Toplumlarda yüzyıllardır süregelen "erkek geçindirir" anlayışı, değişen ekonomik ve sosyal koşullarla birlikte dönüşüm geçiriyor. Özellikle şehir yaşamında eğitim düzeyi yüksek kadınların kariyer basamaklarını hızla tırmanması ve erkeklerden daha çok kazanması artık yaygın bir durum. Ancak bu değişim, bazı erkeklerde özgüven kaybı, yetersizlik hissi ve ilişkisel çatışmalar gibi sonuçlar doğurabiliyor.
Toplumsal kodlar erkekleri nasıl etkiliyor?
Sosyologlara göre, geleneksel erkeklik algısı “ailenin geçimini sağlama” rolüyle sıkı sıkıya bağlantılı. Bu rolün kadın tarafından üstlenilmesi, erkeklerin kendilerini “başarısız” veya “gereksiz” hissetmesine neden olabiliyor.
Uzmanlar bu konuda şunları söylüyor: “Birçok erkek, yetiştirilme biçimi nedeniyle başarıyı ve değerini maaşla ölçüyor. Kadın partnerin daha fazla kazanması, erkek egosunda kırılma yaratabiliyor.”
İlişkilerdeki etkisi ne oluyor?
Kadının daha fazla kazandığı ilişkilerde, rollerin yeniden tanımlanması gerekiyor. Ancak bu geçiş sürecinde iletişim problemleri, kıskançlık, kontrol ihtiyacı ve hatta pasif-agresif davranışlar ortaya çıkabiliyor. Bu durumun uzun vadede ilişkilere zarar verebileceği belirtiliyor.
Çözüm: Yeni erkeklik tanımı
Uzmanlara göre bu sorunun üstesinden gelmenin yolu, duygusal zekânın artırılması, eşitlikçi ilişki modellerinin teşvik edilmesi ve toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden yorumlanması ile mümkün. Erkeklerin kendi değerlerini sadece ekonomik katkı üzerinden tanımlamaması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, kadınların ekonomik başarılarının artması, toplumun tüm bireylerinden yeni bir bakış açısı ve esneklik talep ediyor. Bu dönüşüm, özgüven sorunlarını değil, eşitliğe dayalı sağlıklı ilişkileri beraberinde getirmeli.