Dostlar tarafından iyi olarak anılmak çok güzel. Seksen bir yaşındaki delikanlı Öğretmen aradı, altı yıl beraber çalıştık aynı okulda. Arayan, herkese iyilik yapmaya çalışan Ramazan İnan'dı. Kendini sürekli yenileyen, günlük iki gazete okuyan, kitap okuyan, atom karınca gibi hala öğrenen ve öğreten öğretmen. Sana üç soru soracağım diye söze başladı. Güzel yazan, okun, okulda altı yıl kendini sakladın. Köy endüstrilerine bu kadar ilgi nereden geliyor? Üçüncü soru şahsımla ilgiliydi. Binlerce teşekkür ve saygı sıraladım arka arkaya.
Düğün evinde oynanır, ölü evinde ağlanır. Çok güzeldi okulda ortamda. Köy Enstitülerine ilgim yurt ve millet sevgimdir. İnsanımızın bilgiyle, çağdaş uygarlık yarışına girmesi eğitimle yapılır. Bu okullardaki eğitim yaparak yaşayarak yapılırdı. Toplumda saygınlık üreterek çalışarak kazanılacağına inandırılmıştı öğrencileri. Oku, kalem efendisi ol diyor aile. Okulda, öğrencilere çalış, üret, efendi ol diyor. Böyle, bir aydınlık üzerinde karanlık güçler resmen tepindi. Alkışlanacak, dünyaya örnek olan eğitim modeli dünyanın neresinde yok edilir?
Değerli bir edebiyat bölümü profesörü, İmza Gazete' sinde yazdığımı duymuş. Tebrik etti başarılar diledi. Siyasi mi yazıyorsun diye sordu? Olması gerekeni görebildiğimiz doğruları yazmaya çalışıyorum. Çantasından bir imla kılavuzu çıkararak hediye etti. Kendisine sağlık ve başarılar dilerim.
Köy endüstrisinde yetişen yazar okullardaki yıllarını, yapılan işleri haykırıyor. Çok doğru söylüyorlar, yat yat uyu ile uyutuluyoruz yıllarca. Ezbere dayalı eğitimle, kalkınma olmaz diyorlar. İstenilen gelişmeler tesadüflerin dışında bireysel çabalarla olduğu kadar oluyor. Bütün okullarda eğitim sisteminde ezberleme var, üretim ve uygulama yok. Teorik bilgiyi ezberle, pratik ve uygulama yok. Çark dönüyor mu? Dönüyor öğütüyor geçiyor.
Uygulamalı eğitim yapılmadığı gibi, aydınlanma da çok yetersiz. Okuma, okuduğunu anlama sorgulamada çok yetersiz kalıyoruz. Zeki bir millet, matematik fen de nasıl bu kadar geride olur? Sınavlarda, soruları çözme cesareti gösteremiyor çocuklar. Başarma umutları sönmüş, söndürüldü okullarda.
Köylerde açıldı, Köy Endüstrileri amacı, milletimizi kalkındırma, toprağımızı verimli işletmeyi öğretmektir. Bu aydınlanma ile Atatürk'ün ömrünün yetmediği toprak reformunda vardı. Toprak ağası vekiller reformu engellemek için, ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar.
Hem reformlardan hem uyanmadan rahatsız olunca engellemeye başladılar. Uygarlık yolunda ilerleme, aydınlanmadan çok rahatsız oldular.
Öylesine bir karalama başlatıldı ki, engellenemeyen karalamalar, yavaş yavaş köy enstitülerini bitirdi. Önce yüksek kısımlar kapandı. Programlarla oynanarak çocuklar okula hapsedildi. Kısa zamanda köy enstitüleri bitti. Yerini öğretmen okulları açıldı. Yaparak yaşayarak eğitimden, öğretimden vazgeçildi.
İşin en acısı ne biliyor musunuz? Köy endüstrisinde okuyanlar da karalamaya başladı. Karanlık güçlerde işbirliği yaptılar. İşten öğretmenlerini ve arkadaşlarını jurnalladılar. Her şeyi gördükleri bildikleri halde arkadaşlarına karşı cephe aldılar.
Aydınlık gelecekten korkanlar, devlete yük olmadan okullarını kendileri yapan, yiyeceklerini kendileri üreten bu okullar neden kapattılar?
Yaparak yaşayarak uygulamanın dışına çıkıldığında, havanda su dövüyor, taklitçilikten ileri gidilemiyor.
Anadolu insanını ve toprağını uyandırmak için, üretici kılmaya emek veren değerli İsmail Hakkı Tonguç' dur.
En uzun denebilecek akıl yolunda, uygarlığı, çağdaşlığa emek veren başarılı Milli Eğitim Müdürü Hasan Ali Yücel'dir.
İpek topraklar üstündeki yoksul insanlar köy enstitüleri devam etseydi, varsıl olacak, aydın olarak onurlu yaşayacaklardı.
Tarih savaşları unutur, insanlığın yaşamını kolaylaştıran insanları unutmaz. Yurdunu sevenler gelecekten hep umutlu olurlar. Yine, bozkırları yeşertme yarışını geç kalmadan başlatmalıyız.