Adalet insanların toplu yaşaması ile başlamıştır. Adalet toplumun temelini oluşturur. İnsanların temel haklarının karşılanması, korunması adaletle mümkün olur. İnsanın toplu olduğu yerlerde adalet temel alınır.
Eskiden insanlar kanaat sahibi idi. Haksız kazanç hırsı yoktu. Onun için üretilen ürünler aslına uygundu . Merdiven altı üretimler yoktu. Her şeyin tadı vardı ,faydalı gıdalardı. Ağız tadı ve bütün gıdalar güvenilerek tüketilirdi. Şimdi insanları para hırsı bürüdü. Her gün bakanlık kalitesiz ve hileli ürünleri yayınlıyor.. Belki adalet onun için hastalandı veya zedelendi.
Adalet, bir toplumun en sağlam direğidir. Ama çoğu zaman onu sadece mahkeme salonlarında ararız. Oysa adalet, hayatın her anında ve her insan ilişkisinde vardır. Olması gereken temel bir değerdir adalet. Evde, okulda, işyerinde, trafikte, pazarda, oyun oynarken… Nerede insan varsa, orada adaletin gölgesi olmalıdır.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Onların adaletli bireyler olarak yetişmesi ise biz büyüklerin örnekliğine bağlıdır. Çocuklar nasihatle değil, gördükleriyle öğrenirler, onu uygularlar. Bir evde kardeşler arasında ayrım yapılıyorsa, o evde çocuk adalet duygusunu öğrenemez. Evde yalan söylenirken çocuğa “Yalan söyleme” denmesi de anlamsızdır. Çocuk, adaleti gözleriyle görmeli, yaşamalı ve hissetmelidir.
Adalet aslında vicdanın ve karakterin pusulasıdır. Küçük yaşlarda kazanılan bu duygu, bireye ömür boyu yol gösterir. Gerçekten adil olan bir insan, kendisine zarar getirecek olsa bile doğruluktan şaşmaz. İşte böyle insanlar bir toplumun temel taşlarıdır.
Adalet yalnızca bireyler için değil, ülkeler ve hatta tüm dünya için gereklidir. Adaletin yanında barış ve özgürlük varsa, toplumlarda güven duygusu gelişir, huzur ve mutluluk artar. Ama adaletin olmadığı yerde kargaşa, güvensizlik ve çatışma kaçınılmazdır.
Günlük hayatın basit örneklerinde bile adaletin önemi görülür. Bir oyunda kurallar uygulanmazsa tartışma çıkar, oyunun tadı kaçar. Trafikte sıraya riayet edilmezse kavga çıkar, yolculuk işkenceye dönüşür. Bir öğretmen sınıfta hak etmeyene övgü, başarılıya yergi verirse, öğrencilerin güveni sarsılır. Hayatın her alanında adalet, huzurun tek anahtarıdır.
Çocukların adalet duygusunu geliştirmek için onların söz hakkı olmalı, fikirleri önemsenmeli, konuşmalarına izin verilmelidir. “Sen çocuksun, sus!” demek, hem özgüveni hem de adalet duygusunu zedeler. Oysa paylaşmayı öğretmek, sıraya girmeyi göstermek, empati yaptırmak, kurallara birlikte uymak adaleti pekiştirir. Bir sorun yaşandığında hemen şikâyet yerine tartışarak, hakem seçerek çözüm bulmayı öğrenmeleri gerekir. Ve en önemlisi: doğru davranışları mutlaka takdir edilmelidir.
Adaletin olmadığı yerde güçlü olanın dediği olur, haklı olanın sesi kısılır. Bu ise toplumu çürütür. Ama adaletin yerleştiği toplumlarda güven vardır, barış vardır, kardeşlik ve refah vardır. Atalarımız boşuna dememiş: “Üzüm üzüme baka baka kararır.” Çocuklarımız bizden gördükleriyle büyüyecek. Eğer biz adaletli davranırsak, onlar da adaletli olacak. Eğer adaletsizliği yaşatırsak, gelecekte adaletli bir toplum beklemek beyhudedir.
Çok tekrarlamış olmakla birlikte sosyal ilişkilerden başlayarak her alanda adalete güven gerekir. Bu gerekli güveni insanlar empati ve davranışlarıyla sağlamaları gerekir. Adliyelerin güven verici ve şeffaf olması gerekir. Adalet ,ekonomi alanında da uygulanması gerekir. Ekonomide, adaletli uygulamalar olmazsa güven sarsılır.
Adalet, her alanda tam ve doğru olarak uygulanmazsa, toplumda gelir dağılımındaki uçurum artar. Fakirler günden güne yaşam koşulları daha da ağırlaşır. Belli bir hatırlı kesiminiz de olsa sermayesine sermaye katar. Eşitsizlik arttıkça vatandaş çareyi başka şekilde arar. Vatandaşın alın terinin emek üzerine helal damlaması gerekir. Toprağın toprağına alın terinin akması gerekir. "Geciken adalet adalet değildir" Adalet maddi ve manevi kayıplara neden olmadan sonuçlanmalıdır.
Unutmayalım: Adalet yalnızca adliyelerin işi değil, hayatın her alanında nefes aldıran bir değerdir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Ama adaletin hakim olduğu yerde umut daima yeşerir.
İslamiyet'te adalet "kıldan ince kılıçtan keskindir ". Başka söze gerek kalır mı? Doğru insan haktan, adaletten ayrılır mı?