HİSDER’ de Dört Halife Dönemi Konuşuldu

Hisder’de Dört Halife Dönemi’ni anlatan Prof. Dr. Ahmet Güzel, Dört Halife’nin uyguladığı idârî ve siyasî sistemin temel ilkelerini “hürriyet, adalet, ehliyet ve istişare” şeklinde açıkladı.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği (HİSDER)’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde Hz. Peygamber’den sonraki Dört Halife Dönemi konuşuldu. Prof. Dr. Ahmet Güzel, Dört Halife’nin 30 yıl boyunca siyasî sistemini oturttuğu temel ilkelerin “hürriyet, adalet, ehliyet ve istişare” olduğunu söyledi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güzel, Kur’an’ın siyasetle ilgili genel ilkelerini şöyle özetledi: “İlk olarak Hz. Peygamber, Kur’an-ı Kerim doğrultusunda hürriyet konusuna ağırlık veriyor. Adalet ve ehliyet (liyakat) konusu ile danışma, istişare dediğimiz hususlara önem veriyor. Yâni Kur’an-ı Kerim’in bize genel ilke olarak sunduğu, Hz. Peygamber’in uyguladığı ve dört halifenin de takip ettiği Kur’an’ın siyasetle ilgili genel ilkelerini bu şekilde sayabiliriz.”

Hilafet Nedir? Halife Kime Denir?

“Dört Halife döneminde yapılan uygulamaya biz hilafet diyoruz. Seçilen ilk yöneticiye, yani Hz. Ebu Bekir’e “halifetü resûllillah” denilmiş. Hz. Ömer’e de “emîrü’l-mü’minîn” deniliyor” diyen Güzel, hilafet ve halife kavramlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

Kur’an-ı Kerim’de hilafet ve halife kavramlarının geçtiğini görürüz. Mesela Bakara 30’da geçer. En’am 165’de, Yunus 73’de, Nelm 62’de halife kavramı geçer. Bu ayetlerde siyasî içerikli bir kavramdan bahsedilmez. İnsanın yeryüzünde Allah’ın halifesi olduğundan bahsedilir. Biz hilafeti kısaca; Hz. Peygamber’den sonra devlet başkanlığı olarak tanımlıyoruz. Hilafet ilk kez Medine’de teşkil edilmiş. Müslümanların kurduğu medeniyetin ilk müessesesi hilafet kurumudur. Halifelik müessesesi temeli din olan dünyevî bir başkanlıktır. Hilafetin gayesi, Kur’an hükümlerini ve Hz. Peygamber’in sünnetine uymak suretiyle insanları hayra yöneltmek ve götürmektir. Seçimin temeli şûraya dayanmaktadır. Hilafet sisteminin ayakta durmasındaki ilk şart, ümmetin Halife’ye itaatını pekiştiren biattır. Biat bir anlamda bugünkü genel seçimi karşılar. Dört Halife bugünkü genel seçimi karşılayan biat ve şûra yönetimine dayalı olarak ve ümmetin rızasına dayalı olarak icmâ ile halife olmuşlardır.”

Valilerin Hediye Almaları Yasak

Dört Halife Döneminin idarî uygulamaları hakkında da bilgi veren Güzel, valilik müessesesinin İslâm toplumu ve dört halife döneminin olmazsa olmazlarından olduğunu belirterek şu açıklamaları yaptı: “Valiler çok özel seçilmiş kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Burada ehliyete bakılıyor. Valiler göreve gönderilirken yardımcıları belirleniyor, sorumluluk alanları ile yetkileri de belirtiliyor. İstihbarat ve müfettişlerle sıkı kontrol altına alınıyor. Göreve başlamadan önce mal varlığı tesbiti yapılıyor. Bu önemli bir husus. Vali görev yerine giderken eline resmî bir kararname veriliyor. Başta hediye ve rüşvet konusunda hassas davranılmış. Kesinlikle hediye almaları yasak. Herhangi bir şekilde kokusu dahi olsa rüşvete bulaşmaları yasak.

Türk Atına Binilmeyecek

Halife Hz. Ömer’in valilere yönelik bazı kuralları var: İnce, ipekli ve gösterişli elbise giyilmeyecek. Türk atına binilmeyecek. Yâni son model binit (araba) kullanmayacaksın gibi.. Merkezde vali koordinasyonu ciddî anlamda sağlıklı bir şekilde işletilmiş. Memur seçiminde yine ehliyet ve liyakat ön planda tutulmuş. Görev almak için hırslı olana görev verilmemiş. Görev isteyene değil, ehil olana verilmiş. Halkı sıkıntıya sokacak memur istihdam edilmemiş. Süper zekâlı kişiler (dâhiler) devletin önemli kademelerinde görevlendirilerek istifade edilmiş.”

Sorumlu Kişilere Yetki Verilmiş

Dört halife de sorumluluk verdiği kişiye yetki vermiş. Müdahale edilmemiş. Bu ister vali olsun ister öğretmen. Halkla ilişkiler konusunda sevgi ve saygıya önem verilmiş. Anneleri tarafından yol kenarına bırakılan çocuklar devletin himayesi altına alınmış. Asgari ücret tesbiti yapılmış. Hayali bir şekilde değil. 30 kişi çağrılmış sabah, öğlen, akşam üç öğün yemek verilmiş bunlara. Bunların toplam masrafı ne kadar? Asgari ücretin hesaplanmasında böyle uygulamaları da görüyoruz. Müslümanların her sorunuyla ilgilenilmiş.

Dört Halife Döneminde Adalet

Hükümler dinin ahkâmına uygun, yani yasama ruhuna uygun olmalı. İcra organının başı Halife, Yürütmeyi valiler sağlıyor. İcra ve adlî organ birbirinden ayrı tutulmuş. Bağımsız yargı burada da oluşturulmuş. Hz. Ali, Peygamber Efendimiz’in müsaadesiyle hüküm ve fetva vermiş. Adliye teşkilatı ilk defa Hz. Ömer efendimiz döneminde kuruluyor. İkdâ (Fetva) ve Kaza (Hüküm) verme mahkemeleri kurulmuş. Kadılar büyük bir titizlikle seçiliyor. Bilirkişi uygulaması getiriliyor. Hz. Ali, davacıların ve şahitlerin birbirlerini görmeme kuralını getirmiş. Günümüzde sanıyorum böyle bir şey yok. Aslında bence ihtiyaç var. Davacı, davalı ve şahitler bir arada bulundurulmuyor. Zor durumda ve baskı altında kalmamaları için. Günümüzdeki Yargıtay’a benzeyen bir tür üst idare mahkemesi diyebileceğimiz Mezalim Mahkemelerini de Hz. Ali Efendimiz kurmuş.

Olağanüstü Hâller Fonu Ayrılmış

Şurası çok önemli. Bir deprem yaşadık. Yardım seferberliği çok önemli. Ama sanıyorum şu gündeme gelmeli. Veya daha pratize edilmeli. Hz. Ali Efendimiz, olağanüstü haller (deprem, yangın, sel felaketi) için fon tahsisatı ayırmış. Hz. Ali Efendimiz, felaketlerde hazırlıksız yakalanmama adına özel bir fon ayırmış. Küçük çocuğa100 dirhem, oyun cağındaki çocuğa 200 dirhem aylık bağlanmış. Hasta, yoksul, kimsesiz ve cenaze masrafları için fon ayrılmış.”

Kılıçarslan Salonu’nda gerçekleştirilen sohbetten sonra Hisder Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar, konuşmacı Prof. Dr. Ahmet Güzel’e hediyesini MEDAŞ eski müdürü Mehmet Gazel’le birlikte takdim etti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri