Ankara'da 2,5 yıl önce ailesi ile gittiği kafede cam kaşığı çok beğenen Semra Tüfekçi (38), garsonun önerisi ile alevde cam işleme kursuna başladı.
2 yıl boyunca eğitim alan aynı zamanda öğretmenlik için bir çok belgeye sahip olmaya çalışan Tüfekçi, şimdilerde Konya'da açtığı cam sanat atölyesinde hem tasarladığı ürünleri satıyor hem de bu mesleği gençlere aktarmak istiyor. Eşi ile en büyük hedefinin karavanda yaşamak olduğunu belirten Tüfekçi, bu sanatı isteyen gençlere aktardıktan sonra atölyesini bırakıp eşi ile karavanda yaşamak istiyor. Karavanda da sanatına devam edecek olan Tüfekçi, gittikleri yerlerde tasarladığı ürünleri satmayı hedefliyor. Tüfekçi, yurt dışından aldığı cam boruları ilk olarak ateşte eritiyor, bal kıvamına gelen camlar daha sonra Tüfekçi'nin elinde kolye, bileklik, renk renk çiçekler, ev eşyaları ve tespih gibi ürünlere dönüşüyor.
“YENİ ŞEKİLLER VE TEKNİKLER ÖĞRENMEK İSTİYORUM”
Sanata başlama hikayesini anlatan Semra Tüfekçi, “Bu mesleğe bir hobi olarak başladım. Biz bir kafede otururken kahvemizin yanında bir cam kaşık geldi. Çok hoşumuza gitti ve orada çalışan garson bize kart uzattı. ‘Benim patronum bu işi yapıyor, derslere katılmak ister misiniz?' dedi. Ben de bu şekilde hobi olarak başladım. Daha sonrasında eşim ile hayalimiz karavanda yaşamaktı. Karavanda da bu işin çok iyi yapılabileceğini düşündük. Sonrasında da bu işin tüm belgelerini almaya başladım. Ustalık, usta öğreticilik belgeleri alırken şu anda bu pozisyona gelmiş olduk. Bu meslekte çok fazla hırsım ve büyük hedeflerim yok. Hem gezerken gelirimizi sağlamak hem de zevkle keyif aldığımız mesleği yapmak istiyorum. Tabii ki yeni şeyler öğrenmek, insanın kendisine yeni şeyler katması çok güzel bir şey. Bu işin ustalarından yeni şekiller ve teknikler öğrenmek tabii ki isterim” dedi.
“BU MESLEĞİ YAPARKEN HER ŞEYİ UNUTUYORSUN”
Sanatındaki hedeflerinin olduğunu söyleyen Tüfekçi, “Cam sanatını gittiği yere kadar devam ettirmek istiyoruz. Çünkü biz eşimle ‘hadi şunu yapalım' diye karar veren bir çiftiz. Ne zamana kadar gider biz de bilmiyoruz. Ama çok keyif aldığım bir meslek hem işimi yaparken keyif alıyorum hem de stres atıyorum. Her iki eli çalıştırmak zorunda olduğumuz için de beynin her iki tarafı da çalışıyor. Bu mesleği yaparken bütün aklında olabilecek her şeyi unutuyorsun” şeklinde konuştu.
“GEREKİRSE ANAHTARI TESLİM EDİP GİTMEYİ DÜŞÜNÜYORUM”
Sanatını gençlere aktarmayı çok istediğini ifade eden Tüfekçi, “Normalde biz Ankara'da yaşıyorduk, eşim Konyalı olduğu için, Şubat ayında Ankara'dan Konya'ya taşındık. Konyalıların da ilgisi gayet güzel. İnsanlar merak edip geliyor. Öğrenmek isteyen öğrencilerimiz de var. Biz bu mesleği gezerek yapmayı düşündüğümüz için Konya'daki amacımız bu sanatla ilgilenen, gelecekteki mesleğinin bu olmasını isteyen, altın bilezik olarak düşünen gençlere öğretip gerekirse anahtarı teslim edip gitmeyi düşünüyorum” diye konuştu.