"Alet iş yapar el övünür." Aleti kim yapar? Hünerli elleri akılla ve bilimle birleştirenler yapar. Bilimsel yöntemlerle eğitim alanlar ortam yaratılırsa yapar. İki elinde on marifet olan öğretmenlere ne oldu? Sınıf içinde devrilen bir sobayı kuramayıp müdüre ve hizmetliye koşan öğretmenler nerede yetişti?
Temizlik toplu yaşanan yerlerde çok önemlidir. Eğitim ve öğretimin yanında örnek olmak için herkesin temiz olması gerekir. Elindeki hiçbir şey okulda yere atılmaz. Sokakta da atılmayacağını öğrenmemiz gerekir. Çöp kutusunu atmayı herkes öğrenecektir. Sınıflar sık sık havalandırılmalıdır. Yerlere mutlaka paspas çekilmelidir. Hijyenik ortamlarda başarılı eğitim yapılabilir.
Temizlik imanın yarısıdır. Temizlik sağlık için olmazsa olmaz kuralıdır. Tuvaletten sonra eller sabunla yıkanmalıdır. Yemekten önce ve sonra mutlaka eller yıkanmalıdır. Temiz olmayan yerde mikrop çabuk çoğalır. Hastalıklar başlar, öğrenmede ve çalışmada verim düşer.
Bir toplumu geleceği eğitime bağlıdır. Eğitimde bölgesel farklılıkları çok açıktır. Olumlu veya olumsuzluk nedenleri ile köy okulları kapandı. Taşımalı eğitimin tasarruf sağladığı gerekçesi ile köy okulları kapandı. Kapanınca bölgesel farklılıklar yok oldu mu sanılıyor?
Köy okullarında öğretmen için elverişli çalışma koşulları yoktu. Söylediğim şikayet anlamında değil. Çünkü köyde öğretmen tektir. Müdür, öğretmen, hademe aynı kişidir. Koşulların zorluğu ile anlatmak istediğim budur.
Bundan yakınmanın doğru olmadığını çok iyi biliyorum. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda köylere koşan öğretmenlerin yanında, bizim kuşağın koşulları çocuk oyuncağı gibi kalır. Onlar daha okul binası yok. Yol yok. Elektrik yok. Karanlıkları onlara aydınlattılar. Onların hakları ödenmez olduğunu kalın kalın altını çizerek belirtmeliyim. Belirtmemiz, saygı ile yad etmemiz gerekir.
Yeni bir bildiri yayınlandı. Tasarruf gerekçesi ile okullarda hizmetli olmayacaktır. Türkiye'nin her yerinde can alıcı sorun burada. Şehirler öğrenci sayısına göre birkaç hademe olurdu. Temizlik, kalorifer veya soba yakılmasında sorun olmazdı.
Köylerde odun verilmezdi. Bir ton kömür verilirdi. Bunu köye nasıl götürülecek? O günkü koşullarda kömür parasından fazla araba parası tutuyordu. Tuttun götürdün odun yok. Gerçekten aydınlatmacı öğretmenler çok çektiler. Kömür sobası buldun çözüme bir adım kaldı. Kömürü doldur sobaya, sıra ile köylüler bir gün sabah yakardı Yakacağı günde odunu koltuğunun altında getirirdi. Köylerde kuru odun bulunmazdı. Yaş çalı çırpı ile kömüre tutturuncaya kadar tilki çıkacak gibi duman tüterdi. Duman gözümüze ve genzimize dolardı, tıksırma başlardı sınıfta.
Bir veya iki sınıf varsa öğrenciler soba yakmaya başlayınca, herkes elinde bir odunla gelirdi. Bu bazı bölgelerde tezek olurdu. Yine nöbetleşe yakmaya çalışılırdı. Bazı veliler biraz çıra veya kozak vererek çocuğun yakmaya gönderirdi. Hepsi yaşça ve yetenekçe aynı olmazdı, iş döner dolaşır öğretmene kalırdı.
Bir köyde dört öğretmen çalışıyor. Sabahçılar sobayı yakardı. Öğretmenler de görmemişse yakmayı bilmiyorsa iş müdüre çağırarak çözülüyordu. Tek öğretmenin olduğu gibi müdür, sorumlu olduğu için hademedir aynı zamanda. Çocuklar oynarken soba devrilse öğretmenin ağzından çıkan cümle "koş müdüre", "çağır gel müdürü." Çocuğa söylenen komut bu. İnsan biraz gayret ederek karşılaştığı sorunu çözmez mi?
Köy enstitüleri sorunu kendi çözme becerisini kazandırdı öğretmenlere. Toplumun geleceği eğitime bağlı. Karşılaştığın soruna çözüm bulabilme becerisi kazandırılması gerekirdi. Sorun çözme ve özgür düşünme becerisi mutlaka kazandırılmalıdır öğretmene. Bir sorunla karşılaştığında hemen yardıma koşmamalıdır. Bu sadece öğretmen için değil, bütün bireyleri bu özveri ve uğraşı kazanmalıdır.
Şimdi bu tasarruf genelgesi ile sorun küçük yerlerde aynı zorluklar yine yaşanacak. Nöbetleşe çözülecek ya da para toplayarak çözmeye çalışılacak. Küçük yerlerde öğrenci az çok para isteyecektir. Problem dönüp dolaşıp müdür ve Öğretmenleri bulacaktır. Bin çocuğun devam ettiği okullarda 10 lira veya 20 lira desen asgari ücreti üstü para toplanır. Emekli çalıştırarak idare etmeye çalışırsın.
Dağ gibi eğitim sorunlarına bir de hizmetli sorunları eklenirse... Temizlik ve hijyen ortamı sağlanmazsa burada eğitim olmaz. Kimse dört dörtlük eğitim diyemez. Eğitim ve sanatta tasarruf düşünülmemelidir. Öyle çok tasarruf sağlanacak keyfi harcamalar yapılıyor ki... Haydi rasyonel zemine dönelim, okulları daha temiz ve çağdaş eğitim yapabilecek duruma getirelim. Bu geleceğimizin güzel olması demektir. Başka türlüsünün karanlık olacağını bilmemiz yeter.
Akıllı ve hünerli elleri kullanabilen gençler yetiştirmezsek kazma kürek elimizden düşmez. Çağdaş ve uygar ulusların gerisinde kalmamızda kaçınılmaz olur. Gelecek eğitimde gelecek akılda gelecek hünerlerle.