Bakan Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 20 Bin Öğretmen Atama Töreni'nde yaptığı konuşmada, son 20 yılın eğitimde üç boyutlu büyük bir başarı hikayesi olduğunu ifade etti.
Eğitimde ilk kez OECD ülkeleri ile rekabet edebilir bir düzeyde okullaşma oranlarına ulaşılmasının birinci boyut olduğuna işaret eden Özer, böylece son 20 yılın okul öncesinden yüksek öğretime kadar eğitimin her kademesinde eğitim çağ nüfusunun ilk kez yüzde 90'larının eğitimde yer bulabildiği bir dönem olduğu anlamını taşıdığını söyledi.
2000'li yıllarda okul öncesi 5 yaştaki okullaşma oranının yüzde 11 iken bugün yüzde 93'e ulaştığının altını çizen Özer, 2000'li yıllarda, 5 yaşındaki 100 çocuğun sadece 11'inin okul öncesi eğitimde kendisinde yer bulabildiğini, ortaöğretimde okullaşma oranlarının yüzde 44'ten yüzde 90'nın üzerine çıktığını belirtti.
Yükseköğretimde net okullaşma oranlarının yüzde 14 iken ilk kez yüzde 48,5 oranına ulaştığını aktaran Özer, "Bugün rekabet etmiş olduğumuz OECD ülkeleri, bu oranlara İkinci Dünya Savaşı sıralarında 1950'li yıllarda ulaşmışken ve son 70 yılda eğitimin kalitesini artırmaya odaklanmışken Türkiye maalesef bu gelişmeye 70 yıl gecikmeyle dahil olabilmiştir." değerlendirmesini yaptı.
Eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların kaldırılmasının da ikinci boyut olduğunu anlatan Özer, eğitimin önündeki başörtüsü yasaklarını hatırlatarak, "Kız çocuklarımız, kadınlarımız eğitim kurumlarının önünde kendi ülkelerinde parya gibi bekletiliyordu. Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün o kadınlarımıza reva görülen şiddetlerle ilgili en ufak bir sözcük söylemiyorlardı. Bugün beyin göçünden bahsedenler, o gün kadınlarımız yüksek öğretime erişebilmek için kendi ülkelerini terk ettikleri zaman tek kelime etmiyorlardı. Yine bu ülkede imam hatiplerimizin ve meslek liselerimizin mezunlarının yüksek öğretime erişiminin önünde 10 yıllık katsayı uygulaması uygulandı. Özellikle akademik olarak başarılı öğrenciler imam hatip liselerinden ve meslek liselerinden uzaklaştırıldılar.
Yine bu ülkede işte bu baş örtüsü yasakları ve katsayı uygulamaları kaldırıldığı gibi sadece imam hatip liselerinde okuyan çocuklarımızın değil tüm okullarda okuyan çocuklarımıza, Peygamberimizin hayatını, Kur'an-ı Kerim'i, dini bilgileri öğrenmeyle ilgili seçmeli ders imkanı getirildi. İlk kez başörtülü öğretmenlerimiz derslere girebilir hale geldi. Yani son 20 yıl, bir taraftan her ülkenin en kalıcı sermayesi olan beşeri sermayesinin maksimum verimlilikte kullanıldığı bir dönem olmakla beraber eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu süreçlere liderlik ettiği için tüm çocuklar ve öğretmenler adına şükranlarını sunan Bakan Özer, eğitimde kaliteye ilişkin, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu ülkede maalesef kalite bir Truva atı olarak kullanılmaktadır. Hiçbir zaman eğitimde büyüme, kaliteye düşman olmak zorunda değildir. Bugün kaliteden bahsedenler, dün çocuklarımızın erişimini engelleyenlerdir. Neden 70 yıl gecikme yaşandı? Çünkü bu ülkenin evlatlarının eğitime erişip iktidara, kültürel iktidara ortak olmalarına tahammül yoktu. Vesayet odakları, kültürel iktidarı sadece seçkinci bir yaklaşımla kendi çocuklarına uygun görüyorlardı."
Erdoğan liderliğinde son 20 yılda, halkın büyük çoğunluğunun çocuklarının eğitime erişerek ilk kez kültürel hegemonyaya meydan okuma ve ortak olabilme imkanı getirildiğini belirten Özer, Cumhurbaşkanı'nın yıllardan beri bahsettiği kültürel iktidar, kültürel hegemonyanın eğitime erişimle doğrudan bağlantılı bir süreç olduğunu vurguladı.
Eğitime erişim engellendiği zaman aslında kültürel iktidara ortaklık süreçlerine katılımın da engellendiğini anlatan Özer, "Peki bu iki boyut başarıldığı zaman bu büyümeler sağlandığı zaman eğitimde kalite elden mi gitti? Tam tersine PISA ve TIMSS gibi uluslararası öğrenci başarı araştırmalarına baktığımız zaman son 20 yılda Türkiye, her girdiği başarı araştırmasında 2000 yılından önceki puanlardan çok daha yüksek puanları alarak yoluna devam etti." dedi.
Son 20 yılda eğitim sistemi genişlerken öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da azaldığını kaydeden Özer, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44 olmasına rağmen öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 40'ların üzerinde, derslik başına düşen öğrenci sayısının da yine 40'ların 50'lerin üzerinde olduğunu bildirdi.
Bakan Özer, eğitim sisteminin 19 öğrenci ve 1,2 milyon öğretmeniyle devasa bir eğitim sistemi olduğuna işaret ederek, "150'ye yakın ülkenin nüfusundan çok daha büyük nüfusa sahip olan bir eğitim sistemine sahibiz. 2000'li yıllar bu eğitim sisteminde 500 bin öğretmen varken işte bugün 1,2 milyon öğretmeni olan bir eğitim sistemine sahip olduk. Bugün atamalara yapılacak olan 20 bin öğretmenimiz ile bu oran çok daha yükselecek, çok daha güçlü hale geleceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen törende, 99 alanda 20 bin öğretmen ataması yapıldı.