İSTANBUL (AA) - Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu uzmanları okul öncesi alınması gereken önlemler ve okul döneminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, bütün ebeveynler çocuklarının mutlu, sağlıklı ve başarılı bireyler olmasını arzu ederken, çocuklarımızın okul dönemine en doğru şekilde hazırlamak için öncelikle sağlıklı olduklarından emin olmaları gerekiyor.
Verilen bilgiye göre, okullaşma süreci çocuklarda heyecan, merak, huzursuzluk ve endişe duygularının aynı anda yaşanmasına sebep oluyor. Oyun odaklı bir çocuğun okul kurallarına ve işleyişine uyması zaman alabiliyor.
Okul dönemine alışma sürecinin kolaylaşması ise çocuklara beş yaşına kadar bağımsız kimlik kazandırmaktan geçiyor. Öz bakım becerileri, düşünme yetisi, sosyal gelişimi ve algılama düzeyi yaşıyla uyumlu olan çocuklar okula da daha kolay alışıyor.
İlk günden itibaren okula gitmeyi reddeden çocuklar, genelde anneden ayrılmakla ilgili temel bir kaygı yaşıyor. Ayrılık sırasında tepki gösteren ama okul zamanı boyunca uyumlu olduğu, katılımcı olduğu gözlenen çocuk için kararlı bir tutum sergilemek uyumu hızlandırıyor.
Direnç gösteren çocuklar için ise Çocuk Psikiyatri klinikleri ya da Çocuk Gelişimi Ünitelerinden yardım alınması çocuklar için büyük önem taşıyor.
- "Okulu ödev zorunluluğu haline getirmeden öğrenmenin heyecanını fark ettirmeye çalışın"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Söğütözü Hastanesi Çocuk Gelişim Ünitesi Uzmanı Birgül Bayoğlu, üç yaşından itibaren sosyal ortamlarda ebeveynleri olmadan yaşıtlarıyla zaman geçiren çocukların okul yaşantısına daha kolay uyum sağladığını aktardı.
Birgül Bayoğlu okul, ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar için ebeveynlere şu önerilerde bulundu:
"Çocuğunuzun okulu sevmesini sağlamak için abartılı açıklamalar yapmayın, çocuğunuza olumsuz duygularını anladığınızı ve kabul ettiğinizi gösterin. Çocuğun gideceği okulu önceden gezin, mümkünse öğretmenle tanışın. Ev, toplum, okul vb. ortamların kuralları konusunda çocuğunuzu bilgilendirin, sınırlarını belirtin. Okul öncesinde evde okulculuk oynayarak hazırlıklı olmasını kolaylaştırın, okul günü sakin, sabırlı ve sevecen olun, ayrılık zamanını duygusal zorlaştırmadan kısa tutarak onu bekleyeceğinizi bildirin. Günlük yaşamınızda basit sorumluluklar vererek güven duygusunu destekleyin.
Okulu ödev zorunluluğu haline getirmeden öğrenmenin heyecanını fark ettirmeye çalışın. Öğretmeninden gelen ilk izlenimlerde umutsuzluğa kapılarak çocukla iletişiminizi bozmayın, çocuğa ve öğretmene birbirlerini tanımaları için zaman tanıyın. Oyun çocuğu olduğunu unutmadan okulda ve evde oyun oynamasına fırsat verin hatta ailece oyun zamanları yaratın. Çocukları dinlemeyi, ne yaşadıklarını anlamaya çalışmayı ve sorun çözme becerilerini desteklemeyi ihmal etmeyin."
- "Çocuğun yaşına uygun, yeterli süre uyuması, beyin ve fiziksel gelişimi, dikkat ve öğrenme becerisi açısından çok önemli"
Yaz tatili ile birlikte çocukların uyku saatleri ve yemek düzenlerinin genellikle değiştiğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Hacer Yılmaz Ünal da, çocukların beslenme ve uyku saatlerinin okul başlamadan, okul düzenine göre ayarlanması gerektiğini bildirdi.
Ünal, çocuğun yaşına uygun, yeterli süre uyumasının, beyin ve fiziksel gelişimi, dikkat ve öğrenme becerisi açısından çok önemli olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Yapılan çalışmalarda az uyuyan çocuklarda, davranış bozukluğu, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, fiziksel gelişim geriliği, bağışıklık sistemi zayıflığı gibi birçok sorun daha sık görülmektedir. 3-5 yaş arası çocuklar 10-13 saat, 6-13 yaş arası çocuklar 9-11 saat arası uyumalıdır.
Okul çağında bir çocuğu her gün aynı saatte yatırıp, her sabah aynı saatte uyandırarak biyolojik saat oluşturulmalıdır. Çocukların beslenme ihtiyaçları ise yaşa, cinsiyete, kiloya, boya ve fiziksel aktiviteye göre değişiklik göstermektedir. Çocukların günlük öğün sayısı en az dört olmalıdır. Çocukların beslenme programlarında, karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller yeterli düzeyde olmalıdır."
İşitme kaybının çocukların okul hayatını ve gelişimini olumsuz yönde etkileyen etkenlerin başında geldiğini belirten Ünal, işitme kaybının doğuştan olabileceği gibi enfeksiyon, travma, kulakta sıvı birikmesi, kulak kirine ve progresif işitme kaybı yapan genetik hastalıklara bağlı sonradan da ortaya çıkabileceğini bildirdi.
Ünal, "Erken tanı ve tedavi çocuğun gelişimi açısından önemlidir. Hafif derecedeki işitme kayıpları ya da tek taraflı işitme kayıpları gözden kaçabilir. Çocuklar okula başlamadan önce mutlaka işitme yönünden uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir." uyarısında bulundu.
- "Çocuklar okula başlamadan önce mutlaka görme yönünden uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir"
Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yonca Aydın Akova ise, başarılı ve sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için çocukların görme tarama testlerinin yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Akova, şu ifadeleri kullandı:
"Görme öğrenmede en önemli duyulardan biridir. Görme duyuları yetersiz olan çocuklar derslerinde başarısız olurlar. Çocuklar okula başlamadan önce mutlaka görme yönünden uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir. Çocuk, göz muayenesinde işbirliği yapacak seviyeye geldiğinde görme keskinliği test edilmelidir. İlk taramada şaşılık, göz tembelliği, miyop, hipermetrop, astigmat ya da başka bir odaklama problemi ortaya çıkarsa, kapsamlı çocuk göz muayenesi yapılmalıdır.
Okul dönemindeki çocuklarda göz muayenesi, gözlük veya kontakt lens kullanan çocuklarda doktorun önereceği sıklıkta, göz sorunu olmayanlarda ise her yıl bir kez yapılmalıdır. Genç bir çocuğun gözleri beyne net görüntüler gönderemezse, görmesi daha sonradan düzeltilemeyecek şekillerde sınırlı hale gelebilir."