BİTMEZ BU KAVGA SON KASIM’A KADAR

Yılmaz SANDIKÇI

Emperyalizmin sömürge düzenine karşı acı gerçekleri anlayıp, mücadele etmek yerine, emperyalizmin uydurduğu tatlı yalanlar ile uyumayı tercih edenler hep var olacaklar. Ve işin aslını anlayanlar ile anlamak yerine emperyalizmin yalanlarına aldananlar sonsuza kadar savaşacaklar.

*

Dünyayı bilmem ama bizim vatanımızda bu savaşın kazananı olacaktır, işin aslını anlayanlar. Çünkü Atatürk gibi, bizleri uyuşukluğa karşı uyandıran, tuzaklara karşı uyaran bir önderimiz var.

*

Emperyalizm, sivri sinekleri taklit eder. Sivri sinekler kanını emeceği kişiye iğnesini batırmadan önce bir tür uyuşturucu verir ya, o yüzden sen acıyı hissettiğinde sivri sinek kanını çoktan emmiştir, hatta gitmiş bile olabilir. Yani sen uyanıncaya kadar, kanını emen sinek Üsküdar’ı geçmiş olur.

*

Varlığını ancak Türk düşmanlığı ile ifade edebilenler emperyalizmin kucağına oturup, Kemalizm'e, Kemalist'e, Atatürk'e, Cumhuriyet'imize hakaret ediyor iftira atıyorsa, çok güzel bir yol gösteriyor aslında; Algı ile aldanmak yerine akıl ile işin aslını arayan, bilinç sahibi, şuurlu vatandaşlarımıza...

*

Türklerin de Türkiye'nin de sömürülen müslümanların da kurtuluşu Atatürk'ü doğru anlamakta. Peki bunu engellemek için kimler çalışmakta?

Öncelikle Atatürk ile kalleş Atatürkçüleri, Mustafa Kemal ile sahte Kemalistleri birbirine karıştırma!

Sonra bu hain, kalleş ve sahtekarları gösterip, Atatürk'ü ve Kemalizm’i kötüleyerek aslında Türk düşmanlığı edenleri ve hatta nihayetinde İslam düşmanlığı'na hizmet(!) edenleri doğru anla.
*
Bu düşmanlığı yapanların takındıkları Osmanlıcı maskesine ve Müslüman kılığına aldanma; işin aslını ara…
Ara ki Kemalist sözünün mucidi, Kemalizm’in düşmanı olan sömürgeci emperyalizmdir.

Kemalizm dinsizlik değildir! Algı ile hurafeyi, rivayeti, bidatı hatta israiliyatı din gibi anlatanlara karşıdır, akıl ile dinin hakikatini ortaya çıkarmaya çalışır. Unutma!

Kemalizm, doğru anlaşılınca sömürülen halklar için bağımsızlık ışığı, özgürlük umudu olmuştur.

Kemalizm, tarihte emperyalizmi durduran ve sömürülen ülkelere bağımsızlık için ilham veren ilk komutan Mustafa Kemal ve onun hedefine güvenerek “ya istiklal ya ölüm” ilkesi ile, bağımsızlık uğruna gözünü kırpmadan cepheye koşan Türk Milletini hatırlatır!
*
Emperyalizm, bazı ihanetlere ragmen işgale karşı birlik olmayı başaran Türk Milleti karşısında cephede kaybedince, savaş planını değiştirip, yalan ve iftira cephanesi ile zihinlerde yeni cepheler açmıştır...

*

Emperyalizm sömürmek istediği ülkelerde, uyut-böl-yönet siyaseti gereği Lawrence gibilerin yetiştirdiği tipleri hoca, şeyh, üstat kılığında kullanır.

Yetmezse ateist, kahpe, ibne, komünist süzmeleri meydana salar, onları kullanır. O da yetmezse milliyetçi, Osmanlıcı, ümmetçi görünen türlü ajanları yazar, gazeteci, akademisyen, siyasetçi, iş insanı vb türlü tipleri bazen Kemalist hatta Atatürkçü görüntüsü ile bile, farklı maskeler altında kullanır.

Hatta emperyalizm milletimizi, halkların kardeşliği gibi demokrasimsi sözlerle bile aldatır.

*

Bakınız polisimizin yakaladığı İsrail / MOSSAD ajanlarına, hepsi de sakallı, sarıklı, türbanlı tiplerdi. Hatırla! Bir de Kürtleşen, Kürt kılığına giren Ermeniler var tabi... Ya, müslüman kılığına giren Pontusçular'a ne demeli? Unutma, yaptıkları ihaneti, katliamı gizlemek için soykırım yalanını yayan Ermenileri. Ya, Kürtleşen Ermenilerin peşine takılan Kürtleri? . Iyi de nereye koyalım bunların hepsini?
Bir de bunlara aldananlar var tabi!... Bunlar aslında kime hizmet(!) ettiklerinin bilincinde mi?
*
Bizim için ne Ermeni, ne Kürt, ne de Rum, asla sorun değildir. Sorun olan kimliğini gizleyen, kılık değiştiren, içimizde geçinirken dışarıdaki düşmana hizmet eden, iki yüzlülük edenlerdir.

