Bildiğiniz gibi Maslow’un ihtiyaçlar üçgeninde tepe noktayı ‘Kendini Gerçekleştirme’ oluşturur. Mevlânâ bu gerçeği ‘canın içinde bir can var o canı ara’ derken, Yunus Emre de ‘bir ben vardır bende, benden içerü’ düsturuyla ifade etmiştir.
Bundan böyle bu canı bulma yolculuğunda bu köşede her hafta buluşmayı ümit ediyorum…
Yazılarımın içeriğini kuantum fiziğinin açığa çıkardığı evren gerçekliği oluşturacaktır. Amacım bu yeni evren tanımı üzerinden yaşamı, hayata bakışı ve bedeni fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal açıdan geliştirirken evrenin yasaları ve işleyişi ile uyumlu hale dönüştürmeye katkı sağlamak. Böylece hep birlikte değişecek, dönüşecek, “Kuantum Bilinç Sistemi” ile tam ve bütün olarak fabrika ayarlarımıza geri döneceğiz. Çünkü esasen hepimiz ilk doğduğumuzda kuantum ışığı ile doğuyoruz. Üzülerek belirtmeliyim ki hem ailemizde hem de akademik eğitim süreçlerindeki yanlışlıklar sebebiyle bu yeteneklerimizin çoğunu maalesef kaybediyoruz.
Bildiğimiz gibi “evrende var olan hiçbir şey yok olmaz, sadece form değiştirir” ilkesi klasik fiziğin temel kuramlarındandır. İşte sistem tam da bu yasa sayesinde çalışıyor, tıkır tıkır işliyor. Çünkü “Kuantum Bilinç Sistemi” bizde zaten var olan, doğuştan gelen ancak bizi şu ana kadar hayatta tutan egolarımızla, gölgelerimizle o ya da bu nedenle üzeri sislenen ama içimizde bir yerlerde hep var olan, bizi sabırsızlıkla bekleyen ÖZ’ümüzle yeniden buluşturuyor.
Şu gerçeğin altını ısrarla çizerek belirtmem gerekir ki kuantum fiziğinin açığa çıkardığı sırlar insanın yakın çevresinden başlayarak, sosyal yaşamı, iş hayatı, olaylara bakış açısını ve toplumsal farkındalık gibi insanın etkileşimde olduğu tüm alanlarını değiştirip dönüştüren bir “Kolektif Bilinç Sistemi”oluşturmaktadır.
Kuantum Bilinç Sistemi kişisel ve kurumsal kariyer geliştirmeden aileye, sosyal kalkınmadan ekonomiye, turizmden sanayiye, tarımdan sağlığa kısacası içinde insanın olduğu aklınıza gelebilecek her alanda yepyeni ufuklar açabilme potansiyeline sahiptir.
Çünkü içine girdiği, nüfuz ettiği her şeyi sil baştan ve en önemlisi de tam da olması gerektiği gibi şekillendirme ve dönüştürme gücüne sahiptir. Nasıl mı? Kaynağı, güç aldığı merkezi evren ve kâinattaki canlı-cansız her şeyi yaratan İlahi Düzenin şifreleridir de ondan. Yani Kuantum Bilinç Sistemi insan yaşamında şahsımın İlahı Olanın Zekâsı diye tanımladığı yepyeni bir bilinç seviyesi oluşturmaktadır.
Çok yakında giriş yapacağım Evrensel Yasaları anlayan ve bunlara uyumlananlar bu dünyada bilinçli olarak yaşarlar, diğerleri ise deneyimlerini varsayımsal olarak oluştururlar. Bu insanlar neticede bilinçsiz düşüncelerinin bir sonucu olarak deneyimledikleri her şeyi maalesef şans, kader, tesadüf veya talih gibi inançlara bağlarlar. Oysa görünür dünyada, mevcut koşullara uygun olarak kendini gösterecek tüm olasılıklar eşref vakti gerçekliğindedir. Bu nedenle evrende hiçbir şey yeni değildir, sadece algımıza göre şekillenir. Çünkü kendini gösteren her şey, potansiyel biçimde zaten mevcuttur; ‘evrende var olan hiçbir şey yok olmaz’.
Sonuç olarak; yazılarımla olaylara, kişilere, şeylere yani hayata dair her şeye “Kuantum Bilinci” merceğinden bakabilmeyi öğrenecek ve kendimizin en iyi versiyonuna sahip olmayı başarmayı hedeflemekteyim.
Kuantum dünyasına dalışa, kuantum sıçrayışına var mısınız?
Kuantumun sırlarla dolu dünyasında sevgi ile kalınız.