Ellerin Vatanı

Mustafa ÖZLÜK

Ellerin vatanı, ellere yurt olmasın. Herkes kendi vatanında özgürce keyiflice, yurttaş bilinciyle yaşasın. Vatan özlemi hiçbir özleme benzemez. Göç hem kolay değil, hem de keyfi seçilen bir yol değildir.

İnsanlık tarihi boyunca göçleri yaşanmıştır. Türklerde büyük göçler yaşamışlardır. Kuraklık nedeniyle Orta Asya'dan çıkarak Anadolu'yu yurt edinmişlerdir. Zorunlu nedenlerle yurt içinde ve dışına başka yerlere de yurt edinmek için göçler olmuştur. Bir göç içeride ve dışarıda olsa da zorluklar yaşanır. Çok çeşitli göç nedenleri vardır.

Hiç kimse keyfi nedenlerle ülkesinden, başka bir ülkeye göç etmezler. Ekonomik, iklimsel, siyasal, sosyal ve eğitim gibi nedenlerle göçleri yaşanmıştır yaşanmaktadır. Göç demek büyük sorunlar demektir.

Her türlü göçler, bir yeri rahatlatırken bir yeri de rahatsız etmiştir. Çok göç veren ülkelerde işsizlik azalırken, göç alan ülkelerde işsizlik artmıştır. Aşırı göçler ülkenin sosyal dengesini mutlaka bozar. Çok göç alan ülkelerin sosyal yapısından başlayarak çok şeyi bozulabilir. En başta asayiş, eğitim, ekonomik sorunlar artarak, problemler çoğalmaya başlar.

Türkler tarih boyunca, sınırlarına çok büyük önem vermişlerdir. Vatan korumayı, namusunu koruma olarak görmüşlerdir. Ama son yıllarda en fazla göç alan ülkelerin içinde yer almıştır. Hem zorunlu olarak veya kaçak yollarla gelenlerin istilasına uğramıştır. Ülkesinde huzur bulamayanlar göç yolunu seçiyorlar. Yaşam koşullarını bozulması göç etmelere neden olmaktadır.

Dünya da barış içinde, huzurlu yaşamak varken, niye göçler yaşanıyor? Yaygın bir şekilde göç ve göçmen sorunları dünyada devamlı yaşanıyor. Keyfi gönül rahatlığı ile kimse yerinden ayrılmak istemez. Ekonomi, savaş gibi birçok nedenle göçler yaşanıyor. İç göçler bir derece de olsa kolaydır. Adetler de, dilde, geleneksel benzerlikleri olduğundan, insan çabuk uyum sağlar. Dilini bilmediği başka bir ülkede olduğunda uyum sağlamak gerçekten çok zordur. İnsanoğlu durup dururken neden yerinden yurdundan oluyor ki...

Göçlerin altında çok büyük adaletsizlikler vardır. Demokrasiden uzaklaşarak insanları köle gibi çalıştırmaya çalışıyorlar. Özgürlükleri ellerinden alınıyor. İnsanlık onuru çiğneniyor. Bunun en somut örneği Irak, Suriye, Afganistan gibi ülkelerde açık olarak görülmüştür. Özgürce daha iyi koşullarda yaşamak umudu ile göç ediyor insanlar.

Bilimsel çalışmalar ile teknolojik üretme üssü olmazsak, hem eğitimliyi hem de üstün beyinleri ülkemizde tutamayız. Bunun yanında özgürce kaliteli yaşam olanakları yaratabilmeliyiz. İnsanoğlu sürekli gelişerek, konfor içinde yaşama peşindedir. Bunu bulamadı mı bulacağı yerlere doğru göçe çıkıyor.

