Tarihimizde 15 Temmuz “lanet bir ihanet girişimi” olarak anılacak. Ancak, anma ile kutlama arasındaki farkı anlamayanlar yüzünden yapılan yanlışlar korkarım böyle ihanetlere yine ortam hazırlayacak.
*
Çünkü bunlar “anı ile anıt arasındaki farkı” da anlamıyorlar ve kendileri canlı putlara taparken, cansız anıtların anlattığı anıları anlamaya ve bunlardan ders almaya çalışanları susturmaya çalışıyorlar.
*
Ders almayı öğrenmezsek, küçük veya büyük, açık veya sinsi şekillerde tekrar edecek böyle ihanetler. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler, yılanı besleyecekler. Bize yardım eden yılan bin yaşasın diyenler ise zamanı gelince yılana yem olacaklar.
*
“Tarih tekrar eder” diyenler de yine bunlar içinden çıkacak. Ve bunlar “tekrar eden tarih değildir, tekrar eden; ders alınmayan yanlışlardır” diye uyaranları da anlamayacaklar!
*
Zamanında tedbir almak yerine başa bela gelince tepki vermek için yarışanlar anlayacak mı peki?
*
“Tedbir alsalardı daha iyi olurdu” diyenler ile “amma da iyi tepki verdiler haa” diyenler arasındaki kavga sürüp gidecek.
Bu kavga, kananlar ile işin aslını arayanlar arasındaki kavga ile birleşecek..
Bu kaygaya, anlamayanlar ile anlayanlar arasındaki kavga eklenecek..
Kavga büyüyecek…
İyi de “kavganın kazananı, kavga edenler arasında olmaz, ya izleyenler arasında ya da kavgayı organize edenler arasında olur” gerçeğide mi uyandırmayacak?
*
İşin aslını aramak yerine yandaşlık edenler, dinin manasını anlamaya çalışmak yerine yandaşlık edenler, uyanmayanlar alnı secdeye değiyor diye devlet kadrolarına getirdikleri tiplerin 15 Temmuz lanetine sebep olduğunu nasıl görecek?
*
Bu ihanetin sebebi, liyakati öldürmek değil mi? Liyakati öldürmek için laikliği yanlış anlatan, laikliği yanlış uygulayan ve laikliği düşmanlaştıranların bu ihanete ortam hazırladığını kimler görecek?
*
Görenler ile görmeyenler arasındaki kavga da yukarıdaki kavgaya eklenecek..
*
Kendi yanlışlarından ders almak yerine, suçu hep başkalarına, tarihe ve kadere atarak “tarih zaten tekrar eder, böyle şeyler normaldir” gibi çarpıtmalar ile milletin kafasını karıştıranlar kaygaya körükle gidecek … Kafalar iyice karışacak…
*
Kafası karışık olmayanlar, OKUyunca anlıyor; Allah, Kur’an-ı Kerim’de “aklını kullanmayanlar üzerine pislik yağacağı” uyarısı yapıyor!... Başa gelen beladan ders almayanlar hangi dinde yaşıyor? Bu yanlışta niçin ısrar ediyor? Niçin aklını kullanmak nasıl oluyor? diye araştırmıyorlar. Tam tersine, aklını kullanma seviyesinde yaşadıkları sorunu, din adına çocuklara, topluma yaymaya çalışanlar kime hizmet(!) ediyorlar?
*
“Hileli savaş demek olmadığı” detayını düşünmeden “savaş hile demektir” diyerek, zan ile gerçek arasındaki farkı anlamayanları “doğru sözlerle bile yanlış yollara saptırmak” çok kolay olmalı… Ancak bu farkı anlayanlar, Allah’ın Kuran’da “zannın çoğu günahtır”, “zan ile hareket etmeyin” uyarılarını dikkate alıyor ve kanmıyor, işin aslını arıyor. İhaneti durdurmaya çalışanlar da bunlar oluyor…
*
Bu sefer düşman çalışan o sağlam damarı da başka algılar ile kandırmaya çalışıyor. İyi de eğitim sistemimiz bunları niçin korumuyor, çoğaltmıyor? Niçin aklını kullanma seviyesini yükseltecek yöntemler uygulamıyor? Eğitim poltikaları bunu yapmadığı için kavgaya, aklı ile düşünenler ile algı ile düşünenler arasındaki kavga da ekleniyor.
*
Sözcüklerin anlamları üzerinde yeterince düşünmeyenler, görüntü, söylenti ve zan ile hareket edenler, bu düşüncesiz yandaş hareketleri ile İslam’a hizmet zannı içinde İslam düşmanlarına hizmet(!) ettiklerini bile kavrayamıyorlar. “Bu kadar yanlışlık yanlışlıkla yapılıyor olabilir mi?” sorusuna da cevap aramıyorlar!
*
Sn. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası “kandırıldım” demesi gerçekleri değiştirmiyor. Bu hain kalkışmanın, kandırılmamış olanların cesareti ve feraseti ile bastırılmış olmasının da taktir edilmesi gerekiyor. Tarihî ve dinî çarpıtmalar ile yalanlar üzerine kurulan politikaların yerine rasyonel akıl ile tanımlanan doğru politikalar geliştirmek gerekiyor!... Kandırılan kişiler kandıranların arkasından gitmez, ama aynı yolda yürümeye devam eder mi? Niçin böyle sorular cevapsız kalıyor?
*
Haklı çıkmak için konuşanlara değil, hakikati ortaya çıkarmak için konuşanlara itibar etmeyi de öğrenmek gerekiyor… Görüntüye söylentiye kanmak yerine işin aslını anlamaya çalışan herkese, selam ve dua ile…