Güçler eşit değil. Sağlanan barış değil. Bunca yıkım ve katliamdan sonra ateşkesin adı barış olmaz. Dinlenir dinlenir döverim olur .Canım istediği zaman ,istediğimi yaparım olur. Dünya insan onurunu ve insanlığı göz önüne alarak karar veremiyor. Herkes güçlünün yanında gereksiz kahramanlık peşinde.
Gazze'yi yok etmedim adı barış olur mu?
Bu utanç tüm insanların alnına yapıştı. Başta sorumluluğu olanlara sesleniyorum: “Bir insanı öldüren, tüm insanlığı öldürmüş olur.”
Bir değil, on binlerce insan vahşice öldürüldü. Yaptığı plana tepki gösteren, acı hisseden insandır. Başkasının acısını hisseden yüce insandır.
Gazze, tarihî, siyasî, ekonomik ve insani sorunları yaşayan bir yerdir. “İnsan şu olursa yardıma koş, şu olursa seyret.” diye bir kural var mı? İnsan her yerde insan değil mi? Dinine, ırkına göre mi yardım edilecek? Gazze’ye insanlığın seyirci kalması, umutları söndürdü; sorumluluk hislerini yerin dibine çekti. Vicdanı kararanlar, kanamakta kaldı.
Öyle bir noktaya geldi ki, katliam hiç beklenmeyen ülkelerce bile kınandı. İspanya’yı kutluyorum; onun çıkışıyla sese katılan ülkeler oldu.
Amerika “Barış” derse, “Savaş” anla. Onun hedefi, lokmayı küçültmek, yok etmenin kolay olmasını sağlamaktır. Ulusal devletler İsrail için tehlike oluyormuş. İnsan olan İsrail mi, zulmün başı , yoksa ABD mi? Suçlu kim demekten geri kalmıyor!
Barış diyerek bölmeyi görev bilmiş; topraklarını geri almayı ilke edinmiştir. Gazze’nin coğrafi konumunu kendine ticaret üssü görüyor. Oteller, kumarhaneler kurmak peşinde... Kısaca insanlık, cüzdan doldurmanın peşinde olmuş.
Erdemli insanlar hem ABD vatandaşıyım diyor, hem de İsrail’i vicdanlarında kınıyorlar. Gazze’ye yapılanı sadece kınamakla kalmıyor, eylemler de yapıyorlar.
Vicdanlı insanlar, insanlığın çok zarar gördüğünü söylüyor. Vicdanlı Yahudiler de “Bize de çok zararı dokundu.” diyor. Zulüm yapan kim? İsrailli bir Yahudi devletidir. Yahudilik yapan kim? Dünyanın her yerinde vardır.
Ticaretin büyük bir kısmı ellerindedir. İsrail’in vahşeti, diğer yerlerdeki Yahudilerin yüzüne çarpıyor. Hem insanlığı hem de Yahudiliği çok kirletti bu barbarlık.
İsrail, 1948 yılında kuruldu. Filistinlilerin yaşadığı yerler savaşlar sonucu dar bir alana sıkıştırıldı. 2007’den beri Hamas yönetiyor. İsrail ile sürekli çatışma hâlinde. Hamas’ın İsrail’e ve turistlere saldırması, ajanların işiydi. Bu saldırı bahanesiyle katliam başladı, artarak sürüyor ve sürdürülüyor.
İsrail’in uygulamaları, ölümlerin yanında açlığı getirdi. Gıdaya, ilaca, her şeye ulaşımı engelledi. Ekonomisi felç oldu, işsizlik çok arttı. “Ölenlerin yanında bunun önemi nedir ki?” diyebilirsiniz ama çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden, acımadan öldürüldü, öldürülüyor.
Gıdanın yanında elektrik, su sıkıntısı had safhada. Filistin’de bölünme işi kolaylaştırdı; El Fetih ve Hamas anlaşamıyor. Vatan elden gidince neyin iyileşmesini yaşayacaklar acaba?
Burada yürek yakan gerçeği görmemiz gerekir. İslam ülkeleri üzerine düşeni yapıyor mu? Onların birbiriyle uğraşması yetiyor. Bir de hiç yok: Filistin’i tanıyan kaç İslam ülkesi var? Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan, dünyanın şımarığı ise başta Amerika olmak üzere İsrail’dir.
Böyle bir şımarıklık hem kendisini hem de dünyayı mahvediyor.
Dünyanın en yeni teknolojisine sahip İsrail’in bu yönünü görmek gerekir. Bir zamanlar İsrail’den tohum aldık. Yerli ve millî üretime dönüş, işte o zaman başladı. Anadolu’da üretilenlerin tohumu devam ederdi; ekilirdi.
İsrail tohumunun tohumu alınmaz; ikincisi seneye ekilemez. Bağımlı kılmak budur! Gözünü aç, açmazsan açarlar! Dünyayı yaşatıyor görünen, aslında dünyayı esir ediyor İsrail!
Dünyaya meydan okuyarak Irak’ı bombaladı; Irak yok oldu, bölündü. Halk her gününü arıyor. Suriye’de Esad gitti; İsrail, Suriye’den çok toprak işgal etti. Suriye de bölünüyor.
Her an Gazze'de ölüm var canını kurtarıp ülkeden kaçanlar var. Ölü sayısı sürekli artmakla birlikte 113 bin 912 insan öldürüldü. Ne olacakta bu katliam duracak. Çok yakın yok etmeyi mi planladılar?
Tam bağımsızlık temel ilkemizdir. Birlik içinde, Kuvayı Milliye ruhunu diri tutup yaşatmalıyız. Bilime ve teknolojiye çok önem vermeliyiz. Komşularımızla karşılıklı çıkar ilişkilerini sürdürmeliyiz.
Bağımsız bir ülkeye kimse emir veremez. Çıkarlarımıza göre komşularımızla ilişkilerimizi sürdürürüz.