Bu göç dalgalarından en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye'ye geliyor. İpek halıya benzeyen topraklarımızda en fazla göç ve göçmen sorunu yaşayan ülkelerin başında geliyoruz. Eğitilmiş, üretken nüfuzumuz dışarıya kaçıyor. Yeryüzünde göçmen olan ülkelerin çoğunda, gelenleri seçme yönüne gidiyorlar. Eğitilmiş insanları alıyorlar,. Kalitesiz ve cahillerde bizim gibi merhametli ülkelere sığınıyorlar.

Her insanın farklı göçme nedenleri vardır. Keyif peşinde olanlar olduğu gibi ekmek peşinde koşanlarda elbette vardır. Her insanın ufku ve arayışı aynı olmamaktadır.

İnsani boyutlar da göçmen almak görevdir. Birleşmiş Milletler ilkelerine göre bu böyledir. Bu çocuklar, kadınlar, yaşlılar için oldukça önemli ve gereklidir. Onlara her yerde kapılar sonuna kadar açılmalıdır. Ülkelerinde barış ve huzur sağlanınca da geri gitmeleri gerekir.

Bizim ülkemiz üzerinde emperyalizmin oyunları bitmiyor. Kurtuluş savaşındaki yenilgiyi ve tokadı unutmuyorlar. Sürekli bizim ülkemize sorun üretiyorlar. İpek halıya benzeyen topraklarda mazlum milletlere örnek olan Mustafa Kemal'i yenilgisini unutamıyorlar. Coğrafi konumundan dolayı da yurdumuzu güçsüz kılarak, istedikleri gibi kullanma peşinde oluyorlar.

Yurdumuza Suriye'den kadın erkek ailecek geldiler. Afganistan'dan sırf genç erkekler geliyor yurdumuza. Bunu göç sorun olarak nasıl anlamamız veya yorumlamamız gerekiyor. Kadına, yaşlıya, çocuğa insani nedenlerden dolayı kapılarımızı sonuna kadar açalım. Taşı sıksa suyunu çıkaracak bu gençlere ne diyelim? Öz vatanını savunma duygusu olmayandan, hiç kimseye hayır girmeyeceğini bilelim. Bu sorunlar ülkemizde nasıl çözülecek? Suriye'den gelip vatanını savunmayıp sahillerde nargile içenler ne olacak? Anadolu'da kaç kişi sahilde gidip de nargile yakabiliyor? Benim insanımın yaşamadığını başkasının yaşamasına gönlüm razı olmaz.

Bir ülke geleni bilecek ve onu belli bir bölgede tutmayı başarabilmelidir. Barış sağlandıktan sonra da geri gitmeleri sağlanmalıdır. Dünyada geçerli olan ilke budur. Bizde her yerde dağıldı iş sahibi oldu işçi oldu çok güzel. Dilenciler, soygunculuk ve çetecilik oynayanlara ne diyeceğiz? Ne yapacağız?

İlkesiz ve adaletsiz davranış gevşek tükmük gibi sakala zarar veriyor. Bunu başta ekonomik, siyaset, sosyal konum ve eğitim gibi birçok nedenleri vardır. Göçleri bir yeri rahatsız eder, huzuru ve sınırı bozar. Geldiği yerde belki işsizlik azalır ama gittiği yerde de işsizliği artırır. Beklenenden fazla gelen göç dalgalarına maruz kalan ülkeye mutlaka zarar verir. Kontrol altında, bilgili bir şekilde yönetilmedikleri müddetçe sürekli sorun yaratırlar.

Elbette insani duygular çok çok önemlidir. İnsanız insanca davranış göstermemiz gerekir. Sorunlar paylaşılması gerekir. Bir ülkenin üzerine yıkılırsa bu hem haksızlık hem büyük felakete doğru götürür o ülkeyi. Onun için el vatanı, ele yurt olmasın. Sahile cesetler vurmasın. Kimse yaşam hakkından mahrum edilmesin. Herkes doğduğu, doyduğu yerde insanca yaşayabilsin. Yurttaşı olmanın bilincine ersin tadını çıkarabilsin yaşamanın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.