Ülkemi Kirletemezsin

Mustafa ÖZLÜK

Türk görevliler, yurt dışında inceleme yapmak üzere ekip hâlinde bir ülkeye giderler. Trenle bir şehirden başka bir şehre geçerken, içlerinden biri teneke kutuda kola içip pastasını yer. Ardından, elindeki çöpleri trenin penceresinden dışarı atmaya hazırlanır. Bunu fark eden bir bayan yolcu omzuna dokunarak,

— Ne yapıyorsun? diye sorar.

Atmayı düşünen şaşırır:

— Şunları dışarı atacağım, der.

Yolcu sertçe karşılık verir:

— Sen benim ülkemin toprağını kirletemezsin! Bak orada çöp kutusu var, git oraya at!

Birden elimdeki çöplerle kalakaldım.

Kendimden utandım. Nasıl böyle bir davranışa yeltenmiştim? Çöpleri çöpe atacak hâlim bile kalmadı.
Yolcu, herhâlde kendi ülkesinin vatandaşının böyle bir davranış sergilemeyeceğini düşündüğünden,

— Sen nerelisin? diye sordu.

Utandım. Nereli olduğumu söyleyemedim. Sözü geçiştirmeye çalıştım.
Kendi kendime, “Bizim ülkemizi kimsenin kirletmesine gerek yok, biz zaten bunu kendimiz fazlasıyla yapıyoruz.” dedim.

Her bölgemizde doğal güzelliklerle dolu piknik alanları var. İnsanlar oraya gelip yiyip ,içip eğleniyor, ama giderken çöplerini bırakıp gidiyorlar. Aylar sonra aynı yere gelince, “Ne kadar pis olmuş!” diye burun kıvırıyoruz. Oysa kirleten biziz. Başkalarını suçlamak her zaman kolay geliyor.

Her ülkenin bir adı, bir dini inancı vardır. Bizim dinimizde bir hadis şöyle der:
“Temizlik imanın yarısıdır.”

Kur’an’da da “Allah, çok tövbe edenleri ve çok temizlenenleri sever.” buyrulmuştur.

Ev temizliğimiz yerinde, çoğumuz bedenimize ve giysimize özen gösteriyoruz; ancak aynı duyarlılığı sokaklarımızda, dağlarımızda, denizlerimizde gösteremiyoruz. Bunun nedeni bencilliktir. “Biri temizlesin, bana ne!” anlayışı yanlıştır. Temizlik herkesin sorumluluğudur.

Üstelik, sadece kendi çöplerimiz yetmezmiş gibi, başka ülkelerden gelen atıklarla da kirletiliyoruz. Oysa ülkemiz bir çöp toplama yeri değildir.

Asıl olan; hem bedenimizi hem çevremizi temiz tutmaktır. Bu, hem vicdani hem insani bir görevdir.
Temizlik, sağlıklı yaşamın temelidir. Maddi ve manevi temizlik, görev ve sorumluluk bilinciyle en iyi şekilde yapılmalıdır. Aksi hâlde, kirli olan çevremiz değil, biz oluruz.

Toplumda temizlik ailede başlar, okulda devam eder.

Evde gösterilen titizlik dışarıda da sürdürülmelidir.

Çocuklara doğru örnek olmalıyız. Onlara temizlik bilincini davranışlarımızla öğretmeliyiz.

Japonya’da öğrenciler nöbetleşe okulun sınıflarını, tuvaletlerini, bahçesini temizler.
Bu sayede hem temizliğin önemini hem de kirletmemenin değerini yaşayarak öğrenirler.
Bizde ise bazen çocuk elindeki çikolata kâğıdını atmak istemezken, annesi “At gitsin!” der. Böylece çocuk da yanlış öğrenir.

Oysa ağacın dibi çöp kutusu değildir!

Kısaca, büyüklerin her işte çocuklara doğru model olması gerekir.

Evde ve çevrede birlikte temizlik yapmak, çocuklara temizlik sevgisini aşılamanın en etkili yoludur.
Temizlik bilinci verilen çocuk, hem kendi sağlığını hem ülkesinin geleceğini korur.

Dünyanın temiz olması insanlık görevidir; yurdumuzun temiz olması yurttaşlık görevidir.

İnsanlık ve yurttaşlık görevini yerine getiren herkese ne mutlu! Suyun, havanın, çevrenin kirlenmesin gıdaları da kirletir. Sağlığımızda bozulur. Çevre temizliğinden, her yaştaki kişinin sorumluluğu vardır .
Temizlik için her kişi görevli ve sorumludur. Görev tam olarak yapılırsa temiz çevrede yaşamak mümkün olur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.