ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile kıyaslayarak aynı kefeye koyduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Başbakanı'nı aynı yerde değerlendiriyorsanız, o zaman siz ciddi bir yersizlik, yurtsuzluk, mekansızlık ve siyasi yurtsuzlukla karşı karşıyasınız demektir." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla dikkatlerin yurtların üzerine toplandığını belirten Çelik, Türkiye'nin yurt kapasitesinin 825 bini geçtiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "öğrencilerin dışarıda kalmaması, yurt imkanlarından faydalanması için azami gayret gösterilmesi" yönündeki iradesinin, Türkiye'yi 825 binlik bir yurt kapasitesine ulaştırdığını vurgulayan Çelik, Türkiye'nin yurt sayısında en yakın ülkeye 2 kat fark attığına dikkati çekti.
Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"CHP'li Seyit Torun, İzmir'in kurtuluş yıl dönümüyle alakalı sosyal medya hesabından sizin isminizi hedef alarak bazı açıklamalarda bulundu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Çelik, "CHP'nin geçmiş yıllarda düşürüldüğü tuzaklara düşmeye devam etmesi, uyarılmasına rağmen bu konuda ısrar etmesi bir kapasitesizlikten mi, yoksa kör bir inattan mı kaynaklanıyor bunun adını koymak zor." dedi.
Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti'ni kavga ettirmenin, geçmişteki devlet adamlarıyla Atatürk arasında bir zıtlık kurmaya çalışmanın Türkiye'ye bir fayda getirmediğini söyleyen Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin herhangi bir yerindeki bir pide fırınının yaşı kadar bile yaşı olmayan bazı devletler, kendilerine bir kök üretmek, bir tarih yaratmak için milyonlarca, milyarlarca dolar harcıyorlar. Halbuki bizim çok köklü bir tarihimiz, geçmişimiz var. Sürekli olarak bununla kavga etmemizin kimlerin işine yaradığını geçmişteki pek çok olayda gördük. Atatürk'ü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sürekli olarak herkesi kapsayacak biçimde değil de muhakkak suretle toplumun bir kesimini ya da belli bir anlayışı dışlayacak şekilde değerlendirmeye almalarını anlamak güç. Bundan bir türlü vazgeçemiyorlar.
Atatürk, herkesin ortak değeri, Türkiye Cumhuriyeti'nin hepimizin ortak çatısı, evi, yuvası olduğu anlayışı üzerine niçin bir cümle kuramıyorlar? Şimdi 'birtakım işgalcilerle iş birliği yapanlardan' bahsediyorlar. Bunlar tabii ki değerlendirme dışındadır, ister Osmanlı Devleti zamanında olsun, ister başka zamanda olsun, ister bugün açısından söz konusu olsun, bahsettiğimiz bu değil ki. 9 Eylül'de İzmir'in kurtuluşunda o direnişin anılması, oradaki Yunan işgaline, mezalimine karşı bir duruşun ortaya konulması gerekirken, milletin bu asil duruşu, iradesi, ruhu yeniden hatırlanması ve alkışlanması gerekirken niçin mesele bir tarih kavgasına döndürülmeye çalışılıyor? Bazı siyasetçi arkadaşlarımız, Nutuk'tan ya da Atatürk'ün başka cümlelerinden alıntı yaparak, onu bağlamından kopararak cevap vermeye çalışıyor. Niçin sürekli olarak Atatürk'ün cümlelerini bağlamından kopararak kendi dar siyasi kavgalarınıza mühimmat üretmek için kullanıyorsunuz?"
- "Türkiye'ye karşı yaptırım çağrısı kabul edilemez"
Atatürk'ün köklü liderler geleneğinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu ve Kurtuluş Savaşının Başkumandanı olarak en önemli ismi olduğunu vurgulayan Çelik, "Atatürk'ü, Türkiye Cumhuriyeti'ni toplumumuzun tamamını bütünleştirecek, kapsayacak, temsil edecek şekilde konumlandıran ve bu şekilde değerlendirenler doğru bir iş yapıyor." dedi.
