Anla ve kanma… Anıt ve anlamak ne alaka? Aldanmak istemiyorsan, anlaman gerekiyor. Anlamak için de işin aslını araman gerekiyor. Tarihteki acıların tekrar etmesini önlemek için, ders almak ve tedbir almak için geçmişteki bazı önemli anları unutmamak ve düzenli olarak anmak gerekiyor.
*
Örneğin şu sözü unutma, 'Sen Türk olduğunu unutsan da, düşman senin Türk olduğunu unutmayacaktır…' Hatta bazılarının yapmaya çalıştığı gibi sana Türk olduğunu unutturmak için müslümanlaşmayı kullananlara aldansan da düşman senin Türk olduğunu unutmayacaktır… Çünkü, düşman gözünde “Türk demek vatanı için ölmeyi göze alan Müslüman” demektir ve insanlık tarihinde emperyalist, kan emici sömürgecileri ilk durduran millettir!... Vatanı için ölmeyi göze alamayan Müslümanlar da vardır, bunların düşmana bir zararı yoktur, hatta bunlar düşman ile işbirliği yapar ve düşmanın işine bile yarar…
*
Tarihin gösterdiğine göre, düşman bunu çok önceden anlamış ve bazılarını 1. Dünya Savaşında kullanmıştır. Bak bi geçmişine, savaştan sonra Sevr Antlaşması ile Osmanlı vatanı işgal edildiği anda, senin dedelerin “Ya istiklal ya ölüm” diyerek, “Esir yaşamaktansa ölürüm daha iyi” diyerek cepheye koştuğu an, cepheden kaçanlar da vardı, onlar da Müslümandı… Lafa gelince müslümanlığı kimseye bırakmazlardı. Hatta işbirliği yaptıkları düşmanın gazına gelerek Türklerin Kurtuluş Zaferini, başarı ve kazanımlarını engellemek için “Din elden gidiyor” diye yalanlar yayarak, bu yalanlara kananların kalabalığı ile isyanlar bile çıkarmışlardı… Türkler zaferi kazanında biz de oradaydık demekten utanmadı bazıları… Geçmişte dedeleri, günümüzde torunları, sence farklı mı?
*
Bir de vatanları, hem de İslam’ın kutsal toprakları olan vatanları işgal edildiğinde işgalci düşman önüne yatan Müslümanlar vardı! Müslüman Türklerin düşmana karşı savaştığı anda düşman bayrağı altında Türklere saldıran Müslümanlar! Tarihteki bu anları zaman zaman anmazsan, unutursun ve işin aslını aramazsan, gerçekleri anlamaya çalışmazsan, sahte tarihçilerin, besleme yazarların anlattığı düşman yalanlarını tarih zannedenler arasında boğulursun…
*
Boğulmazsan, sen bunları anma, anımsama, anlama, unut diye düşmanın himayesinde yaşamayı kabul edenlerin torunlarını ve işbirlikçileri kullanarak “yalan söyleyen tarih utansın” diyen iftira ve yalan dolu kitaplar yazdırıldığını görürsün… Sebeplerini gizledikleri olayların sonuçları üzerinden tarih çarpıtıldı, doğru bilgiler ile bile milletimiz yanlış yollara saptırıldı, iftiralar, yalanlar birbirini kovaladı. Bunlara aldananlar çoğaldıkça, Osmanlıyı yıkan Sevr antlaşmasını överken, o yıkıntı içinden çıkarılan Türkiye Cumhuriyetini ve tapusu olan Lozan Antlaşmasını suçlayanlar konuşmak yetmez diye harekete geçme cesaretine ulaştı. Kim bunlar sence?
*
Müslüman olmanın ilkelerinden biri de “ifrat ve tefrit” batağına düşmemektir. Türklere, Türkiye Cumhuriyetine, Mustafa Kemal’e, kahramanlarımıza, başarı ve kazanımlarımıza ifrat ve tefrit sınırlarını aşarak düşmanlık edenler ne tür Müslüman sence? İşin aslını aramadan düşman yalanlarını tarih diye anlatanlara aldananların güttüğü kin, kime hizmet etmekte?…
*
Osmanlının Sevr ile işgal edilen vatan toprağı üzerinde düşman devletlerin himayesinde kendine devlet kurma hayali ile yüzyıllardır kardeşçe yaşadığı Müslümanları katletmeye başlayan ancak Atatürk önderliğindeki Kuva-yı Milliye düşmanı denize dökünce, hayali kursağında kalan ve canını kurtarmak için Müslüman kılığına girip Arapça adlar alanların Türk ve Atatürk düşmanlığına aldanırsan, hizmetin kime olur sence? Bir daha düşünsene!
*
Osmanlı Devleti, haçlı kalıntısı İslam düşmanı devletlere verdiği kapütilasyonlar ile bağımsızlığını kaybetmeye başladığı anda, hristiyanlar zenginleşirken, Müslümanlar fakirleşip, Hristiyanlara işçi, köle olmak zorunda kalmıştı. Bu duruma itiraz edenleri susturmak için kapitülasyonları sanki Peygamber (S.A.V.) efendimizin bir sünnetiymiş gibi anlattıran sömürgecilerin yalanlarını Müslüman kılığında yayan hainler kimdi? Hiç anıyor musun bunları? Öğrendin mi ki anasın? O kadar yalan arasında gerçekleri nerede bulasın? Bizi uyutmak için uydurulan düşman yalanlarını Müslüman kılığında yayanlara karşı en etkili silah olan laiklik sistemini kimler dinsizlik gibi anlatıyor farkında mısın? Hiç düşündün mü? Düşünmek için anmanın, anlamanın değeri ortada değil mi?
*
Bunları fark edersen, anıtları putmuş gibi anlatanlara aldanmazsın, o yalan çukurundan kurtulmak için bir fırsat yakalarsın; ANI’T denilen şeylerin tarihimizde ders alınması, unutulmaması gereken olayları ve kişileri anmak için, görünür yerlere yapılan sanat eserleri olduğunu anlarsın… Tapınılmayan anıtlara, put diyenlerin aslında bizi tarihimizden koparmak, tarihten ders almamızı engellemek isteyen düşman beslemesi kalleş ve hainler ile bunlara aldanan tipler olduğunu fark edersin. Fark edince, bunlar kime hizmet(!) ediyor? diye sorarsın. Bulduğun cevaplar ile, sahte hocalara, hain şeyhlere put gibi tapanların, tapınılmayan ve anmak için yapılan anıtları put gibi gösterme hilesine aldanmazsın.
*
19 Mayıs Atatürk’ü ANMA Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Aldanmak yerine anlayanlara selam ve dua ile…
An Anı Anıt Anma
İlk yorum yazan siz olun