İsrail’in acımasız bir katliam gerçekleştirdiğini belirten Yusuf Küçükdağ, “Dünya, uzun tarihi boyunca çok yıkım ve savaşa sahne oldu. Bugün ise hiç benzeri görülmemiş bir yıkım ve savaş sahnelenmektedir. On yedi yıldır, çevresi on metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili yani açık hava hapishanesi içinde boğulan bir halk; başta İsrail, ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada’nın desteklediği hava, deniz, kara güçleri tarafından denizden, havadan ve karadan kuşatılmış vaziyettedir. Avuç içi kadar alandaki Gazze’ye bu şartlar altında orantısız bir güçle yapılan İsrail saldırıları, iki buçuk ayı geride bırakmak üzeredir. Hamas’la savaştığını belirten İsrail, dünyanın gözü önünde çocuklar, kadınlarla, sivil toplumla savaşmakta ve acımasız bir katliamı gerçekleştirmektedir. Katledilenlerin on bine ulaşan kısmı, bebek ve çocuktur. Kadın ve sivillerle öldürülenler; toplamda yirmi bine ulaşmış, yaralı elli bini geçmiş bulunmaktadır. Yıkılan camiler, kiliseler, bombalanan okullar, hastaneler, yerle bir edilen evlerle Gazze, enkaz yığınına çevrilmiş bulunmaktadır. Bu savaş değil, soykırımdır. Bu, savaş suçudur” diye ifade etti.
YENİ GAZZELER OLUŞTURACAK SALDIRISINA DEVAM EDECEKTİR
Gazze’yi yok ederse durmayacak olan İsrail’in, kendinin gördüğü coğrafyada yeni Gazzeler oluşturarak saldırısını sürdüreceğine dikkat çeken Yusuf Küçükdağ, “Filistinlileri öldürme, yerinden yurdundan kaçırmak üzere katliamlar yaparak köyleri kasabaları boşaltan İrgun, Stern, Haganah gibi Yahudi terör örgütlerinin birleşmesinden oluşan İsrail; devlet değil devletlerin güçlerini kullanan terör örgütü olduğunu göstermiştir. Dünyanın ve İslam âleminin, İsrail karşısındaki tavrı; artık devlet değil, terör örgütüne karşı bir tavır olmak zorundadır. İsrail, farklı toplumları yönetecek bir devlet olmadığını göstermiştir. Irkçılığın, dinleşmiş kudurgan bir anlayışını temsil eden İsrail; kendinden olmayana, hayat hakkı tanımayan zihniyetini, acımasız bir şekilde sahada uygulamaya koymuş bulunmaktadır. Bozulmuş Tevrat’ı referans gösteren Başbakanından hahamlarına varıncaya kadar, acımasız bir ırkçılık anlayışı; katliamların kaynağıdır. Bu anlayış; bayrağında yer alan iki mavi şeritle temsil edilen Nil’den Fırat’a bütün coğrafyayı kendilerinin gören “Arz-ı Mev’ud/Vaadedilmiş Topraklar” inancıyla, Orta Doğu’yu cehenneme çevirmeye başlamıştır. İsrail, Gazze’yi yok ederse durmayacak, kendinin gördüğü coğrafyada yeni Gazzeler oluşturarak saldırısını sürdürecektir. Bu Siyonist politika, devlet politikasıdır. Yakın hedef; aradaki Lübnan, Suriye sayılmazsa Türkiye’dir. Subaylarına, Van Gölü’ne kadar olan alanı vatan olarak öğreten; saldırgan, hukuk tanımaz sapık güç halinde İsrail’in, Türkiye’yi Gazze sonrası hedef yapacağı halkımız tarafından iyi görülmelidir. Bunun için Mescid-i Aksa, Kudüs, Gazze; İstanbul, Ankara ne ise Türkiye için o olmak durumundadır” şeklinde konuştu.
İSRAİL’İ DURMAK TÜM DÜNYANIN İNSANLIK GÖREVİDİR
İsrail’in durmanın sadece Müslümanların değil, tüm dünyanın insanlık görevidir diyen Yusuf Küçükdağ, “Yalnız, belirtilmelidir ki dünya, günümüzde şaşırtıcı bir dönüşümün tanığıdır. Dün Holokost/Yahudi soykırımından sorumlu tutulan Almanya; Başbakanı, Hava Kuvvetleri Komutanı başta olmak üzere Yahudileşmiş, siyonizmin emrine girmiş bulunmaktadır. Nazi kamplarında tutulup soykırımına uğradığını iddia eden siyonistler ise, Gazze’de yaptıklarıyla, Hitler’e rahmet okutur hale gelmişlerdir. Nazi, tarihte kalan Hitler ordusunun subayları değil, Netanyahu ve hükümetiyle ordusudur. Bu haliyle, suçüstü konumdadırlar. Hristiyan dünyasının durumu da o hayret verici dönüşümün içindedir. Hz. İsa’nın Romalılara ihbar edilmesi ve çarmıha gerilmesi inançlarından dolayı, ülkelerinden Yahudileri sürüp çıkaran, Endülüs’te Müslümanlarla birlikte Yahudileri de katliamlara uğratan Haçlı âlemi, Yahudi sevici hale gelmiştir. İsrail’in bir habis ur halinde İslam dünyasının ortasında yerleştirilmesi, yaptığı bütün saldırı ve katliamlarda destekçi olarak yanlarında durmaları, Haçlı dünyasındaki değişimin boyutunu göstermektedir. Hristiyan dünyasının yönetimlerine hâkim olan İsrail yanlısı durum, yalnız halklarının vicdanını satın alamamıştır. Barışa düşman, insan celladı bir canavarlık, Orta Doğu’da devletleştirilip üretilmiş bulunmaktadır. İsrail’i durdurmak, sadece Müslümanların değil, tüm dünyanın insanlık görevidir. Onun için acilen akan kanın durdurulması, kalıcı bir ateşkesin ilanının sağlanması gerekmektedir. Halkımızın Siyonist İsrail karşısındaki duyarlılığı
sevindiricidir. Bu duyarlılığın, protesto ve kampanyalarla her kesimde geliştirilmesi gerekmektedir. İnsan haklarını şiar edindiğini söyleyen AB ve NATO gibi uluslararası teşkilatlar, saldırıları durdurmaya dönük bir ortak güç oluşturması gerekmektedir. Bu doğrultuda halkımızı, İsrail ve şartsız destek veren katliam ortaklarına karşı tavır almaya davet ediyorum” diye konuştu.