Konuşmasında toplumsal güvensizlikten ekonomik krize, devlet mimarisindeki bozulmadan yeni ittifak arayışlarına kadar pek çok konuya değinen Davutoğlu, önümüzdeki 2,5 yılı "yeni bir yürüyüş dönemi" olarak ilan etti.
"Bu Yolun Zor Olacağını Bilerek Çıktık"
Davutoğlu, 12 Aralık 2019’da partiyi kurarken ülkedeki baskıcı iklimi kırarak yola çıktıklarını hatırlattı. "Biz kolaya değil, zora taliptik" diyen Davutoğlu, Gelecek Partisi programının Türkiye tarihindeki en demokrat ve özgürlükçü program olduğunu savundu. Bugün açıklanan yeni manifestonun ise bu programın özünü koruyarak, geçen 6 yıldaki tecrübelerle millete verilen taahhüdün yenilenmesi olduğunu belirtti.
Toplumsal Çöküş ve Güvenlik Krizi
Davutoğlu konuşmasının büyük bir bölümünü ülkedeki "güvensizlik ve mutsuzluk" iklimine ayırdı. Devletin en temel görevinin vatandaşına güven vermek olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şu somut örneklerle hükümeti eleştirdi:
· Meclis'teki Taciz İddiaları: TBMM’de stajyer kız çocuklarına yönelik cinsel taciz iddialarına karşı yetkililerin sessiz kalmasını "yürek sarsıcı" olarak nitelendirdi ve Meclis Başkanı’nın istifa etmesi gerektiğini savundu.
· Adli Emanet Soygunu: Adalet mekanizmasının merkezinde yaşanan hırsızlığın, muhafazakâr değerlerin ne kadar aşındığının bir göstergesi olduğunu söyledi.
· Ahlaki Çöküş ve Uyuşturucu: Uyuşturucu operasyonlarının sadece "kim kime operasyon çekiyor" ekseninde tartışılmasını eleştirerek, toplumun önündeki isimlerin uyuşturucuyla anılmasının derin bir ahlaki çöküşün işareti olduğunu belirtti.
Ekonomi: "Herkesin Aynı Anda Mutsuz Olduğu Bir Sistem"
Ekonomik tabloyu analiz eden Davutoğlu, mevcut yönetimin hem işçiyi hem işvereni hem de çiftçiyi aynı anda mutsuz etmeyi "başardığını" ifade etti.
· Üretim ve Sanayi: Faiz ve rant ekonomisi nedeniyle sanayicilerin fabrikalarını Mısır ve Romanya gibi ülkelere taşıdığını belirtti.
· Asgari Ücret Önerisi: Asgari ücretin en az 35 bin lira olması gerektiğini, ancak işverenin rekabet gücünü korumak için bu maliyetin yarısını devletin üstlenmesi gerektiğini teklif etti.
· Kur Korumalı Mevduat (KKM): KKM’ye ayrılan kaynakları "Beytülmale ve millete ihanet" olarak tanımlayarak, bu kaynakların doğrudan üretime ve çiftçiye aktarılması gerektiğini söyledi.
Devlet Mimarisinde Restorasyon: "Müsteşarlık Geri Gelecek"
Devlet yönetiminde hiyerarşinin bozulduğunu iddia eden Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kaldırılan müsteşarlık kurumunun önemine dikkat çekti. Bakan yardımcılarının siyasi saiklerle hareket ettiğini ve bürokrasiyi sahipsiz bıraktığını savunarak, iktidara geldiklerinde devlet mimarisini geleneksel ve disiplinli yapısına geri döndüreceklerini vaat etti.
Siyasi Strateji ve İttifaklar: "Üçüncü Bir Alternatif Şart"
Seçimlere 2,5 yıl kaldığını hatırlatan Davutoğlu, partisine yönelik "zor durumdalar" algısı oluşturanlara "Biz yola inançla çıktık, aşkımız azalmadı arttı" cevabını verdi.
· İttifak Mesajı: Yeniden Refah Partisi ve Yeni Yol Grubu gibi yapılarla görüşmelerin sürdüğünü belirterek; milliyetçi, muhafazakâr ve özgürlükçü bir alternatif oluşturmak için her türlü iş birliğine hazır olduklarını ilan etti.
· İlkesel Duruş: "Kimsenin payandası değiliz" diyen Davutoğlu, birleşme veya ittifakların ancak "eşit ve onurlu" şartlarda gerçekleşebileceğini, hiçbir makam için ilkelerinden taviz vermeyeceklerini vurguladı.
Davutoğlu, teşkilatlarına "kapıları kapatmama ama kendi kapılarına ve kimliklerine sahip çıkma" talimatı vererek, bu kampı partinin "ikinci büyük başlangıcı" olarak tanımladı.