Yüzbinlerce öğrenciyi yakından ilgilendiren Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı için geri sayım başladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl 4 Haziran'da yapılacak sınav öncesi yaşanan deprem felaketinden dolayı ikinci dönem konularını sınav müfredatından kaldırdı. 2 oturum şeklinde yapılacak olan sınavın birinci oturumu 09.30'da başlayacak ve sözel bölümüyle devam edecek. Adaylar 50 soruya 75 dakikalık bir süreyle devam edecekler. Verilen aranın ardından ise ikinci oturum saat 11.30'da tekrar başlayacak ve sayısal sorular olarak devam edecek.
“Sınav sabahı adayların rutin bir kahvaltı yapmalarını tavsiye ediyoruz”
Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, LGS'ye kısa bir süre kala öğrencilerin sınavdan önce olumlu düşünmeleri gerektiğinin altını çizdi. Aladağ, “Burada önemli olan sınava birkaç gün kala adaylar kaygı ve motivasyon düzeylerine önemli düzeyde dikkat etmeliler. Sınava giren yaklaşık 1 milyon adayın tamamında heyecan ve kaygı normal. Adayların sınavdan önce olumlu düşünmeleri gerekiyor. Yani sınavın kolaylığıyla, zorluğuyla ilgili bir ön yargıya kapılmamaları gerekiyor. Tabii genel olarak düşündüğümüz zaman sınav sabahı adayların rutin bir kahvaltı yapmalarını tavsiye ediyoruz. Anne ve babalar sınav günü özellikle öğrencilerine başarılarını arttırmak düşünceleriyle farklı yiyecekler ve içecekler tavsiye edebiliyorlar. Ama adayların alışkın olmadıkları besin ve ilaçları özellikle doktor tavsiyesi olmadan almamaları gerekiyor. Çünkü o gün metabolizmaya farklı bir girişin olması uygun olmayacaktır. Sınava giderken uçuk kıyafetler giyinmekten kaçınmaları gerekiyor. Bütün gözlerin kendilerinde olmasını görmeleri çok iyi bir şey değil. Rahat kıyafetlerle sınava gitmelerini istiyoruz” dedi.
"Sorularla inatlaşmayın"
Sınav sırasında dikkat etmeleri gereken hususlarda öğrencilere önemli tavsiyelerde bulunan Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Sınavda farklı soru kitapçıkları da olacaktır. Adaylar kolay sorular, zor sorularla karşılaşabileceklerdir. Kolay sorular geldiği zaman, bu ne kadar kolay bir soruymuş dememeleri gerekiyor. Ya da zor sorular da, seçici sorular olacaktır. Zor sorulara da takılıp kalmamakta fayda vardır. Adaylar şunu unutmamalılar. Bir test içindeki bütün soruların puan değerleri aynıdır. Yani bir matematik sorusunu diyelim ki Türkiye'de bütün adaylar doğru yaptı. Bir matematik sorusunda sadece siz yaptınız. Bu iki sorunun puan değeri aynıdır. Bu nedenle adayların yapamadığı sorulara takılıp kalmamalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü sınavdan sonra baktıkları zaman adayların daha kolay sorularda yüksek başarı elde ettiğini ve seçili sorularda zorlandıklarını görüyoruz. Son yıllarda LGS sınavlarına baktığımız zaman soruların daha görsel bir şekilde ama uzun olduğunu görüyoruz. Adayların uzun sorulardan korkmamaları gerekiyor. Çünkü uzun sorular çok fazla ipucu olan sorulardır ve adayların doğru yapmaları için ipuçları oldukça fazladır. Sorularla inatlaşmasın adaylar. Bazen oluyor ki ben bu soruyu yapamazsam sorun olur, çok soru gördüm, bu soruyu yapamazsam bana ayıp olur gibi adayların sınavda böyle düşüncelere kapıldıklarını görüyoruz. Yine söylüyoruz, bütün sorular aynı puan değerindedir. Yapamadıkları sorulara işaret koyacaklar. Zamanları mutlaka kaldığı için bu sorulara tekrardan bakmaları gerekiyor. Adayların kesinlikle bütün soruları sonuna kadar okumalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bazen cevap son satırlarda, son kelimelerde, son cümlelerde saklı olabilmekte. Adayların bütün soruları tam anlamıyla okumalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Anne ve babaların öğrencilere kaygıyı aşılamadan sınava göndermelerini öneririz”
Anne ve babalara tavsiyelerde bulunan Aladağ, “Burada en büyük sorumluluk anne ve babalardır. Herhalde sınava giren öğrenciler, anne ve babalarına bir kaygı cihazı takılmış olsa anne ve babaların da kaygıları en az öğrenciler kadar yüksek olacaktır. Bu nedenle anne ve babalar öğrencilerini çok tanıyorlar. Onların kapasitesini bekliyorlar. Kesinlikle öğrencilerinden kapasitelerinin üzerinde beklenti içinde olmasınlar. Çünkü kaygıyı oluşturan sebeplere baktığımız zaman, öğrencilerde en çok anne ve babanın yüksek başarı beklentisi görüyoruz. Şu duygu olmalı; oğlum ya da kızım bu sınav ne hayatın ilk sınavı ne de son sınavı. Sınav sonunda sınav sonucu ne olursa olsun sen bizim çocuğumuzsun. Bu sonsuza kadar da böyle devam edecektir. Bu nedenle anne ve babalar kesinlikle bir kıyaslama yapmadan yüksek başarı beklentisi olmadan ve öğrencilere kaygıyı aşılamadan sınava göndermelerini öneririz” diye konuştu.