeker, tuz ve trans yağ içeriyor.

Uzmanlar, bu tür ürünlerin uzun vadede kalp-damar hastalıkları, obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve bazı kanser türleri için ciddi risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca bağırsak florasını bozarak bağışıklık sistemini zayıflattıkları da yapılan araştırmalarda ortaya konuyor.

Yapmamız Gerekenler:

Etiket okuyun: İçeriğinde çok sayıda katkı maddesi, şeker veya yağ bulunan ürünlerden uzak durun.

Evde hazırlayın: Mümkün oldukça taze ve doğal malzemelerle kendi yemeğinizi yapın.

Sebze ve meyve ağırlıklı beslenin: Lifli, vitamin ve mineral yönünden zengin besinler vücudu korur.

Su tüketimini artırın: Şekerli ve gazlı içecekler yerine su, ayran veya bitki çaylarını tercih edin.

Uzak Durmamız Gerekenler:

Paketli ve raf ömrü uzun ürünler

Şekerli tahıllar, hazır soslar ve enerji içecekleri

İşlenmiş et ürünleri (sosis, salam, sucuk)

Tatlandırıcı içeren “diyet” olarak pazarlanan ürünler

Uzmanlara göre, “her şeyin azı karar, çoğu zarar” ilkesi burada da geçerli. Zaman zaman bu ürünlere başvurmak kaçınılmaz olsa da, temel beslenme alışkanlığının doğal gıdalardan oluşması sağlıklı bir yaşam için büyük önem taşıyor.

Kısacası, market raflarının cazibesine kapılmadan doğal ve sade beslenmek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımız için atılabilecek en güçlü adım.

Not: Bu haber yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza veya beslenme uzmanınıza başvurun.