Şiir Değerdi...

Yakup ÇAK

İnsanın ruhuna dokunan en etkili eldir söz.

“Söz ola kese başı, söz ola kestire savaşı” der atasözümüz.

Söz sanatının en nadide alanlarının başında ebetteki şiir gelir. Modern hayatın duyguları sömürdüğü ve birçok kavramın içini boşalttığı bir ortamda, bir nefeslik hayatı soluyabilmek, insanların sadece gönlüne dokunabilmek için icra edilen sanatsal faaliyetlerin de var olması, biraz olsun insanı ümit var ediyor. Seküler hayatın insanlara dayattığı kültür ve sanatı yok sayma baskısına rağmen, toplumumuzun bu baskıdan kurtulması yine kendi öz kültürü ve sanatına bağlıdır.

Cihannüma Derneği tarafından her yıl farklı bir şehirde icra edilen Anadolu Şiir Akşamlarının dördüncüsü bu yıl, 25 Ocak 2025 günü Şanlıurfa’da gerçekleşti. Ülkemizin farklı şehirlerinden 32 Şairin davetli olduğu programa, kıymetli şair yazar tv programcısı Salih Sedat Ersöz hocamın davetiyle, Tayyar Yıldırım, Hasan Ukdem, Ahmet Şener ve ben Yakup Çak olarak, beş kişi katıldık.

Yol uzundu, fakat söz ustalarıyla birlikte yapılan yolculuk elbette ki oldukça faklıydı. Yol boyunca “Bir şiir okumak için, yüzlerce kilometre yol gitmek nasıl deliliktir” temalı ve esprili sohbetler eşliğinde yol aldık. Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları şiirini yazdığı yollarda onu yad ettik. Tabiri caiz ise şiir için yaptığımız yolculuk da şiir gibiydi.

Saatlerce süren yolculuktan sonra Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya ulaştık.
Konaklama için kalacağımız Orman Genel Müdürlüğü misafirhanesine yerleştik. O gece dinlendikten sonra ertesi gün öğleden sonra Cihannüma Derneğinin programı çerçevesinde gezimiz başladı. İlk durak Halilurrahman Camii ve Balıklı Göl’dü. Bu eşsiz gezinin en güzel tarafı, tahmin edeceğiniz gibi gönül insanlarıyla birlikte olmasıydı. İki kafile halindeki şairler orada buluşmuştuk.

Halilurrahman gezimizin ardından, Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan’ın kabrini ziyaret ettik. Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu ve şairin oğlu Hayati İnan’da katıldılar. Kabri başında dualar edildi ve şiirlerinden okundu.

Arkasından programın icra edileceği Mevlâna Külliyesine geçtik. Evet bizim için en güzel anlardan birisi şüphesiz buydu. Çünkü Konyalılar sanki kendi evimize gelmiştik.

Oldukça güzel bir külliye karşılaşacağımız belki hiçbirimizin aklına bile gelmemişti. Akşam namazının ardından külliyenin hemen karşısında misafirlere yemek ikram edildi.

Yemek sonrası programa geçtik.
Salon doluydu. Programın sunumunu Tokat Milli Eğitim Müdürümüz Hüseyin Kır yaptı.

Şanlıurfa Valisi Sayın Hasan Şıldak, Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu protokoldeki yerlerini almışlardı.

Önce Şanlıurfa Cihannüma Derneği Şube Başkanı Mehmet Emin Kılıç, ardından Cihannüma Derneği Genel Başkanı Av. Rıza Yorulmaz konuştu. Şanlıurfa Valimiz Hasan Şıldak’ın konuşmasıyla şiir okumalarına geçildi. Birbirinden değerli şairler şiirlerini seslendirdiler. Bu arada katılan şair dostların ismini anmadan geçmeyelim. Musa Kaldı, Rıza Yorulmaz, Osman Mesten, Kudret Bülbül, Ahmet Şener, Muhammet Fatih Akkurt, Mehmet Osmanoğlu, Hasan Ukdem, Tayyar Yıldırım, Yakup Çak, Adnan Çalık, Eyyüp Azlal, Abdurrahman Karakaş, Mehmet Bahsi, (Gazi) Hüseyin Kılbaş, Murat Bağış, Adnan Çalık, Salih Sedat Ersöz, Şaban Çetin, Mehmet Sarmış, Sezai Çiçek, Mehmet Gözükara, İlker Gülbahar, İmran Tekin, Mahmut Kılıç, Deniz Tavus, Yusuf Gökbakan, Süreyya Aydın, Kazım Gök, Halil Manuş, Ferhat Bülent Demirtaş, Hüseyin Murat Özkatar. Program sonrası ikram edilen tatlı ve şiir sohbetinin ardından tekrar konaklama yerimize ulaştık.


