Herkes doğruyu bilse

Mustafa ÖZLÜK

Toplumdaki bilinç düzeyi bireyleri etkiler. Özgür birey düşündüğünü korkmadan söyleyebilir. Özgürlüğün olmadığı, baskının arttığı feodal yapılarda gerçekleri söylemek zordur. Orada sadece baştakini memnun edecek sözler söyleyebilirsin.

Narin'in olayının kasıtlı ve bilinçli olduğu ortada. Hatta olanakları elverişli, bilgileri yeterli olsa Sudi Arabistanlı gazetecinin elçilikle uğradığı sonucun benzerini yapacaklardı ve imkanları buna yetti. Yalan ve dolan konusunda tecrübeleri çoktu. Açıkça deneyimleri vardı.

Özgürlük, demokrasi, adalet yoksa... Sorunların çözümü zorlaşır. Birey kime güvenecek, nereye sığınacak? Adalet verilen ifadelere göre işler. Eskiden iki kişinin ifadesi ile insan kendini darağacında bulur derlerdi. Buradaki tıkanma ve sürenin uzaması beyanların yanlış ve dolambaçlı olmasından kaynaklandı.

Var olan hakları, özgürlük ve eğitimle hem geliştirmek hem de sahiplenmekle mümkündür, Bunlar olmadan da istediğin sonuca varamıyorsun. İşte en somut örneği. İşi başkalarına söylenenlere göre şekillendiriyorsun.

1800 yılında İngiltere'de okuma yazma oranı erkeklerde %60 kadınlarda %40'ı üstündeydi. Sendikacılık ve kooperatifçilik İngiltere'de başladı. Düşünme, sorgulama, hakkını arama birlikten geçer. Onun için toplumda örgütlü mücadele başlatılmıştır. O zamanlarda biz de Padişahım çok yaşa diyerek biat kültürü devam ediyordu. Türkiye'de ilk nüfus sayımı, Cumhuriyetle birlikte 1927 yılında yapıldı. Türkiye'de okuryazar oranı kadınlarda %4'e ulaşmıyor bunlar da farklı kültürlerdendi. Erkeklerde %10 geçmiyordu okuryazar oranı.

Burada kültürü veya eğitimi kimse küçümseyemez. Okur ve yazar toplumda geleceğe temiz su gibi akarlar. Cahillerde kirli su gibi karanlığa akarlar. Çok çeşitli yorumlar yapılsa da her türlü kötülük cehaletten gelir.

Okuyup yazma ile de iş bitmez. Aydınlanmak için çok okumamız gerekiyor. Okuduğunu anlamak gerekir. Kimsenin kimseye faydası yoksa zararı da olmamalıdır.

Şu son on yıl içinde küpün dışına çıkan pisliklere bir bakınız. Arkadaş ne insanlığı, nasıl bir anlayış ki altı yaşındaki çocuğu evlendirmek yirmi sekiz yaşındaki biriyle. Hiç bilgi var mı? Burada anatomi bilgisi var mı? İnsani düşünce var mı? İnsanca bir davranış görülüyor mu?

Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz. Dinî kendi çıkarına kullananların istismar ve sömürüsü bitmez. Düşünen, dinini bilen böyle sapıklıkların peşine gider mi? Ailenin veya sülalenin hepsini badeleyiyor adam. Hayvanlarda bile böyle vahşet yaşanmaz. Kurallı yaşam ve kurallı birleşme vardır hayvanlarda. İnsan dünyadaki en tehlikeli yaratıktır. Sapkınlıklar insanda görülüyor. Küpün dışına çıkanlar bunlar. Sırlı küpte, sır olarak kalanları ortaya saçılmıyor. İyi ki de saçılmıyor. İnsan içinde bulunduğu ortamda korkarak yaşamak zorunda kalır.

İnsan olmaktan daha çok utanmamızı önlediği için diyorum küpün içini bilmeyelim.

Doğudaki feodal kırıntılar cumhuriyet ile sonlandırılamadı. Sen insanca yaşayacak en yüce yaratıksın. İnsanların kimisi altında, kimisi teneke değil. Herkes insandır. İnsanca, özgür yaşama hakkı vardır. Cumhuriyet sana bu hakları sağladı.

Feodal yapı ve zihniyet kadını özgür birey olarak görmez. Kadını varlığı eşya gibi kullanılacak erkeğe hizmet edecektir. Ailesinde kaç çocuk dediğinde erkek çocukların sayısı söylenir. Kızlar sayıya eve bile girmezler. Aile birliği olarak görülmüyor kızlar. Kız tarafından, hala tarafından zarara uğrayana destek çıkmazlar. Erkek tarafına zarar verene çok uzak akraba da olsa düşmanlık beslenir. Kadın tarafına zarar verene husumet edilmez.

Biat kültürü hakimdir buralarda. İnsanlar, insanları farklı görürler. Ağa şıh onlara çok farklı gözle bakılır. Onların bütün istekleri sorgusuz yerine getirilir. Kendi zarar görse de durum değişmiyor. Ağa için söylemek ve yaranmak daha önemlidir.

Çok olumsuzluk taşır gibi görünse de gerçek olan durumlar budur, Zayıflama bağlarda feodal yapıda yok mu? Dışarı çıkanlar gözü açılanlar, düşünenler de elbette değişme olacaktır. Ama cehalet kökten ortadan kaldırılmadıkça beter sorunları yaşayacağız. Oysa insanlığı geliştiren tarafa bakmamız gerekir. Hala karanlığı cazip hale getirmeye çalışanlara tanıyoruz. Cumhuriyet bu zihniyeti yenmek için kurulmuştur. Kadın erkek eşit yurttaş saydı. Bu nimeti görüp sahip çıkmak her insanın görevidir. İnsan sayılmayan, görülmeyen kadınlar artık uyanması gerekir. Zaman geldi, geçiyor.

Kendimiz uyanmadıkça başkalarının uyandırması, uyarması bize yetmez. Herkes özgür bireydir. Her ferdimiz eşit yurttaş olma bilincine erişmesi gerekir. Hakkımızı bilerek davranmamız gerekir. İnsan haklarına ve cumhuriyetin sağladıklarından herkes faydalanabilmelidir. Herkes haklarını bilerek faydalanmaya kendi çalışmalıdır.

Çığlığın ve feryadım bütün Anadolu'da Adiloş bebe oldu. Vahşet bütün yürekleri derinden yaktı. Her gün yanında olanlar utanmadı. Uzaktakiler çok ağladı insanlığa sana.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.