Konya’nın tarihi mirasları arasında özel bir yere sahip olan Şeyh Şihabüddin Sühreverdi Camii ve Külliyesi, Ereğli ilçe merkezinde, Türbe Mahallesi’nde yer alıyor. Zaviye, mescit, türbe ve açık türbeden oluşan bu tarihi yapı, hem mimarisi hem de tarihsel geçmişiyle dikkat çekiyor.
Mescit ve türbe, Karamanoğulları döneminde, 1391 yılında inşa edilmiş. Ancak külliyeye ait en erken yapının, XIII. yüzyıla ait zaviye olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı’nın 1985-1987 yıllarında yaptığı kazılarda ortaya çıkarılan zaviye kalıntıları, derviş hücreleri, aşevi, koridorlar ve süslemeleriyle Anadolu’daki tasavvufi yapılar arasında önemli bir yere sahip.
Zaviyede kullanılan alçı süslemeler ve hayvan figürleri, Konya’daki Kılıçarslan Köşkü ile benzerlik gösteriyor. Bu durum, yapının sanat tarihi açısından da önemini artırıyor. Duvar kaplamalarında kullanılan dekoratif alçılar, XIII. yüzyıl sanat anlayışını yansıtıyor.
Mescit ve türbe bölümü ise 1950-1951 yıllarında restore edilerek bugünkü hâline getirilmiş. Önceden çökmüş olan toprak dam, ahşap çatı ile kaplanmış. Mihrabın üzerinde bulunan sivri kemerli pencereler ve iç mekânda yer alan alçı süslemeler dikkat çekici. Kitabeye göre bu yapı, Karamanoğlu Süleyman Bey’in kızı Nasiha Hatun tarafından 1391 yılında yaptırılmış. Bu bilgiler, kadınların da vakıf ve mimari yapılar üzerindeki etkisini göstermesi bakımından önemli bir belge niteliğinde.
Mescidin doğusundaki açık türbede ise üç sanduka yer alıyor. Bu alanda yapılan arkeolojik kazılarda, Selçuklular dönemine ait küçük objeler bulunmuş. En büyük sandukanın, bölgenin önemli isimlerinden biri olan Ereğlili Şeyh Şihabüddin Makbul’a (Çoban) ait olduğu tahmin ediliyor.
Tarihe ilgi duyanlar için eşsiz bir keşif noktası olan bu külliye, hem Selçuklu hem de Karamanoğulları döneminin izlerini taşıyor. Kültürel miras turizmine kazandırılması beklenen yapının, hem bölge halkı hem de ziyaretçiler tarafından daha fazla tanınması amaçlanıyor.