Akşener, partisinin bir otelde düzenlediği "İYİ Eğitimle, Özgür ve Yenilikçi Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Toplum Vizyonu Tanıtım Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, bir eğitimci olarak eğitimi cumhuriyetin, demokrasinin, sınıflar arası geçirgenliğin mihenk taşı olarak gördüğünü ifade etti.
Meral Akşener, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en önemli vizyonlarından birinin eğitime verdiği değer ile Türkiye'de demokrasinin, cumhuriyet değerlerinin, hukukun üstünlüğünün ve adaletin tam anlamıyla yerleştirilmesinin eğitimle olacağına dair inancı olduğunu söyledi.
Bursa Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmen olduğunu belirten Akşener, felsefeden tarıma, edebiyattan müziğe her türlü eğitimi aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu benim kendi özelimden anlattığım bir şey, ülkemizin kalkınma modeliydi. Öncelikle öğretmen okulları gitti, sonrasında köy okulları kapandı, sonrasında defalarca bakanlar değişti, müfredatlar değişti, değişmedik hiçbir şey kalmadı. Eğitime olan güvenin ortadan kalktığı bir dönemdeyiz. Bunların gayet bilerek yapıldığına inanlardanım. Kimse bu kadar ahmak olamaz. Bu kadar bilimden uzak, bu kadar sürekli değişen, dijital dünyanın değer setleri ile yeni bir kurgulamaya doğru gitmek gerekirken, parası olanın çocuğunu okuttuğu, parası olmayanın çocuklarının 'işçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal' mantığına mahkum edildiği bir eğitim düzeniyle ve buna karşı bir Türkiye ile karşı karşıyayız."
"Fırsat eşitliği eğitimle sağlanabilir"
Akşener, İzmit'in bir köyünde doğduğunu, büyüdüğünü, daha iyi çalıştıklarında daha iyisinin olacağına inandıkları bir dönemde okuduğunu ama şimdi kendi köyündeki çocukların aynı şansa sahip olmadığını savundu.
"Köyümün çocuklarının elinde, bana devlet eliyle sunulan, çabalarımızla da sonuç aldığımız, fırsat eşitliği, sınıfsal geçirgenliği ortaya koyan şartlar yok şu anda. Tunceli'nin bir köyünden bir kız çocuğunun yola çıkıp gelip buradan size hitap etmesi artık mümkün değil. Samsun'un bir dağ köyünden yola çıkmış gelmiş bir genç kadının benim gibi buradan size hitap etmesi mümkün değil." diyen Akşener, fırsat eşitliğinin bugün eğitimle sağlanabileceğini kaydetti.
Eğitimin bir ülkenin en önemli unsuru olduğunu ifade eden Akşener, partisinin eğitim politikalarını 6 ilke çerçevesinde belirlediklerini söyledi.
Akşener, yeni eğitim politikaları çerçevesinde LGS'nin kaldırılması, ülkenin yeniliklerini ve potansiyelini geliştirecek, katılımcı ve kapsayıcı bir yükseköğretimin olması ve özgür ve özerk üniversiteler ile barınma sorunun çözülmesi için çalışacaklarını söyledi.
"İYİ Parti olarak akıldan, bilimsel düşünceden ve bilimin kılavuzundan taviz vermeden eğitimin kalitesini arttırmak, fırsat eşitliğini sağlamak ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına artı değer katan bireyler yetiştirmek için planladığımız iyi eğitim politikalarımızın milletimize ve memleketimize hayırlı olmasını diliyorum." diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğitimin bir diğer önemi ise ihtilaf sahalarının ortadan kalkması, birbirimizi şuculuk buculuk üzerinden yormanın ortadan kalkması içindir. Artık bu kutuplaşmadan bıktık. Artık geçmişten bugüne getirdiğimiz ve siyasilerin beslendiği o ihtilaf sahaları üzerinden oy devşirilmesinin önüne geçmenin yolu da bu zihniyeti değiştirmekten geçiyor. Ben bunu yapmak için yanınızda duracağıma ülkemizin kalkınmasına ne gerekiyorsa yapacağıma huzurunuzda söz veriyorum."
"İllerimizin kurtuluş günlerini anmaya devam edeceğiz"
Akşener'in konuşmasının ardından İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Sevinç Atabay partinin eğitim politikalarına yönelik sunumunu gerçekleştirdi.
Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, dün eylem yapan özel okul öğretmenlerinin gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine, "Öğretmenlerin bu kadar itilip, kakıldığı bir dönem hiç yaşamadık. Atanamamış öğretmen, ücretli öğretmen diye bir tarif var. Kadrolu öğretmenler var, özel okullarda çalışan öğretmenler var. Birçoğunun asgari ücretin altında çalıştığına dair de bir iddia var. Siz bu öğretmenlere çocuklarınızı emanet ediyorsunuz. Böyle bir eğitim sistemi olamaz. Kantarın topuzunun kaçtığı bu tutumu son derece yanlış buluyorum. Son dönemde Türkiye'de bunlar yapılıyor. Bunlar da geçecek elbette." dedi.
Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Rize'deki konuşmasına yönelik soru üzerine Akşener, şunları söyledi:
"(Sayın) demeye dilim varmadığı, İsmail Kahraman Bey'in ilk vukuatı değil. Bu bir tercih. Anlaşılıyor ki bizim, benim, sizin gibiler illerimizin işgalden kurtuluş günlerini anmaya, kutlamaya, şehitlerimizin, gazilerimize rahmet okumaya, şükran duymaya devam edeceğiz. İsmail Kahraman Bey ise 'Yunanlılar kazansa pek iyi olurdu' zihniyet çerçevesi içinde işgal edilmiş günleri anmaya, ona saygı duymaya devam edebilir."