Nasılsın? diye sorana "mücadele ediyoruz” diye cevap verenler var ya onlara diyorum; Bir daha düşünün, mücadele ediyoruz yerine “mücahede ediyoruz” demek gerekmez mi?
*
Çünkü mücadele "cidal" kökünden geliyor ve kavga, çekişme, cedel, cenk, savaş demek oluyor. Mücahade ise “cehd” kökünden geliyor yani çaba, gayret, azim, elinden geleni yapmak, cihat etmek demek oluyor.
*
Mücadele ile mücahede arasındaki farkı bilmeyenler “cihat” deyince savaş ve öldürme anlıyor. Bunlar anlamın nasıl kaydığını da fark edemiyor ve anlamı üzerinde yeterince düşünmeden konuşulan böyle sözcükler yüzünden Müslümanların hayatlarının nasıl da kaydırıldığını anlamıyorlar.
*
Geçmişte söz ve bilek gücü sahibi olanlar, Müslümanlaştırmaya çalıştıkları halkları, milletleri bilerek ya da bilmeden Araplaştırmaya çalışmasının bir sonucu olarak İslam dinine girenler, İslam dininin ilkelerini, Arap milletinin geleneklerinden ayıracak kadar beyin gücü olmadığı için Müslümanlaştığını zannederken Araplaştığını fark edememişler.
*
Kendi öz dilini terk ederek bilmediği, konuşamadığı, anlayamadığı bir yabancı dil olan Arapça ile bilmediği yeni bir din olan İslam’ı anlamaya çalışanlar birçok sözcüğü ve kavramı ya tam anlayamamış ya da yanlış anlamış ve dini anlama çabası manadan, şekil, görüntü ve taklide doğru kaymış.
*
Bu yanlışı fark edenleri “İslam’a göre Türküm demek günahtır” diyerek korkutan ve susturanlar yüzünden Müslümanlaşmaya çalışanlar Arap ırkçılığına hizmet eder olduğumuzu fark edememişiz.
*
İslam dinini anlamak için Arap milletinin dilini öğrenmek normaldir ancak, biz sınırı aşıp konuşma dilimizi terk edip, kendi aramızdaki iletişim için bile Arap dilini almışız. Almışız almasına da onu da yanlış anlamışız.
*
Bazılarına basit gibi görünen bu ve bezeri nice yanlış anlamanın bedellerini de asırlardan beri ödemekteyiz. Hem de sadece Türk milleti olarak değil tüm İslam ümmeti olarak… Fark etmeyenler var… Ve durumun vehametini bunlara anlatmak deveye hendek atlatmaktan bile zor.
*
Basit görünen nice anlam kaymaları ve yanlış anlamalar yüzünden, İslam dininin temeli hak, hakkaniyet, hukuk, huzur, barış, zekat, paylaşım, namaz, dayanışma, tebliğ, adalet, şeriat, liyakat, oruç, terbiye cehd, cihat, günah, tövbe, ahlak, erdem unutulmuş, bu güzelliklerin yerini kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi gibi görünmeyeni dışlayan, ötekileştiren hatta düşmanlaştıran, gelenekçilik görüntüsünde gericilik yapan hoşgörüsüz, anlayışsız bir Müslüman tipi almış. Öyle ki, peygamber efendimizin (sav) kuzenleri Abbasilerin “kalpleri kazanma” anlayışı yerine “saltanat için peygamber soyunun kanını döken” Emevilerin anlayışı hâkim olmuş Müslümanların imanına… Müslüman kılığında İslam düşmanlarına hizmet(!) ettiklerini fark etmiyorlar!
*
Konu ile ne ilgisi var diyenler olabilir. Dedik ya, sözcükler küçüktür ama boyundan büyük anlamlar taşırlar. Sözün gücünü bilenler böylesi anlam kaymalarının zihinsel kaymalara da sebep olduğunu kolayca anlarlar. Günümüzdeki anlamsız tartışmalar ve saçma kavgalar da bu yüzden çıkıyor zaten! Yanlışı fark edemeyip yanlışta ısrar edenler ile yanlışı fark edenler kavga ediyorlar. Peki, kim kazanıyor? Kazananı yok ama milletimiz kaybediyor, İslam ümmeti kaybediyor. Çünkü sözcüklerin değerini anlamayanlar insanca bir tartışmayı bile beceremiyor!
*
Öyle ki ekonomide, siyasette, eğitimde, üretimde, paylaşımda, diplomaside bu kadar yanlışlık yanlışlıkla yapılamaz diyesi geliyor insanın.
*
Şekil seviyesinden mana seviyesine yükselemeyen zihniyet, mücahede yerine mücadele ile yaşamaya çalıştığı için huzur bulamıyor ve topluma da huzur veremiyor. Çabalamak, gayret göstermek, elinden gelenin en iyisini yapmak anlamına gelen “cehd-cihat” sözcüğü yerine cenk etmek, savaşmak ve öldürmek anlamına gelen “cidal” kelimenin geçmiş olduğunu fark edemeyenler, bu yüzden “tebliğ” görevinin unutulduğunu da fark edemiyor?
*
Bu aymazlık dünyaya Müslümanları vahşi gösterebilir mi? diye sorgulayacak kadar da düşünemiyor bunlar ve hep başkalarını suçluyorlar. Suçlamak çözüm getirmiyor, durumu daha da köyüte götürüyor. Müslümanları kısır döngüye düşürüyor.
*
Basit sözcüklerin taşıdığı karmaşık anlamlara saygı duyarak işin aslını bulmak için konuşanlara ve şekillere takılmak yerine dinin manasını anlamaya çalışmak için düşünenlere selam ve dua ile…