Kuantum merceğinden bu soruya verilecek en net cevap; evet münkündür olur!
Peki ama nasıl?
Kuantum fiziği yani kuantum mekaniği, enerji ve madde arasındaki ilişkiyi inceler. Kuantum fiziğinde son bilimsel keşiflerin en ilgi çeken araştırması ‘Çift Yarık Deneyidir’. Daha sonra açığa çıkardığı inanılması zor gerçeklik sebebiyle yapılan ‘Kuantum Silgisi’ olarak da bilinen ‘Geç Seçim Deneyi’ de benzer sonuçlar vermiştir. Çift Yarık Deneyi, 19.yüzyıl başında maddenin en temel taşı olarak bilinen atomların davranışlarını daha iyi anlamak için yapılmış olsa da rüya benzeri sonuçları nedeniyle diğer fizikçiler tarafından da çokça tekrarlanmış ve her defasında aynı sonuçlar doğurmuştur. Klasik fizikte yapılan bu deneylerin ortaya çıkardığı mucizevi sonuçları evrenin işleyiş mekanizmasına, çalışma biçimi ve bilinenin ötesine geçme süreçlerine çokça ip uçları sunmuştur. Modern fizikçilerin yaptığı deneyler, tüm evrenin deneyim yoluyla var olduğunu göstermekte ve kanıtlamaktaydı. Deneylerin açığı çıkardığı o zamana kadar klasik fizikte bilindiği şekli ile maddenin en küçük parçacığı ne atomdu ne de bilinen manada maddenin öyle de katı, soyut, sert bir şey olduğu gerçekliği idi. Böylece evrendeki her şeyin en küçük parçacığının atom değil ‘atom altı parçacıklar’ olarak adlandırılan ‘kuarklar’ olduğu keşfedilmiştir. Böylece evrende gördüğümüz her şeyin aslında bir enerjiden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Evrende oluşan her şeyin nedenlerinin kaynağı evrensel kuantum alanıdır. Yukarıda bahsettiğim deneyler ile bir şeyin ancak gözlemlendiğinde var olabileceği doğrulanmıştır. Bir şey gözlemlendiğinde; atom altı parçacıklara, atomlara, ardından moleküllere ve nihayetinde dünyada ki her şey beş duyumuz aracılığı ile algılanabilen şeylere dönüşerek fiziksel gerçeklik haline gelir. Gözlemcinin katılımcı olduğu bu süreç ‘dalga fonksiyonunun çöküşü’ olarak adlandırılır. Fotonlar gözlemci olmadığında ise dalgadır, enerjidir adeta bir enerji bulutu gibidir. Ayrıca elektron alanın %99.999999999999’lik kısmı boş uzaydır; ancak bu boşluk bizim bildiğimiz manada bir boşluk değildir. Bu alan mevcut bilinç düzeyi ile fark edemediğimiz ‘kuantumsal enerji’ alanıdır. Elektronun sadece 10-12’lik kısım maddedir; yani görünen evren sadece bu kadarcıktır.
Ayrıca deney fotonlardan meydana gelen evrendeki her bir varlıkta hem bilinç hem de gözlenme halinde davranışını değiştirme yeteneği olduğunu da ispatlamıştır. Çünkü her bir düşünce, enerji olarak, kuantum alanını doğrudan ve anında etkiler. Böylece kuarklar yerleştirilmiş, gözlenebilir bir deneyim olayına, bir nesneye veya başka bir etkiye dönüşür. İşte bu süreç herkesin kendi gerçekliğini oluşturur. Hz. Mevlana bu gerçekliği ‘dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır’ şeklinde özetler. Çünkü evrende sadece düşündüğümüz hele de duygu ile bütünleştirdiğimiz düşünceler gerçekliğe dönüşebilir. Duygu düşüncenin yakıtı gibidir. Bu sebeplerle bazen değil, her an eşref vakti gerçekliğinde pırıl pırıl ışıldayan evrene gönderdiğimiz duygu yüklü düşünce sinyallerine çok dikkat etmek gereklidir.
Çift yarık deneyinin ortaya çıkardığı gerçekliği fark eden katılımcılar olarak bizler bu evrenle uyumlanarak kuantum evrenindeki yaşamı keşfetmeye yönelik bir duyarlılık kazanabiliriz. Tıpkı deneydeki gözlemcinin varlığında fotonların gözlendiğini fark edip davranışını değiştirmesi gibi insanda bilinçlendiğinde oluşturacağı gerçeklik, öncesi ile kesinlikle aynı olmayacaktır.
Sonuç olarak; evrende parçacıklar görünüşte ayrı olsalar da tüm atom altı parçacıklara bilgi anında iletilir. Atom altı dünyanın zaman ve mekândan bağımsız hareket ettiği ve içindeki canlı-cansız her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu deneysel olarak kanıtlanmıştır. Başka bir deyişle kuantum alanında, her şey birleşik bir ağda birbirine hem de öyle böyle değil sicimle bağlıdır ve evren, en temel haliyle benzersiz bir bütündür.
Kuantumun sırlarla dolu dünyasını keşfe devam…
Sevgi içinde dua ile kalınız.