Deprem ile yüzleştik yine.. Belli ki ders almamışız 1999 depreminden ve sonraki depremlerden. Yine aynı laflar tekrarlanıyor yetkililerin ağzında; "depremden ders almalıyız", "sağlam binalar yapmalıyız" "yapı denetimler sıkılaştırılmalı"… Millet olarak bunlar yerine alınan tedbirleri duymak istiyoruz. Tedbir almak yerine başa bela gelince tepki vermek işe yaramıyor.
*
Müslümanları tedbirden uzaklaştıran kim? Duacılar mı? Dua elbette ihtiyaçtır ancak ettiği duanın gerçekleşmesi için gerekeni yapmayan da din simsarıdır ve bunlara kanmayı bırakmamız gereklidir artık. Bu yüzden, biz Müslümanları namaz ve dua ile kandıranlara dikkat çekmek istedim izninizle;
*
Dini sadece namaz ve duadan ibaret zannedersen. Ömrünü ezan bekleyip, namaz kılarak geçirince cennete gideceğini zannedersen… Bundan daha büyük bir tuzak olur mu? Bu mudur Allah'ın emri, farzı, öğüdü!? Allah Kur'an-ı Kerim’de “zannın çoğu günahtır”, “zan ile hareket etmeyin” der. Allah Kur’an’da “namaz kıl” dediğinden çok çok çok daha fazla defa “düşün, aklını kullan, ibret al, anla” der! İşin aslını anlaman için emirler ve öğütler tekrar eder. Sen niçin sadece birine takılır kalırsın?
*
Onca acıya, çileye, korkuya, eziyete, zulme, fitneye karşı mücadele ederek geçen 23 yıllık bir sürede inen Kur'an gibi bir kitap, sadece bunun için inmiş olabilir mi? Sen mermer ve çini kaplamalı, hat süslemeli, yumuşacık halılar üzerinde, haşmetli, şatafatlı camilerde namaz kılmayı bekle diye mi indi o en yüce kitap olan Kur'an? Kilisede bekleyen hristiyandan, havrada bekleyen yahudiden, tapınakta bekleyen hindudan veya budistten ne farkın kaldı ey Müslüman?
*
Hiç düşündün mü? Yoksa “düşünme” diyenlere mi kandın? Dinin direği namaz diyenler, direği üzerinde dikeceğimiz temeli niçin öğretmiyorlar? Dinin direği namaz ise bu direği üzerine dikeceğimiz sağlam zemin nedir? Depremlerin yıktığı binalardan ibret al, temeli sağlam olmayan binalar kolonları sağlam olsa bile yıkıldı. Şeytanın seni namaz ile kandırmasını istemiyorsan, kendine şu soruyu sor: Namaz kılmak için mi yaşamam gerekiyor? Yoksa yaşarken mi namaz kılmam gerekiyor? Peki nedir namaz? Cevabı, Ahzab 56 ve İbrahim 37 ayetlerini de dikkate alarak bulman ve görüntünün ardındaki manayı da anlamaya çalışman gerekiyor! Namaz amaç değil bir araçtır.
*
Şeytan, dinin direği namaz diye diye, dinin temelini sana unutturmasın! Namaz yaşamın akışı içinde seni vicdanın ile tanıştıran, sana iyiliği ilham eden, nefsini terbiye eden, yalancı, iki yüzlü, takiyeci, yandaş, adam kayırmacı olmamayı, çalmamayı, dürüst olmayı, işini en iyi yapacak şekilde çalışmayı öğreten ve seni Allah’a yönelten bir eylemdir.
*
Kıldığın namaz sana bunları sağlamıyorsa, bil ki şeytan seni namaz ile aldatıyor demektir! Ama korkma! Şeytanın tuzağından kurtulmak istiyorsan, görüntünün altındaki manayı da anlamaya çalış... Allah'ın insanlara soracağı soruları sen insanlara sorma! Sen insanlara, sadece insanca sorular sor. Başkalarına "namaz kılıyor musun?" diye sordururken kıldığın namaz ile gösteriş yaptıran kibrini sorgula sen! Gösteriş için namaz kılıp, hayra engel olanlardan (Maun suresi, ayet 6-7) olma….
*
Sen, Allah'ın insanlara soracağı soruları sorarak şirke girme! Çünkü, namaz beşer olan bir mahlukun, eşref-i mahluk yani “insan” olma bahçesine açılan bir kapı gibidir… Bir başlangıçtır sadece. Bahçeye girince kurtulmuyorsun, daha çok çalışmaya başlaman gerekiyor. O bahçe senin zihnindir, vicdanındır, iç dünyandır. Sen, önce bahçedeki ayrık otlarını, pislikleri temizleyeceksin. Sonra ağaçlara bakım yapacaksın besleyeceksin, sulayacaksın, budayacaksın. Onları sağlıklı ve yararlı meyveler vermeye hazırlayacaksın… Oruçtan, hasenattan yardım alacaksın.
*
Ve vicdan bahçende öğrendiklerini yaşamına uygulayacaksın; yaptığın işin en iyisini yapacaksın, malzemeden çalmayacaksın, kandırmayacaksın, iki yüzlü olmayacaksın, güvenilir, emin bir mümin! olacaksın! Yıkılmayan binalar yapacaksın… Namazı kılarken, namazın mana boyutunda bir anlamının da “dayanışma” olduğunu gizleyenlere kanmayacaksın… Türk Milletinin tüm tuzaklara rağmen binlerce yıldır “dayanışma sayesinde” birlikte, dik durduğunu anlayacaksın ve saygı duyacaksın… Bir de yaptığın iyiliği, duayı gösteriş için kullanmayacaksın. Polonya’dan selam ve dua ile.