PKK sonrasına hazırlık

Yılmaz SANDIKÇI

Devletimizin, PKK ile mücadelesi başarılı bir şekilde sürerken, terör örgütünün bitme seviyesine geldiği görülüyor. Bu başarılı süreçte görev alan siyasetçi, bürokrat, asker, polis hepsinden Allah razı olsun. AK Partinin, açılım sürecinden PKK’yi bitirme mücadelesine geçişte, MHP duruşunun etkisi de göz ardı edilmesin.

*

Bu süreçte bazı söylem ve uygulamalar vatandaş tarafından anlaşılmıyor. “Vatandaş her şeyi de anlamak zorunda değil” diyen de olabilir tabi, ancak anlaşılmayan durumlarda bilgi kirliliği artıyor ve bilgi kirliliğini temizleyecek cevaplar gelmeyince fitneci fesatlara fırsat doğuyor. Yanlış anlamalar büyüyor, yanlış kavgalara neden oluyor.

*

PKK terör projesinin, Kürt vatandaşlarımızı temsil etmediğinin anlatılması da çok önemli. Bunun önemi, Sn Bahçeli’nin konuşmasından sonra tekrar hatırlandı.

Devletimize ve milli birliğimize karşı Kürt vatandaşlarımızı kışkırtmak için PKK projesini kullanan düşmanın, Ermeni terör örgütü ASALA’yı bitirmemizden hemen sonra bu projeyi uygulamaya koymuştu… Bunları hatırlamak, Kürtleşen Ermeniler’i ve Kuva-yi Milliyemiz Kurtuluş Savaşını kazanınca pontusçuluk hayali ile Müslüman katliamı yapmayı bırakıp, Müslüman kılığına girip aramıza karışanları da hatırlatıyor. Tabi onların torunlarını da…

*

Böyle gerçekleri tespit edenleri, demokrasi maskesi ile konuşarak faşist diye damgalayarak susturmaya çalışanları unutmak olmaz, çünkü tespit ve teşhis edilmeyen bir sorun çözülemez. Türk milleti olarak, Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlamakta geç kalmamız ve sorunlara çözüm üretmekteki zayıflığımız taktıkları maskeler ile aramıza bizdenmiş gibi kolayca karışan hainler ve onlara kanan ahmaklar yüzündendir.

*

Bunları hatırlayınca şu soru doğuyor; PKK projesi bitince, düşman bunun yerine nasıl bir proje koyacak acaba? Düşman tarafında bunun cevabı YPG, PYD vs gibi yeni kısaltmalar ile çoktan hazır! İyi de bizim taraf ne ne kadar hazır?

*

Eski İçişleri Bakanı Soylu, terörle mücadelede sağladıkları başarıyı, PKK’lı terörist sayısının 320’nin altına düştüğünü söyleyerek ifade etmişti bi zamanlar… O açıklamadan sonra “Sayın Bakanın, Türk ve İslam düşmanlarının PKK’dan sonra nasıl bir düşmanlık projesi hazırladıkları sorusuna da cevap vermesini bekliyoruz” diye yazmıştım. Cevabı duyan oldu mu? Örneğin, Türk ve İslam düşmanları, bazı kaçakları ve kaçkınları, muhacir kılığında vatanımıza sokarak, PKK sonrası için planladıkları terör projelerine hazırlık yapıyor olabilirler mi?

*

Muhacir denilince eskiden, peygamber (sav) efendimiz ile birlikte Mekke’den Medine'ye göç eden ve Medine’de yeterli güce ulaşınca 8 yıl sonra gidip vatanı Mekke’yi kurtarmış, geri almış onurlu kişiler hatırlanıyordu... Şimdilerde muhacir denilince Suriyeliler hatırlanıyor. Onlara da haksızlık etmemek için ikiye ayırıyorum;

1- Vatanını korumak için Suriye’de kalanlar.

2- Vatanını korumak yerine Suriye’den kaçanlar…

Kaçanları da ikiye ayırmak gerekir adil olmak için;

i- Kadınlarını, çocuklarını güvenli bir ülkeye yerleştirip, geri dönerek Suriye’de kalanlara katılanlar,

ii- Kadınlarını, çocuklarını güvenli bir ülkeye yerleştirmesine rağmen vatanını unutup, kadınları arasına karışarak (askerlikten düşenler hariç) sefa sürenler.

*

Bir de şunu hatırlayın, inşaat harcına yıkanmamış deniz kumu karıştırılan binalar, depremlerde nasıl da kolayca yıkıldılar. Aynen öyle değil mi! Birileri de Türkiye’nin harcına Suriyeli kumu karıştırıyor olabilir mi? Yetmez diye Afgan kumu ve Afrikalı kumu da ekliyorlar sanki. Dinimizi, imanımızı, vicdanımızı, merhamet ve din kardeşliği duygularımızı suistimal eden, göçmen ve sığınmacılar arasına karışan terörist hücreleri, anarşi tohumlarını bize muhacir edebiyatı ile yutturanlar da olabilir mi bu arada?

*

Bunlar çoğaldıkça, başlangıçta insanî gibi görünmekle birlikte, geçen bunca yılın sonunda AK Partinin Suriyeli politikası, insanlık için filan değilmiş de sanki Türkiye'nin nüfus yapısını bozmak içinmiş gibi görünmüyor mu size de? Buradaki yanlıştan dönecek bir planımız var mı? Yoksa yine mi kandırıldık acaba!?

*

Bir soru da şöyle oluşuyor; Peygamberimiz bile muhacirleri 8 yılda geri göndermişken “biz göndermeyeceğiz” diyenler peygamberimizden daha mı iyi biliyor? Bunlar aslında kime hizmet ediyor?

*

Kelimeler küçüktür ama büyük anlamlar taşır; dinlediği, duyduğu, anladığı kelimeler üzerinde yeterince düşünmeden konuşanlar, Allah ile aldatan fitneci fesatların işini, hainlerin düşmana hizmet etmesini kolaylaştırıyorlar.

*

Bunu fark edince, bir soru da burada çıkıyor; iyi bildiğini söylediği din konusunda bile aldatıldığını kendi ağzı ile söyleyen sayın cumhurbaşkanımızın tarih ve siyaset konusunda da aldatılıyor olabilme ihtimalini önlemek için nasıl tedbirler alınıyor?

*

Yani sorunumuz PKK ya da başka harflerle adı konulabilen sınırlı bir terör değildir. Bunlara ek olarak düşman beslemesi sahte hocaların din diye anlattığı rivayetlerle aldatan tarikatlar ve cemaatlerin aldattığı kalabalıkları da içine alan büyük bir düşmanlık projesine karşı farkındalığımınız ve tedbirlerimizin olup olmadığıdır? Kandırılmış cahillerin İslama hizmet ediyoruz zannı ile yaptıkları işlerde aslında İslam düşmanlarına hizmet ettiğini anlamaktan aciz kalabalıkların devlete, vatana ve millete nasıl zarar verebileceği ortada.

*

İyi de bunlara karşı, PKK sonrası planlara karşı hazırlıklarımız ne durumda? Önceliğimiz, öngörü ile tedbir almak mı yoksa başa bela gelince tepki vermek mi hala? Düşmanı düşmanlık etti diye suçlamanın ahmaklık olduğu anlaşıldı değil mi! Anlayanlara selam ve dua ile.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.