Çelik, Atatürk'ün ismini kullanarak, cümlelerini bağlamından kopartanların, "cumhuriyetçi olduğunu" söyleyip de ülkenin demokrasisini, milletin geleneğini dövmeye çalışanların, parçalayıcı bir iş yaptığını belirtti. Ömer Çelik, Kurtuluş Savaşı'nın, 9 Eylül'ün ruhunun aynen yaşatılması gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Ukrayna Dışişleri Bakanlığına bağlı bir internet sitesinde, 'Türk iş insanları ve Türk bankalarına yaptırım uygulanmasına ilişkin bir kampanya yürütüldüğü' ortaya çıktı. Bu yaptırım çağrısıyla ilgili ne söylersiniz?" sorusuna, "Hiçbir ülkenin, hiçbir gerekçeyle Türkiye'ye karşı bir yaptırım çağrısında bulunması kabul edilemez. Bundan haberimiz var, takip ediyoruz. Kiev Büyükelçiliğimiz gerekli girişimleri yaptı. Bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Yakından takip ediyoruz." yanıtını verdi.
- "HDP'ye bakanlık verilmesi" tartışması
Çelik, "HDP'ye bakanlık verilmesi" tartışmasına ilişkin bir soru üzerine de altılı masanın en temel konularda bile mutabakata varamadığını söyledi. Özelleştirme ve Suriye politikasında olduğu gibi "HDP'ye bakanlık verilmesi" tartışmasında da farklı açıklamalar yapıldığını ifade eden Çelik, bu durumun, altılı masanın iç problemi olduğunu belirtti. Ömer Çelik, "Artık 'altılı masa' diye muhataplık veya bütünlükten bahsetmenin mümkün olmadığı daha net bir şekilde görülmüştür." diye konuştu.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in kıyaslanması
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile kıyaslamasına ilişkin soruya, "Türk milletinin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı ile bir darbeciyi aynı kefeye koymak, siyasi açıdan tam bir şuursuzluk ve çarpıklık." yanıtını verdi.
Çelik, Yunanistan Başbakanı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın aynı kefeye koyulduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu sözleri söylemek, Ankara'dan bir bakış açısı üretmek anlamına gelmiyor. Bu, meselelere Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinden bakıldığını göstermiyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Başbakanı'nı aynı yerde değerlendiriyorsanız, o zaman siz ciddi bir yersizlik, yurtsuzluk, mekansızlık ve siyasi yurtsuzlukla karşı karşıyasınız demektir. Aslında bu sadece bir itiraf, başka bir şey değil."
- Kraliçe'nin cenaze töreninde uygulanacak protokol
Kraliçe 2. Elizabeth'in 19 Eylül'deki cenaze töreninde uygulanacak protokole ilişkin soru üzerine Çelik, uygulanacak protokolün İngiltere'nin takdiri olduğunu belirterek, birçok liderin katılacağı programla ilgili kısa sürede hazırlık yapılmasının zorluklarına işaret etti.
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müsait olması durumunda cenaze törenine katılacağını açıkladığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
"Fakat programla ilgili çalışma devam ediyor. Henüz netleşmiş değil, şu anda net bir şey söyleyemiyorum. Çünkü biliyorsunuz öncesinde Şangay Beşlisi ile ilgili Özbekistan ziyareti var. Hemen ardından da Birleşmiş Milletler ziyareti var. Kraliçe'nin cenaze töreni, iki ziyaretin arasına denk geliyor. Dolayısıyla program nasıl ayarlanır, bu akış nasıl sağlanır halen arkadaşlar bunu çalışıyor. Şu anda biz bunu konuştuğumuz zaman bile bunun üzerinde çalışan bir heyet olduğunu, çalışmalarının sürdüğünü söyleyebilirim. O nedenle size kesin olarak bir şey söyleyemiyorum."
(Bitti)