IDEF 2025

Yılmaz SANDIKÇI

Bu yıl 17’ncisi yapılan IDEF-2025 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı için geçen hafta İstanbul'daydım. Bazılarının zannettiği gibi bir silah sergisi değil bu fuar, tam anlamıyla geleceğin mühendislik sahnesi...
*
Silah denilince savaş gelir akla ama silahlar barışın güvencesidir aslında; yeterince caydırıcı silahın varsa düşman sana düşmanlık edecek cesareti bulamaz asla... Dost görünmek zorunda kalır ama ille de düşmanlık edecekte silahsız düşmanlık eder, aklını karıştırır, aklını kullanma seviyeni düşürür, bilgi kaynaklarını kirletir. Yine de işin aslını arama bilinci gelişenler bu tuzaklar düşmez; kandırılmaz, aldatılmaz böyle tipler çünkü duygu etkisi altında algı ile düşünmezler, akıl ile düşünmeyi bilirler.
*
Savunma sanayi fuarları “silah ticareti yapılan sergiler” olarak algılanır ancak gerek önceki ay katıldığım IDET/Çekya gerek geçen haftaki IDEF/Türkiye gibi fuarları gezdiğinizde bu algının sığ bir önyargı olduğunu fark edersiniz. Evet toplar, tanklar, uçaklar, helikopterler, uydular, dronlar, İHA’lar SİHA’lar, roketler, tüfekler, mermiler, bombalar var ama dikkatli bakıldığında görülen şey çok daha derinlerde; alın terinden çok akıl teri var böyle yerlerde… Görünen silahların altında yatan mühendislik becerisinin ürünü teknoloji ve sanayi gücü var bu sergilerde. Yani dünün bilek gücü yerine yarının beyin gücü var artık sahnede..
*
Savunma sanayi fuarlarında barut değil beyin kokuyor artık.
*
İstanbul’daki IDEF Fuarı’ını bir “silah vitrini” gibi görenler olduğu gibi, daha dikkatli bakanlar ve analitik düşünmeyi bilenler, savunma sanayi fuarlarının aslında bir mühendislik gösterisi, bir teknoloji sergisi olduğunu görürler. Böyle fuarlar, yapılanlar ve yapılması hayal edilen teknolojilerle geleceği gösteriyor aslında.
*
Bir tankın yalnızca zırhlı çeliğini, bir roketin sadece itiş gücünü görüyorsanız, yanlış açıdan bakıyor e eksik görüyorsunuz demektir. Çünkü orada; maden ve malzeme mühendisliğinin ardındaki yazılım mühendisliği, veri analitiği, tasarım, siber güvenlik, elektro-optik sistemler, insan-makine etkileşimi, yapay zekâ ve bunu geliştiren beyinleri eğiten öğretim gücü gibi sayısız alanlar perde arkasında bir araya geliyorlar.
*
Savunma sanayiinde yaşanan dönüşüm, yalnızca yeni silahlar üretmek değil; yeni düşünme biçimleri inşa etmekle de ilgili. Hani derim ya hep “işin aslını aramanın sırrı aklını kullanma seviyesinde gizli”, böyle fuarlar gösteriyor ki; aklını baş beyin seviyesinde kullanmanın da üzerine çıkmak gerekli. Uygulayacağımız eğitimin politikalarının ezber yerine sorgulayıcı zekayı ve muhakemeyi geliştirici öğretim yöntemlerini seçmesi önemli.
*
Bu yüzden böyle fuarları, sadece subayların ve askerî heyetlerin değil; mühendislerin, akademisyenlerin, öğrencilerin de ziyaret etmeli.
*
Türkiye’nin savunma sanayiinde yerlilik oranını artırma çabası gerek akılcı eğitim yöntemleri ile gerek gençlerin ilgisini bu alana çekerek hızlandırılmalı… Çünkü her alanda olduğu gibi savunma sanayi alanı da birkaç kişinin, birkaç firmanın başarısı ile sürdürülecek bir bahçe gibi değil, bir orman gibi olması gerektiği anlaşılmalı.
*
Bu anlayış, teknolojiye sahip olma özgürlüğümüzü de genişletecektir. Çünkü yerli olanaklarla geliştirilen her alt sistem, başka sektörlerde çarpan etkisi yaratıyor. Tarımdan otomotive, sağlıktan uzay teknolojilerine kadar geniş bir etki alanı var. Kopyacı ve taklitçilikten kurtulup icatçı gençler yetiştirmek bu başarının temelinde yer alıyor.
*
Diğer yandan şunu da görmek gerekir; savunma sanayi fuarlarında görülen teknolojiler, sadece savaş alanlarında değil, günlük yaşamın içinde de kendini gösterecektir. Çünkü bir savunma projesi sadece silah değil, aynı zamanda bir bilim, bir beceri, bir vizyon ürünüdür.
*
İstanbul, IDEF Fuarında gezip sadece zırhı, paleti, roketi, bombayı gören gözler olabilir. Ama asıl mesele, o ürünlerin arkasındaki zekâyı, vizyonu ve stratejiyi görebilmektedir. Silahı konuşurken onu mümkün kılan aklı da konuşmak gerekir. O aklı geliştirmek ve yaygınlaştırmak gerekir. Bu da çocuklarımıza, gençlerimize aklını kullanma seviyesinde yükselmeyi öğretecek eğitim sistemleri uygulamak gerektirir.
*
Barış isteyen silahını hazırlasın! Silahın bilek gücü değil beyin gücü olduğunu artık herkes anlasın... Milletimizin birlik, beraberlik ve barış içinde geleceğini düşünenlere selam ve dua ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.