Bir çiçekle bahar olmaz;
Ama her bahar bir çiçekle başlar!
Her ne kadar mevsimler, iklimler değişse de; artık bahar geldi. Çiçekler açtı, böcekler ötmeye başladı, kuşlar cıvıl cıvıl…Her bahar yeni bir umut, heyecan, tazelenme, kendini iyi hissetme…
Umarım baharı görmeden yaz gelip geçmez. Dolayısıyla gönlümüze de bahar cemresi düşmesi çok önemli. Doğanın güzelliği, Allahü Teâlâ’nın eşsiz mucize ve nimetleri, kullarına sunduğu sayısız ikramlar, Cenab-ı Hakkın Şükrünü eda edemeyeceğimiz, yarattıkları adetince lütûf. Dilsiz hayvanlar, on sekiz bin alem, dağ, taş Mevlâ’yı Tesbih ediyor, zikrediyor…
Ne buyuruyordu Allah dostlarından Yunus Emre Hazretleri:
Dağlar ile taşlar ile, çağırayım Mevlam Seni…
Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam Seni…
Sular dibinde mahi ile,Sahralarda ahu ile
Abdal olup ya hu ile, çağırayım Mevlam Seni…
Allah Azze ve Celle, bizleri dostlarından ayırmasın. Sevdiklerini sevdirsin, yerdiklerini yerdirsin. Bunları neden mi yazıyorum… Biz insanoğluna sunulan bu sayısız nimetler karşısında, hakiki iman ve Salih amele sahip kul olabiliyor muyuz acaba? Nimetler karşısındaki şımarıklığımız başta şahsım adına ifade ediyorum gün geçtikçe artarak devam ediyor. Şükür yerine hep fazlasını istiyoruz. Doymuyoruz. Birbirimiz ile hep bir gösteriş, yarış içerisindeyiz. Fesatlık, hasetlik, kanaatsizlik diz boyu… İnsanların pek çoğunun para için, dünya menfaati için yapmacağı birşey kalmadı maazallah. Gerçek Dostluk, arkadaşlık, muhabbet kalmadı. Büyüklerimiz hep helal lokmadan bahsederlerdi. Ceddimiz Osmanlı ticarethanelerinde, duvarlarda “El karda, Gönül yarda” yazarmış ki; el para kazanmaya çalışırken, gönül daima yaradanla birlikte olsun, kulluğunu unutmasın, bu dünyanın ahiretin tarlası olduğunu bilsin, ona göre eksin, helal kazançtan, lokmadan ayrılmasın. Çocuklarının boğazından haram lokma geçmesin. Toplum olarak nereden nereye geldik. Haşa tam olarak da; “helal - haram ver Allah’ım, Senin kulun yer Allah’ım” durumundayız. Rabbim; cümlemize rızkı helalinden, lütfundan, bereketinden, tıybından versin. Geldim bu konuyu da Kudüs ile birleştirmeye. Ne güzel söylemiş Cahit Zarifoğlu, "Kudüs... Bir sınav kağıdı... Her Mü'min kulun önünde..." İşte biz bu sınavda öyle sınıfta kaldık ki; bir daha geçememek üzere. Öyle ki; tekrarı da yok. 7 Ekim 2023 den beridir, Filistin zulüm altında. Modern zamanın en uzun işgaline, soykırımına tanık olan Gazze’de hayat bir varmış, bir yokmuş. Müslümanlar büyük bir sınavdan geçiyorlar. Sosyal medyada paylaşılan Filistinli kardeşlerimizin yürekli yakan ama iman, Umut,teslimiyet, tevekkül dolu videoları yüreklerimizi titretiyor, Gözyaşlarımızı sel eğliyor ama elimizden birşey gelmiyor derken, bizim yapabileceğimiz duadan başka şey yok diye düşünüyoruz. Yarım yamalak dularımızla, onların yanında olduğumuzu ifade ediyoruz ama anca kendimizi suçsuz, görevimizi ifa etmiş, vicdanımızı rahatlatmış gibi hareket ediyoruz, lakin yanılıyoruz. Göçen Filistin sanıyoruz ama bildik, duyduk ve anladık ki yetim kalan cümle vatanmış, İslam’mış…Biz daha boykotu bile tam anlamış ve uygulamış değiliz. Boykottan bahsettiğiniz zaman herkesin bir fikri