Monarşi ile bir zümrenin, bir ailenin veya bir hanedanın, aristokrasi ile âlimlerin ve seçkinlerin, demokrasi ile de milletin azmi ve iradesi yönetir bir ülkeyi. En azından tanıma göre beklenti bu. Ancak eşyanın tabiatı gereği, bu işler her zaman beklendiği gibi olmaz, evdeki hesap çarşıya uymaz.
*
Örneğin, kerameti kendinden menkul başka bir aile veya zümre çıkıp hanedan ailesini iktidardan indirip kendi saltanatını kurarak yönetmeye kalkışabilir ülkeyi. Tabi sözle, sevgiyle yapacak değil böyle işleri! Kanla, katliamla, hile ile cinayetle! Hem de evlat, yeğen, kardeş, baba, hatta peygamber torunu bile dinlemeden, dünya menfaati ve makam hırsı ile!
*
Başka bir örnek de şöyle olabilir, beşerin bir kısmı hile ile sızar âlimler arasına, çomak sokarlar aklın, ulemanın ve seçkinlerin çarkına. El koyar iktidara! Yönetirler ülkeyi nasıl uyarsa kafalarına. Bunlar için bilgi, bilgelik veya ulema ya da seçkinlik değildir önemli olan, yalanı yanlışı bile doğru gibi anlatırsan, buna kanacak yeterli kitleyi de bulursan, geçersin iktidara rahatsız olmadan!
*
Bir başka örnek de demokrasi için verelim, iktidarı ele geçirmek isteyenler halkı değiştiremezler ama halkın iradesini değiştirebilirler kolayca. Tabi önce cahil bırakılmış bir halk lazım bir de bunları kandıracak tatlı yalanlar. Aklını kullanarak işin aslını aramayanlar, bilim ile ilim arasındaki farkı anlamayanlar, akıl yerine algı ile düşünenler kolayca kanarlar yalanı yanlışı doğru gibi anlatanlara. Bu yüzden acı gerçekleri anlatmak yerine tatlı yalanları ve vaatleri anlatan hatipler veya demagoglar yani lafazanlar kolayca iktidara gelebilir demokrasilerde.
*
Tüm bu değişimler olurken, gözlerden kaçmasın ki, milletin iradesini şöyle veya böyle çalanlar en çok yardımı din adamlarından alırlar. Aslında bir ülkeyi yönetenler ister monarşi olsun, ister aristokrasi veya demokrasi hepsinin iradesi altından din adamları çıkarlar. O kadar ki bazı durumlarda din adamları yönetenlerin bile üzerine çıkarlar, varsa yeterli sayıda kananlar!
*
Örnekleri çoğaltabiliriz ama bir de kendimize bakalım bence: Bazı din adamları çıkıyor ve demokrasi İslam’a aykırıdır diyerek milletin iradesini şaşırtıyor. Milletin sorularına cevap bile vermiyor bunlar. O sorulardan biri, uğruna evlat kardeş baba hatta peygamber torunu bile katledilen saltanat, İslam’a nasıl uygun oluyor da, barış içinde oy kullanarak yönetici seçme yöntemi olan demokrasinin neresi İslam’a ters oluyor?
*
Ulema veya seçkinler arasına sızan birileri çıkıyor, asırlardır cahil bırakılan bir milleti aydınlatma projesi olan cumhuriyet hakkında, milleti bir gecede cahil bıraktılar yalanı ile türlü iftiralar yayıyorlar ve aslında milletimizi aydınlanma projesinden uzaklaştırıp kendi planına alet edecek olan cahil bırakma oyunlarını gizliyorlar.
*
Bir de dünyada böyle bir örneği var mı bilmem, iktidarı ele geçirmek isteyenler halkı değiştiremezler demiştim ya yukarıda onu bile yaptılar din adına. Adına din kardeşliği, muhacir dediler ve ithal seçmen getirdiler yurt dışından hem de oy kullandırdılar milyonlarcasına. Hakka, hukuka, adalete bakmak kitaba uymak yerine demagog, lafazan hatipler sözlerle milletin iradesini çalmış gibi olmadılar mı sizce de?
*
Bir de hâkimiyet bir ailenin veya zümrenin değil “hâkimiyet milletindir” sözünü çarpıttılar ve “hâkimiyet Allah'ındır” lafını yaydılar ama “Allah’ın hakimiyetini kim uygulayacak? Uygulayıcılar nasıl seçilecek?” gibi soruları cevapsız bıraktılar! İyi de bunlar haşa “Allah'ı mı millet seviyesine indirdiler? Yoksa milleti mi Allah seviyesine çıkardılar?” Gerçek Müslüman olsalar düşünmedikleri konularda bence bu kadar rahat konuşamazlar! Ama kananların sırtından oylarını artırdılar, üsküdarı geçecek atları kaptılar!
*
Bir de “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsız olan sözde din adamları var. Bakınız şimdi ne diyor bunlar “Türk demek Müslüman demektir!”… Biz de bunu demiyor muyuz yıllardır. İyi de şimdi niye kıvırmaya başladılar. Madem Türk demek Müslüman demektir, ne diye “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsız oluyor bunlar?
*
Çok basit değil mi, milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı bağı bilmeden ümmetçilik hatırına milliyetçiliği ayaklar altına alanlar, milletimizi arabın ve işbirlikçisi milletlerin ırkçı emellerine hizmet ettiriyorlar! İslam düşmanlığını gizlemeyen ABD ve onun gizli servisi CIA niçin mücahit yetiştiriyor? Bu soruyu cevaplamıyorlar, milleti aydınlatmıyor bunlar!
*
Bir de laikliği dinsizlik gibi anlatanlar var! Bunlar laikliği dinsizlik gibi uygulayanlar ile birlikte bence aynı düşmana hizmet ediyorlar?
*
Bunlar göstermiyor mu din adamlarının iktidara verdiği desteği. İyi de iktidarın eli altındaki hazine nasıl kullanılıyor peki? İthal seçmen kaynağı için 40 milyar dolar harcadık, bir o kadar daha harcarız diyenler şimdi milletin kendi emeklisinin maaşına zam yapamaz duruma düştüler. Kim kazandı peki?
*
İyi de demokrasi seçenin hesap sorma hakkını, seçilenin de hesap verme sorumluluğunu garanti altına almak değil mi? Bunun İslam'a karşı olan neresi?
*
Unutmadan, kesin inancım şudur ki Müslüman olan hain de olmaz yalancı da hırsız da ama hainler, yalancılar, hırsızlar Müslüman kılığında karışıyor aramıza. Oyunu kullanmadan önce bunları anla ve oyunu bozmak için kullan oyunu! Anlayanlara selam ve dua ile…