18 MART ÇANAKKALE

Yılmaz SANDIKÇI

Çanakkale Zaferini ve şehitlerimiz andık hafta sonu! Andık ama anladık mı?.. Herkes kutlama mesajı paylaşma yarışındaydı! Çanakkale Zaferimiz, sadece bir savaş anısı değil dünya tarihinin akışını değiştiren ve sömürülmekte olan milletlerin bağımsızlık mücadelesine ilham olan Kurtuluş Savaşımıza temel olan bir köşe taşı olarak üzerinde durulması tüm yönleri ile anlaşılması gereken bir olaydır.

*

Çanakkale’de verdiğimiz şehitleri anlamak ve onlara layık olmak için bakış açımızı değiştirmemiz ve görüntüye söylentiye dedikoduya kanmayı bırakıp işin aslını anlamaya çalışmamız gerekiyor artık.

*

Şoven söylemleri bir kenara bırakıp günümüze ve gerçeklere uygun bir şeyler yapmamız gerekiyor.

*

Vatanımız dünyanın akupunktur noktasında bulunduğu için, dünyanın entrika ve oyunlarına sahne olmaktan kaçınamıyoruz. Sömürgeci batının en iyi uyguladığı senaryo bölgemizdeki farklıkları kaşımak, karıştırıp kışkırtıp milleti birbirine düşürmek. Sonrası kolay; Böl, parçala, silah sat, yönet, güt ve yut taktiği.

*

Çanakkale’de yatanlar nasıl et-tırnak gibi yaşadıysa, bugün de öyle yaşaması gereken milletimizi ayrıştırmak, birbirine düşürmek için küçük bazı değişiklikler ile aynı senaryoyu sahneleniyorlar. 1980 öncesi “sağcı-solcu” ayrışması yetmedi, şimdilerde “milliyetçi-ümmetçi”, “sünni-alevi”, “gelenekçi-gelecekçi”, “ilimci-bilimci”, “şeriatçı-laik”, vs diye milletimizi birbirine düşürme senaryoları devam ediyor.

*

Birkaç yüzyıllık ABD’de, birlikte yaşayan 72 buçuk millet, düne kadar insan yerine koymadıkları zencileri de dahil ederek “bir millet” olma bilincine ulaşmışken, bizde birileri, bin yıldan uzun süredir et-tırnak olmuş ve vatan topraklarını kurtarmak üzere birlikte can vermeyi göze almış halkların torunlarını, birbirine düşürmeye çalışıyor.

*

Bu halimizle, birlik bilincine ulaşmadan Çanakkale şehitlerine layık olabilir miyiz sizce? Bölgemizde oynanan parçala yönet oyununu bozmak ve kendi bölgemizde kendi oyunumuzu kurmak istiyorsak, Çanakkale’ye layık olmanın yollarını bulmalıyız!

*

1999 yılından kalma ve kısmen karşılık bularak uygulanan şu önerilerimi tekrarlamak istiyorum izninizle;

*

- Millî Eğitim Bakanlığı orta öğretim müfredatına Çanakkale şehitlik ziyaretleri eklemelidir. Böylece milletin çocuklarına teorik dersler yanında millet olmanın, “birlik” olmanın, savaşın, bağımsızlığın, özgürlüğün, gazinin, şehidin, ölümün ne olduğu, İstiklal Marşının yazılmasına sebep olan ortamın nasıl olduğu geçmişin ışığında gösterilerek anlatılmalıdır.

*

MEB, bunları anlatırken Seyit Onbaşının “iman gücü” ile kaldırdığı bilmem kaç kilogram top mermisini anlatıp, bilmem kaç kilometre uzaktaki hedefe isabet ettiren topu yapan “teknoloji gücünü” ihmal etme yanlışından dönmelidir.

*

- Devlet kadrolarına atanan memurlar, bürokratlar ile özellikle öğretmenler ve polisler yemin törenlerini Çanakkale Şehitliği’nde yapmalıdır.

*

- Seçilen milletvekilleri yemin törenlerini Çanakkale Şehitliği’nde yapmalıdır.

*

Belki böylece, yüzüncü yılına gelen Cumhuriyet Bayramlarımızı hala 10. yıl marşı ile kutlayan birileri de günümüz gerçekleri ile yüzleşir ve utanç duyarak yanlışından döner…

*

Kendi oyunumuzun senaryosunu kendimiz yazmak istiyorsak, bizi cumhuriyete taşıyan Çanakkale ruhuna nasıl layık olacağımızı düşünmeye ve dünya hâkimiyetini bilek gücünden alıp beyin gücüne teslim eden gelişmeleri anlamaya başlamalıyız! Selam, rahmet ve dua ile.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.