var, savunması var. Ha bir de biz kendi ülkemize bakalım, bize ne Filistin’den diye düşünen, sayıları her geçen gün artan içimizde bir gürûh mevcut. Adam geçimini temin ettiğinden çok daha fazla doymayan bir servete sahip ama hâlâ boykot ürünlerini satmaktan geri durmuyor. Rızkın Allahdan geldiğini unutarak, müşteri kaybedeceğini düşünüyor. Güzel kardeşim bir gün gelecek hesap olacak, mizan kurulacak, kıyamet kopacak unutmayalım. Benim çok kıymetli dostlarım, şahsım, ailem hepimiz için ifade ediyorum, cola içmesek ölmeyiz, boykot ürünlerini kullanmasak, tüketmesek de alternatiflerini bulabiliriz, ateşe su taşıyan karınca misali hiçbir şey yapamasak safımız belli olsun inşallah. Artık Müslümanların derdi, davası kalmadı, sekülerleştik. Ayrıca elimizden gelen DUA mefhumu ne büyük bir güçtür bilir misiniz? İhlas, gözyaşı ve istiğfar ile yapılan her dua; Rahman’ın gönlünü hoş eder, rahmet ve hayır kapılarının anahtarı olur. Öyle ki; yüce Rabbimiz; Ayeti Kerimede “Duanız olmasa, Hak katında ne ehemmiyetiniz var” buyuruyor. Duâ, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. Duâ imanın en berrak bir göstergesi olduğu gibi aynı zamanda kulluktur, ibadettir. Hatta Peygamber Efendimizin (asm) beyanıyla ibadetin özüdür dua… Filistin meselesi beni o kadar duygulandırıyor ki; şehadete koşan nice kahramanlar, zafere and içen nice yiğitler gördük. Bunlardan birisi de cesedinden bile siyonistlerin korktukları ve teslim etmedikleri büyük komutan Yahya Sinvar. Şu günlerde bir kitabını okuyorum ve tavsiye ediyorum: “Diken ve Karanfil - Filistin’in bilinmeyen hikayesi” Okudukça da Yahya Sinvar’a olan hayranlığım artıyor. Rabbim hepimize böyle bir ömür ve ölüm versin. Adeta şehadet için yetişmiş, kendini yetiştirmiş büyük bir Mücahid. Yaklaşık çeyrek asır 25 yıl İ.rail zindanlarında esir düşmüş, fakat pes etmemiş, asla vazgeçmemiş, şehit düşmeden önce 3 gün boyunca hiçbir şey yememiş, koluna havan veya top mermisi isabet edip yaralandığında bile kolunu bağlayıp, kanamayı durdurmaya çalışmış, savaşmaktan, Allah için ölmekten geri durmamıştı. Rabbim bu mübarek insanın şefaatlerine bizleri nail eylesin.
Kurban Bayramına az bir süre kala her nedense bir bayram heyecanı, telaşesi, koşuşturması geçmiş senelere göre maalesef yok, göremiyoruz. Her geçen sene de bir önceki yılı aratıyor gibi. Mevlâm kendisine daha fazla yakınlaştığımız, takvamızın ulaşacağı, birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde geçireceğimiz nice bayramlara hepimizi ulaştırsın. Bizler nasip olursa, her yıl olduğu gibi, bu yıl da Kurban organizasyonu için Afrika’da olacağız. Togo’daki kardeşlerimizin mutluluklarına ortak olmaya çalışacağız. Vekâletlerini aldığımız güzel insanların kurbanlarını kesip, etlerini dağıtacağız. Çocukları sevindireceğiz. Dünyayı iyilikler kurtaracak diye ümit ediyor, Dualarınızı bekliyoruz. Kısmet olursa bayram dönüşü Afrika izlenimlerimizi de tekrardan kaleme alırız. Kalın sağlıcakla sevgili dostlar. Gazze’de ve dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur kardeşlerimizin bir an evvel selamete çıkıp, zafere ulaşması, akan kanan durması duası ile Bayramımız Mübarek olsun…