Çocukların elinden düşmeyen telefonlar ve saatlerce kaydırılan ekranlar… Sosyal medya artık hayatın ayrılmaz bir parçası, ancak son yapılan bilimsel araştırmalar, bu dijital alışkanlıkların çocuklar için ciddi psikolojik sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu.
Uluslararası düzeyde yapılan araştırmalara göre, özellikle 12-17 yaş aralığındaki çocuk ve ergenlerde sosyal medya kullanımı ile depresyon belirtileri arasında doğrudan bir ilişki bulundu. Uzun süre sosyal medyada vakit geçiren çocukların, daha az mutlu olduğu, kendini daha yalnız hissettiği ve sosyal karşılaştırma nedeniyle özgüven kaybı yaşadığı belirtiliyor.
Araştırmacılar, çocukların zihinsel sağlığını etkileyen faktörler arasında sosyal medya algoritmalarının da rol oynadığını vurguluyor. Sürekli olarak “mükemmel hayat” algısı sunan içeriklerle karşılaşan çocuklar, kendilerini yetersiz hissedebiliyor. Beğeni sayısına dayalı sosyal etkileşim de, değersizlik duygusunu artırabiliyor.
Ebeveynler Nelere Dikkat Etmeli?
Uzmanlara göre, sosyal medya tamamen yasaklanmasa da kontrollü kullanım büyük önem taşıyor. Ailelerin çocuklarıyla açık iletişim kurması, çevrim içi dünyada karşılaştıkları durumları konuşmaları, dijital sınırlar koymaları öneriliyor.
İşte çocukları dijital depresyondan korumak için bazı öneriler:
Günlük sosyal medya süresi sınırlandırılmalı.
Çocuklarla sosyal medya içerikleri hakkında konuşulmalı.
Açık ve güvenli bir iletişim ortamı sağlanmalı.
Çevrimdışı sosyal aktiviteler teşvik edilmeli.
Uyumadan önce ekran süresi kaldırılmalı.
Sosyal medya, doğru kullanıldığında faydalı bir araç olabilir. Ancak çocuklar için sağlıklı bir gelişim ortamı sunulabilmesi adına erişim şekli, süresi ve içerik türü mutlaka kontrol altında tutulmalı.