Daim olsun, yüzyıllarca! Kutlu olsun kıymetini bilene, düşman yalanına kanmayıp işin aslını arayan herkese!
*
Yüzyıldır başımıza gelen belalardan aldığımız dersler ve öğrendiklerimiz ışığında, bir çift sözüm var; Özellikle şu, siyaset uğruna geçen yüzyılın yarısını boşa harcayanlara, düşman yalanlarına kanıp kendi devletine düşman olanlara, cumhuriyetçi kılığında bunlarla işbirliği yapanlara ve hatta günümüz CHP yönetiminde yer alanlara… Rozet takmakla olmuyor bu işler beyler! Başındaki Osmanlı fesini gösterirken cebindeki İngiliz pasaportunu gizleyerek, düşman yalanlarını tarih diye anlatanlara kanarak da olmuyor… Haçlı himayesinde beslenip, sakal sarık türban görüntüleri ile hurafeyi ve israiliyatı din diye anlatanlara kanarak hiç olmuyor… Yeter artık yaa, bırakın ona buna kanmayı, birinci yüzyıl geride kaldı, yeni yüzyılı kazanmak için öğrenin artık, işin aslını arayı, dinin manasını anlamaya çalışmayı!
*
Geçen yıl bu hafta, cumhuriyetçi maskesi ile cumhuriyet düşmanlarına hizmet edenlere şunu demiştim; Cumhuriyet Bayramını türlü yalan ve çarpıtmalar ile yas günü gibi göstermeye çalışanlara fırsat veriyorsunuz… Bugün devam ediyorum, bunlar da buldukları her fırsatı değerlendiriyor ve hatta bazıları Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl kutlamalarına gölge düşürmek için bir yas durumu uydurmaya bile çalışıyor olabilir…
*
Bunca yılda milletimize işin aslını anlatmayan sözde cumhuriyetçilerden bu sorunu fark etmelerini beklemiyoruz, ancak yine de Türk Milletinin sağduyu sahibi zekası bu sorunu da aşacaktır, kandırma uzmanı düşman beslemelerine ve kandırılmış kalabalıklara izin vermeyecektir. Çünkü Türk milletinin çoğu anlamıştır ki; Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi demektir! Kimsesizlerin kimsesi olmak demek ise; Milletin vergilerinden oluşan ve tüyü bitmedik yetimlerin de hakkını içeren hazineyi, devleti yönetme sorumluluğunu bir kişiye, bir aileye, bir tarikata veya cemaate, bir sülaleye veya bunların çeteleşmesi ile oluşan bir zümreye vermemeyi gerektirir.
*
Devleti yöneten kadrolara atama yaparken, her vatandaşa “fırsat eşitliği” sunmayı, vatandaşlığın parayla satılacak bir mal olmadığını anlamayı, adam kayırmamayı gerektirir.
*
Kimsesizlerin kimsesi olmak demek; Bizim çocuklar diye kayırdığınız ve alnı secdeye gidiyor diye savunduğunuz tiplerin, Cumhuriyet tarihinin en büyük ihanetine yol açtığını görmeyi ve bundan ders almayı gerektirir.
*
Devlet yönetimi, bir kesimin hâkimiyeti üzerine değil, düşünce özgürlüğü üzerine milletin tercihinin siyasete müdahalesiz yansımasını sağlayacak bir seçim sistemi kurmayı gerektirir. Egemenlik milletindir sözünden rahatsız olarak, “milletin egemenliği ile Allah’ın egemenliğini yarıştıran” çarpık ve sapkın tiplerin, kafaları karıştırmasına fırsat vermemeyi gerektirir! Demokrasi İslam'a karşıdır gibi bir yalanı yayanlardan, uğruna evlat, kardeş, yeğen, baba hatta peygamber torunu katledilen saltanatı İslam’ın hangi hükmüne göre savunduğunu anlatması gerekir. Anlatmadan konuşanlara, itibar etmemek gerekir.
*
Çünkü kimsesizlerin kimsesi olmak demek; Müslüman olanların hain olmadığını ama hainlerin Müslümanmış gibi konuşarak kandırdığını anlamayı gerektirir. Kandıran hainlerin, yeterince Türk evladını kandırdığında, Türkiye Cumhuriyetini, düşmanın istediği şekilde Türklere böldürmeyi, yıktırmayı deneyeceğini anlayacak kadar feraset sahibi olmayı ve buna engel olmayı gerektirir.
*
Kimsesizlerin kimsesi olmak demek; laikliği dinsizlik gibi uygulayanların da laikliği dinsizlik gibi anlatanların da aslında aynı düşmana hizmet ettiğini anlamayı ve milletimizi din-iman-vicdan suistimali ile kandırıp sömüren siyasetçi, din adamı, iş insanı, gazeteci çeteleşmesini önlemek için laikliği güçlendirilmeyi gerektirir. Çünkü laiklik, millet birliğine güç verir… Anlayacak kadar düşünmek yerine kananlar, kimsesizlerin kimsesi olamazlar, bunlar ancak kandıranların maşası, tekeri, bastonu, sesi, düdüğü olurlar, daha kötüsü bunlar kandıkları yalanları yayarlar.
*
Cumhuriyete layık olmak demek ise kandırmayı, kandırılmayı bırakıp, cumhuriyet dönemi devrimlerinin Osmanlının başladığı ama başaramadığı yenilikleri tamamlamak olduğunu anlayacak seviyede düşünmeyi gerektirir…
*
Cumhuriyete layık olmak demek, düşüncenin, milletin gelişmesine güç verecek şekilde vicdan özgürlüğü içinde ifade edilebileceği demokrasiyi hakkıyla uygulamayı gerektirir…. Özgür ve bağımsız nice yüzyıllara…