*
Haaa, şu da eksik kalmasın Bir de Atatürk'ü öldüren masonlar var. Sonra çıkıp "Atatürk de masondu yalanını" uydurdular. Peki, böyle iftira ve yalanları kimler yaydılar⁉ Yoksa aramızda "müslüman kılığında konuşan masonlar" da mı var⁉
*

Tüm bunlar niçin⁉ Çok basit; Müslümanlar, Türkler, sömürülen halklar Atatürk'ü sevmesinler ki; Atatürk’ün fikirlerini öğrenmesinler ve anlamasınlar, yolundan gitmesinler… Atatürk'ün uyarılarını silsinler! Hatta yaptıklarını yıksınlar, öğrettiklerini unutsunlar ve eskisi gibi cahil kalsınlar. Sömürülmeye itiraz etmesinler. Emperyalist uşağı sahte, hain ve kalleş hocaların anlattığı hikayeler ile dünya nimetlerini kan emici düşmana yaşarken teslim etsinler, ölümden sonraki vaatler ile yetinsinler… Sömürülmeyi, sefaleti kader zannetsinler; özgürlük, bağımsızlık istemesinler. Algı ile hurafe ve bidata inanıp, zan ile hareket etsinler Aklı, vicdanı Kuran’daki İslamı anlatanları dinlemesinler.

*

Düşmanın bunları başarması için çalışan hainler ve kalleşler, Atatürk'ü çok sever gibi rol yaptılar. Bu rolü yutan müslümanlar da Atatürk düşmanlığı’na kapılarak düşmana hizmetçi oldular...
*
Bir de Müslüman kılığında İslam düşmanlığına hizmet edenler var! Tatlı yalanlara hayran kaldılar; hatta İslam düşmanlarına hizmet(!) etmeyi bile İslam sandılar. Allah’ın Kuran'da zannın çoğu günahtır, zan ile hareket etmeyin gibi uyarılarını OKUmadılar, anlamadılar, hiçe saydılar... Anlatanları, hatırlatanları, uyandırmaya çalışanları dışladılar..

*
Sen bari hatırla, mümin olmaya çalışan müslüman yalan söylemez, çalmaz, düşmana hizmetçi de olmaz, kul hakkı da yemez. Ancak, müslüman görünmek için abdestsiz namaz kılanlar her haltı yerler… İşte emperyalizm tam da burada devreye girer: Cehaleti ve bağnazlığı besler, aklı ve vicdanı köreltir, uyaranları ve uyandırmaya çalışanları susturur. Din algısında şekli, görüntüyü ve söylentiyi yüceltir. Hakikati, hikmeti anlamayı, dinin manasını uygulamayı unutturur.
*
Acizane çağrım şudur: Uyan Türk, uyan Müslüman, uyan Türkiye! Aldanmayı bırak algı ve zan ile. İşin aslını, dinin manasını anlamaya bak akıl ile! Korkuya değil, vicdana sarıl. Ve bil ki; aklı kullanma seviyesinde yükselemeyen bir millet, imanını da, vatanını da koruyamayacaktır.

*

Türkiye Cumhuriyeti “yurtta barış dünyada barış” ilkesi ile türlü, farklı halkları vatandaşlık bağı ile kucakladı. Farklı halklar ve Türk milleti aynı vatanda, aynı bayrak altında kucaklaştı. Bu kardeşlik bağı Atatürk’ten miras kaldı. Bu bağ, aramıza fitne fesat sokanları, çıkarıp atamayacak mı? Elbette, düşman yalanlarına aldananlar azaldıkça onu da yapacaktı!

*

Ancak acı gerçekleri anlayıp, sorumluluk almak yerine tatlı yalanlara aldanıp suçu başkalarına atanlar çoğaldı… Hatasını, kusurunu başkalarına yamama tembelliğine kapılanlar, birbirini suçladı, aramızdaki bağı bu kafa zayıflattı. Her başarısızlıklarında düşmanı suçlayanlar, düşman yalanlarına aldanarak yaptıkları yanlışların sorumluluğunu da almadı. Sorumluluktan kurtulmak için yine başkalarını suçladı. Bu yanlış, kısır döngü içinde tekrarlandı. Kısır döngüye kapılanlar, kısır döngünün çarkına çomak sokanları da suçladı.

*

Çünkü bu kafa, anlamadığı kişiyi anlamak için anlayış kapasitesini geliştirmeye çalışmak yerine, anlamadığı kişiyi suçladı, anlamadığı fikri dışladı. Hakikati ortaya çıkarmak için konuşmak yerine, kandığı yalanları haklı çıkarmak için konuşanların peşine takıldı. Allah’tan yalanlara, iftiralara takılmayanlar da vardı.

Onlar, geçen yüzyılda Türk milletini büyük bir yok oluştan kurtardı ve onları anlayanlar bugünlere taşıdı.

*
Atatürk 1938 yılı, On Kasım’a kadar yaşadı, fikir ve uyarılarının, anlayan zihinlerde, son Kasım’a kadar yaşayacağı anlaşıldı.
*
Kemalizm, algı ile aldanmak yerine, akıl ile anlamanın sembolü.
Sömürülen halklar için, emperyalizme karşı bağımsızlığın idolü.
*
Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnet ile anarken, emperyalist oyunlarına düşmeyen, uyaran ve uyandıranlara selam ve dua gönderiyorum…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.