İnsan haklarını tanıyan, gelişmesine katkı sunan bir milletiz. İslam ülkelerinin de batmayan güneşiyiz. Bize yakın olan Pakistan ve Mısır ülkeleri vardı. Onlar bile bizim özgürlüğümüze, demokrasimize ulaşamadı.
Mısırlı bir profesör, bizim talihsizliğimiz Mustafa Kemal gibi bir lidere sahip olmayışımızdır. Bu tespit, Türkler için bir gurur ve onur kaynağıdır. Hatta biz Avrupa'daki birçok ülkeden önce kadına seçme ve seçilme hakkını tanımış bir milletiz. Kadınlar yaşamın her alanında var oldu, ebedi de olacaktır.
Dünya milletleri Türkleri mert ve konuksever olarak tanımlamaktadır. Türkler vicdan ve merhamet sahipleri oldukları için böyle tanımlanmaktadır. Türkler tarih boyunca arkada vurmamış, kalleşlik yapmamıştır. Böylesine tanımlanmasına rağmen, bizden görünenler den, çok hainlikler görmüştür.
Müslüman karıncayı dahi incitmez. Millet malını korur, harama el uzatmaz. Bu tanımlama ile milletimize, bakınca yalan ve yanlış beklenir mi? Dünyada İnsanlık gittikçe zayıflamakta ve bozulmaktadır. İnsanın insana güveni kalmayacak noktaya doğru gidiyor.
Müslümanlıkla tanışan Türkler, suyu üfleyerek içen, erdemli insanlar olarak akla geliyor. Günümüzde dışı başka, içi başka insanlar etrafımızı sardı. Ne göründüğümüz gibi olduk, olduğumuz gibi de görünemedik.
İnsan yeryüzünün meleğidir. Bütün iyilikler ve güzellikler insan eliyle yaşanır. Bütün kötülüklerde insanların eseridir. Biz iyilere saygı duyalım, iyilik peşinde olalım. Kötüyü ve kötüleri ne gör, ne de tanı.
Birkaç yıl öncesine kadar Suudi Arabistan'da kadınları ehliyet alamıyordu. Bu hakka öylesine sevindiler ki... Bunun sevinci yaşandı. Bizde böylesi davranışları çoktan sıradanlaştı.
Afganistan'da kadınlar okullardan ve yaşamdan çekilmeye çalışılıyor. Bu toplumda, gelişme olur mu? Eğitilmeyen ve insan haklarından yoksun, olan, milletlerin geleceği karanlıktır. Ama yöneticiler kendi çocuklarını özellikle kız çocuklarının yurt dışında okutuyorlar. Halka sunulana bak, kendilerine sağlanan imkanlara bak.
İran'da yaşananlar kadının esir edilemeyeceğini açıkça bize göstermiştir. Mutlaka özgürlük tohumları bir gün çatlar. İsteriz ki herkes insan haklarından faydalansınlar. İnsanların huzur içinde yaşaması sağlasın.. Dünya güzelliklerle donatılsın. Güzellikleri yaşama baharı en çok kadınlara yakışır. Türkiye aydınlanmadan ve insan haklarından tarihin gerisinde kalamaz. Her ne kadar karanlık güçler, ilerlemeye engel olsalar da, başarılı olamazlar. Dünyanın her yerinde karanlık yenilmiş, aydınlık galip gelmiştir. Biz aydınlığımıza ve güzel geleceğe birlikte sahip çıkmamız gerekiyor. İnsanlığın ışığını, yeryüzüne, adaleti, barışı yaymak için herkes üzerine düşeni yapması gerekir. Özgürlüğün onurunu ve kıymetini bilerek yaşamak gerekir. Toplumun refah ve mutluluğa erişmesi adaletle mümkündür. Dünyada huzur ve barışla mümkündür. İnsan hakları adı altında, kendi emperyalist emellerini uygulayan devletler vardır. Çıkarı bozulunca oraya, barış getireceğini söyleyerek müdahalede bulunurlar. İnsanlığın özgürce yaşamasını engel olduğu için bunlara karşı uyanık olmamız gerekiyor.
İnsanlığın ihtiyacı olan gerçekten Mustafa Kemal'in işaret ettiği gibi ‘yurtta barış dünyada barış’tan geçer. Yaşadığımız çağda insanlık için adalet güneşi umuttur. Barış ve özgürlük umuttur. İnsan haklarından yoksun bırakılamaz, bu bir temel haktır. Peki dünyanın her noktasında bunlar yaşanıyor mu? Buna evet demek mümkün değildir. Ama umudu da koruyarak yarına güven içinde yürümemiz gerekir. Güneş doğmayı unutmadığı gibi, insan haklarının da vazgeçilmez olduğu er geç anlaşılacaktır. Her koşulda bütün varlığı ile aydınlık için insan hakları için insan onuru için mücadeleden geri kalmamamız gerekir. Kazananlar bu yolda gerekli mücadeleyi verenlerdir. Başta aydınlar ve sanatçılar temel insan hakların peşinde giderler. Bu haklardan yoksun bırakılmayı kabul etmezler. Milletçe refah içinde yaşamanın, adaletle sağlanacağına inanırlar. Kendi mutluluğu ve rahatının yanında, bunu
herkese hak bilir ve savunur. Bu idealler peşinde kararlı bir şekilde yürümek gerekir. Herkesin mutlu olması ile insanlık daha da onurlanır. Aydınlığın ve insan olmanın onuru ve gururu birlikte yaşanmalıdır.