Çevreyi koruyarak kendimizi ve sağlığımızı da korumuş oluruz. İnsanoğlunun yaşamında sevinçle geçen zamanımı çok, yoksa üzüntüyle geçen zamanı mı daha çoktur? Sevinç ve üzüntüyü bir arada yaşarken birdenbire sevine bilen de insandır. Sen nasıl bir hal içinde olursan ol zaman geçiyor. Mutlu ve umutlu zamanımız daha çok olsun. Acı ve üzüntüye dayandığı için insana ölüm reva görüldüğü söylenir.
Arzuladığımız kaliteli yaşama doğal çevrenin etkisi çoktur. Ama doğal çevre hızda bozulmaktadır. Doğal olanları insanın para hırsı talan etmektedir. Yurdumuzun en güzel köşesi cennet koyu, cehenneme döndü diyor haberde. Nefes alacağımız alanlar hızla azalıyor, azaldı.. Yeşil ve harika doğanın yerini beton aldı. Denizler, kıyılar, ormanlar doğal halinden vahşice çıkarıldı.
Kaz Dağlarının suyu, bitkisi, havası ile şifa bulunan yerdi. Maden arama ile her yer delik deşik edildi. Bitki dokusu ,havası bozuldu. Huzurlu yaşam alanı olmaktan çıkarıldı. Yurdumuzda ve dünyanın her yerinde doğal yaşam alanları bozuldu. Dağ, ova ,deniz ,hava, su toprak insan eliyle bozuldu ve kirlendi.
Doğayı bozmak, kirletmek için çok başarı gösterildi. Temiz olduğu gibi kalmasına ,güzelleştirmeye hiç emek verilmedi. Geleceği düşünerek yeni nesillere daha iyi bir çevre için ne özveri ne de bir çaba gösterilmedi. Toprak, su ,havanın kirlenmesinden hepimiz sorumluyuz. Sorumluluk sadece seyretmek mi? Yaşamak sadece insanların değil bütün canlıların hakkıdır .Akıllı olan kaliteli ve uzun yaşamaya çareler arayan sadece insandır. Çevre için gerekli duyarlılık göstermeden atılan adımlarla hedefe ulaşamayız.
Yakıt olarak doğalgaz kullanılmasaydı şehirlerde yaşam nasıl olurdu? Daha önceleri hava kirliliğinden kuşların öldüğü görüldü. Aynı durum devam etseydi belki toplu insanlar ölürdü. Kirli havanın zararlarını düşünmek bile karamsar olmamıza yetiyor.
Haziran ayında kentlerde sel baskınları oluyor. Yağmur keşke her gün yağsa. Sel baskınları çarpıklığın yüzümüze vurmasıdır. Hatta isyanıdır. Haykırmasıdır. Her yer beton olursa toprak ve ağaç kalmazsa az bile bu yaşananlar.
Herkesin derman aramak için koştuğu Başkent sel ile boğuşuyor. 50 yıl sonra insanların büyük bir kısmı susuz kalacaktır. Kuraklık kendini daha somut gösterecektir. Düzenli yağmur anılarımızda kalacaktır. Sulu tarım yapılabilecek araziler azalacaktır. İnsanoğlu susuz ve gıdasız kalacaktır. Çözüm üretme yerine, doğayı yok etmeye uğraşıyoruz.
Yeni nesillerin geleceği çalınıyor. Yaşamlarını yok etmek için doğa katliamları devam ediyor. Insan can parçası çocuklarını ve torunlarını cansiperane koruyor. Çevreye duyarsız kalırsak ,bu yüzeysel kalır. Yurttaşlık bilinciyle hareket etmeliyiz .Gelecek nesilleri düşünmeliyiz .Sigara dumanından korumak yetmez. Gerçek sevgi onlara doğal çevre bırakmaktır.
Kirlenmenin farkına denizde, karada toplu canlıların ölmeleriyle fark ediyoruz Zaman geçtikçe onları da unutuyoruz .Ölme ve öldürmeler olmazsa çevre temizdir sanki. Suda balıklar, havada kuşlar ,yerde gazdan insan zehirlenince haberimiz oluyor.
Oysa neslimiz canımızdan daha çok önemseriz. Sigara içen bir dede torunun belli bir süre kucağına almıyor. Sigaranın zehrinden etkilenmesin diye. Peki bu hassasiyet çevreye niye göstermiyoruz? Geleceğimizi ve yeni nesilleri neden düşünmüyoruz?
Yukarıdaki körpe ciğerleri zehirlenmesin diye çocuğunu, torununu korumaya çalışanlar dedim. Bir anne yüreği yanarak eşinin göğüs hastanesine yattığı durumu kötü olduğunu söyledi. Anlatmaya devam ederken hastalığını düşünmez üç
paket sigara koysun demiş .Ben de beş paket yolladım dedi. Hepimizi gülümsedik sonunda .Yaşam devam ediyor .Kendi kendimize biraz sevinç bir an yüzümüzde tebessüm oldu.
Kar hırsı ile kirletmede yarışıyoruz. Temiz bir gelecek için kurum ve kuruluşlar ses yükseltiyor. Topluca istemedikçe olumsuzluk ortadan kaldıramayız.
Bozduktan sonra düzeltmek için daha çok emek harcamamız bile sonuç vermeye biliyor. Marmara Denizi'nde görülen mü silaj insanlara yarar olan balıkları azalttı .İnsanların faydalanacağı balıkları zarar verenleri çoğalttı. Kirlenen denizden faydalanacağımız ürünler azaldı. Doğada kendi türünün en nadide endemik bitkileri yok oluyor. Bunlara neden olan suyun havanın toprağın kirlenmesidir. Temiz bir çevre sağlıklı yaşamanın temelidir. Yerli ve yabancı işbirlikçiler doğayı kendi çıkarları için kullandıkça toplumda adalet sağlanmaz. Doğanın adaletini bozdukça toplumdaki adaletin bozulması elbette kaçırılmazdır.