Konya, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla Yeşilçam sinemasının önemli çekim merkezlerinden biri olmuştur. Şehir, doğal güzellikleri ve tarihi mekanlarıyla birçok unutulmaz filme ev sahipliği yapmıştır.
1. Aşkların En Güzeli (1972)
Nejat Saydam'ın yönetmenliğini üstlendiği bu filmde, Tarık Akan ve Deniz Gökçer başrolleri paylaşmıştır. Film, Konya'da Mevlana'yı ziyarete gelen iki rakip iş adamının çocuklarının tesadüfi karşılaşmasını ve gelişen olayları konu alır.
1972 yapımı Aşkların En Güzeli, Türk sinemasının altın dönemi Yeşilçam'ın en duygusal filmleri arasında yer alıyor. Başrollerinde Tarık Akan ve Deniz Gökçer'in yer aldığı film, büyük oranda Konya’da çekilerek şehre sinema tarihinde özel bir yer kazandırdı.
Nejat Saydam’ın yönetmen koltuğuna oturduğu Aşkların En Güzeli, birbirine rakip iki iş adamının Mevlana türbesine yaptıkları manevi bir ziyarette, çocuklarının karşılaşmasıyla şekillenen romantik bir hikâyeyi konu alıyor. Aşk, aile bağları ve toplumsal değerler çerçevesinde gelişen olaylar, izleyiciye duygusal anlar yaşatıyor.
Film, özellikle Mevlana Müzesi, Tarihi Konya Evleri ve şehir meydanı gibi otantik mekânlarda çekildi. Konya’nın kültürel ve tarihi atmosferi, filmin ruhunu yansıtmakta büyük katkı sağladı. Şehir, bu film sayesinde 70'li yıllarda Türk sinemasında bir çekim merkezi olarak dikkat çekti.
2. Güneş Doğarken (1984)
Yılmaz Güney'in sürgün döneminde yazdığı senaryodan esinlenerek çekilen bu film, Konya'nın eski evleri ve yaşam tarzını yansıtır. Başrollerde Kadir İnanır ve Hülya Avşar yer almıştır.
Film, İstanbul'dan Konya'ya çalışmak üzere gelen Nalan'ın (Hülya Avşar), şehrin tanınmış kabadayısı Kara Davut (Kadir İnanır) ile yaşadığı tutkulu aşkı konu alır. Kara Davut'un evliliğindeki ilgisizlik ve Nalan'ın sevgi arayışı, ikiliyi birbirine yakınlaştırır. Ancak bu ilişki, Konya'nın muhafazakâr yapısı içinde çeşitli çatışmalara ve dramatik olaylara yol açar.
"Güneş Doğarken", Yılmaz Güney'in Konya'daki sürgün yıllarında tanıştığı Miço Mustafa'nın hayatından esinlenerek yazdığı "Dolav" adlı senaryodan uyarlanmıştır. Güney'in hukuki sorunları nedeniyle çekilemeyen bu senaryo, daha sonra bazı değişikliklerle "Güneş Doğarken" adıyla sinemaya uyarlanmıştır.
Film, Konya'nın eski evleri, otogarı ve sosyal yaşamını yansıtan sahneleriyle dikkat çeker. Ayrıca, Konyaspor ve Konya İdmanyurdu'nun birleştiği dönemde çekildiği için, filmde Konyaspor üzerinden ilerleyen futbol temaları da yer alır.
Şerif Gören'in yönetmenliğinde çekilen film, dönemin toplumsal normlarını ve bireylerin içsel çatışmalarını başarılı bir şekilde yansıtır. Kadir İnanır'ın canlandırdığı Kara Davut karakteri, geleneksel değerlerle modern duygular arasında sıkışmış bir figür olarak öne çıkar. Hülya Avşar'ın Nalan karakteri ise, sevgi ve ilgi arayışındaki bir kadının toplumla olan mücadelesini temsil eder.
3. Gramofon Avrat (1987)
Yusuf Kurçenli'nin yönettiği film, Sabahattin Ali'nin aynı adlı hikayesinden uyarlanmıştır. Türkan Şoray'ın başrolde olduğu film, Konya'da çekilmiştir.
Gramofon Avrat filmi Konya’da nerede çekildi?
Türkan Şoray'ın Konya'da çekilen filmi Gramofon Avrat'tır. 1987 yapımı bu film, Sabahattin Ali'nin aynı adlı hikâyesinden uyarlanmıştır ve yönetmenliğini Yusuf Kurçenli üstlenmiştir. Senaryosu Ayşe Şasa tarafından kaleme alınan film, 1930'lu yılların Konya'sında geçmektedir.
Film, oturak âlemlerinin gözde dansçısı Cemile'nin (Türkan Şoray) büyük kente gitme hayalleri ve bu süreçte yaşadığı dramatik olayları konu alır. Cemile'nin hayatına giren faytoncu Murat ve tüccar Ali ile olan ilişkileri, kıskançlıklar ve trajik gelişmeler etrafında şekillenir. Filmde ayrıca Hakan Balamir, Emin And, Menderes Samancılar ve Güzin Özipek gibi oyuncular da rol almıştır.
Çekimler, Konya'nın Meram ilçesindeki Yıldız Köşkü'nde gerçekleştirilmiştir. Bu köşk, filmdeki oturak âlemlerinin atmosferini yansıtmak amacıyla kullanılmıştır. Meram Belediyesi tarafından restore edilen Yıldız Köşkü'nün, Türk sinemasına yeniden hizmet etmesi planlanmaktadır.
Gramofon Avrat, dönemin Konya'sının sosyal yaşamını ve oturak âlemi kültürünü sinemaya taşıyan önemli bir yapımdır. Film, hem Türkan Şoray'ın performansı hem de tarihi atmosferiyle dikkat çekmektedir.