İnsan bazen kaybedeceğini bile bile lades tutuşur. Aslında niyeti kazanmak veya kaybetmek değildir. Sevdiğine, sen ve senden gelen her şey benim hayatımda ve aklımda demek içindir.
Ne zaman ki insan sevdiğinden gafildir, o zaman ladeslenir. Aklında sevdiklerinin yerine ya başkasını koymuştur ya da gafletinden kaybetmiştir.
Oysa insan daha çok ihtimallerin arkasından gider. Ve her zaman ihtimalleri gerçeklerden daha çok önemser. Acebaların cazibesi, yepyeni maceralara atılması için yeter de artar.
Kaybetmek! Kazanmanın olmadığı yer ve ihtimallerin senin olduğun yerde olmaması.
İnsan bazen karşılık beklemez, kazanmak veya kaybetmek bir şey ifade etmez. Gayesi gönlünde, ruhunda istediğini yaşamaktır. Sevdikleriyle olmasa da onların hayaliyle gönlünü şenlendirmesidir.
İnsanın sevdiklerinin gönlünde ne kadar yer ettiği görmek için, onları gözünde o kadar büyüttüğüne bakmak gerekir. Bazen sahip oldukları, hayalindeki kadar tatmin etmeyebiliyor.
Hayatta, kazanmak dediğin şey, kaybettiğinin oranıyla ölçülür. Ne kadar kazandığın, bir o kadar kaybedebilme ihtimalini göze almaktır.
Tıpkı insan gibi, zira aslı balçıktandır ve yarısı toprak, yarısı sudur. Hayatın yarısı yaşam, yarısı ölüm, günün yarısı gece, yarısı gündüz, insanların yarısı iyi yarısı kötü... İlahi Kelamın yarısı rahmet, yarısı azap, yaşamın yarısı aldığın, yarısı verdiğin nefestir...
Değil mi ki, bu dünyada her şey çiftler halinde yaratıldı, her şey bir erkek ve bir dişiden oluştu... Kazanmak da kaybetmenin eşidir. Aslında her kaybediş, bir başkasının kazanması anlamına gelir.
İnsan bazen kazanırken kaybeder, kaybederken kazanır. Bir bedel öder ve bunun karşılığına kazanmak veya kaybetmek diye bir anlam yükler.
Oysa insanın elinde eriyen kar gibidir hayat, sermayesi anbean tükenirken, farkında olmadan en değerli hazinesini kaybeder.
Ziyandadır insan, an be an ziyanda. Ömür sermayesi durmadan eriyor, kaybediyor insan hayatını, aldığı her nefesi, çocukluğunu, gençliğini, aklını, fikrini, malını, mülkünü, evladını, eşini velhasıl bendetmek istediği ne varsa hepsini... Kaybetmek, karşılık beklemeden yapılan şeylerin bedeli değildir.
Kaybetmek, bir diğer anlamı da değerini bilmediği her şeyin, kıymetinin anlaşıldığı duraktır. Kaybetmek, ziyanda olmaktır. “Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyandadır...(Asr 1-2)”
Ziyandadır insan, kazanmak uğruna feda ettiği neyi varsa. Ziyandadır insan, güzele dair neyi gözden kaçırdıysa.