Gecenin ilerleyen saatlerine kadar şiir sohbeti devam etti. Sabah tekrar gezimizin ikinci turuna başlıyorduk. Valiliğin tahsis ettiği otobüs kapıya geldiğinde bizi ziyadesiyle etkileyen bir güzelliğe şahit oluyorduk. Otobüsün bir bölümüne Engelliler için özel asansör sistemi yapılmıştı.

Bu sayede Hasan Ukdem arkadaşımızın ulaşım esnasındaki problemi de çözülmüş oluyordu. İlk durak Göbekli Tepe oldu. Tarihin yeniden yazıldığı nokta olarak da değerlendirilen ören yerindeki ilginç görüntüler, giden herkeste farklı bir izlenim bırakıyordu. Bulguların arsındaki bir bıçak oldukça ilginçti. Bir hayvan boynuzuna yerleştirilmiş keskin taşlardan oluşuyordu. Yine aynı keskin taşlardan oluşan ok uçları da gösteriliyordu. Fakat orada şu soruyu kendime sormadan edemedim. Bulgularda hiçbir metal yoktu, ama o sütunlar, o taşlara kazınan figürler kabartmalar ne ile işlendi? gerçekten üzerinde düşünülecek bir şeydi. Otobüste otuzdan fazla şair olurda şiirsiz yolculuk olamazdı, yol boyunca şiirler okundu, ezgiler, türküler söylendi.

İkinci durak Harran bölgesi. Harran Ören Yeri gezilerinde Harran Kazı başkanı ve H.Ü. Öğretim Ü. Prof. Dr. Mehmet Önal, bizlere Harran kazıları hakkında bilgi verdi. Buradaki gezimize Harran Kaymakamı sayın, Harun Reşit Han’ da eşlik etti. Dünyanın resmi olmasa da en eski üniversitesi, Kale Sarayı, kümbetli Harran evleri ve en önemlisi Hz. İbrahim’in yaşadığı yerlerdi. Birçok inanç ve medeniyete ev sahipliği yapan Harran, adeta üzeri örtülen gerçek bir medeniyetin mezarlığıydı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ikram ettiği yemeğin ardından bu güzel insanlarla vedalaştık. Biz diğer ekipten ayrı olarak bir gece daha Şanlıurfa’da kaldıktan sonra, Sabah namazını Halilurrahman Camii de kıldık ve beş yüz yıldır devam eden kadiri zikrine de katılma fırsatı bulduk. Bu duygu yüklü vakitlerden sonra istikametimizi Konya’ya çevirdik.

Tabi yol üzerindeki Halfeti’ye uğrayıp orada yat gezisine katılmamak olmazdı. 18 köyün Fırat sularının altında kaldığı baraj gölü üzerindeki gezimiz bir saat kadar sürmüştü. Yol uzundu, Öğleden sonra çıktığımız Halfeti’den sonra Osmaniye de bekleyen dostlara da selam verip yola devam etmek için Osmaniye’ye uğradık. Şair İzzettin Kanat, Şair Mustafa Yeydem, Şair Ali Gedik ve Meşale TV sahibi Ahmet Yılmaz’ı ayaküstü selamladıktan sonra gece yarısı Konya’ya döndük.

Bu programda emeği geçen başta Şanlıurfa Valisi Sayın Hasan Şıldak’a, Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu’a, Cihannüma Derneği Genel Başkanı Av. Rıza Yorulmaz’a, Şanlıurfa Cihannüma Derneği Şube Başkanı Mehmet Emin Kılıç ve ekibine, şükranlarımı sunuyorum. Bir şiir okumak bin yedi yüz kilometre yola değer mi, diye sormuştuk ya, evet şiir için değer…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.