Sorum şu, günümüzde dünyaya etki eden milletlerden kaç tanesi 3000 yıl önce de vardı? Bir elin parmaklarından fazla millet sayamazsınız? Bunlarda birisi de Türk Milletidir!
*
Bir sorum da şu, dünyada hangi millet herhangi bir sömürü aracı kullanmadan birden fazla devlet sahibidir? Yine Türk Milletini geçecek başka millet bulamazsınız. Zira İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Rusça vb dilleri devletler ya silah zoru ile ya da ideolojik yollar ile sömürge olarak işgal edilmiş olan devletlerdir. Arapça konuşan devletlere bakarsanız, daha farklı onlar da din yolu ile etkisi altına aldıkları milletlerini dilini değiştirerek Arapça konuşur hale getirmişlerdir.
*
Bu milletlerin hepsi kendileri ırkçlık yaparken, etkisi altına aldıkları milletlere milliyetçilik yapmayı bile yasaklamıştır! Ya kanun zoru ile ya da günah korkutması ile!
*
Türk milletinin şu veya bu şekilde dilini değiştirdiği bir tane devlet yoktur ki Türkçe konuşsun… Bugün yeryüzünde bağımsız 6 devlet Türkçe veya Türkçe köklü bir dili ana dili olarak konuşmaktadır. Bunun başka bir örneği daha yoktur.
*
Ana yurdumuz Anadolu, Ata yurdumuz Orta Asya. Ata yurt ile ilk tanışmam 1991 yılı kışında olmuştu. Kazakistan Cumhuriyeti henüz kurulmuş ve SSCB’den bağımsızlığını yeni ilan etmişti. SSCB’nin yıkıntısı ve küllerinden çıkan toz duman hala tazeydi. O seyahatimde yaşadığım duyguları anlatmak hiç de kolay değil. Türk dünyasının büyüklüğünü elbette biliyordum ancak sözde bilmek başka, yaşayıp görmek başka. Türk dünyasının büyüklüğünü ve gücünü gördükten sonra bu gücün önemini fark eden herkes gibi Türk Devletleri arasında birlik nasıl kurulur? sorusuna cevap arayanlara katıldım ben de.
*
Zengin Orta Asya topraklarının insanları, sistemsizlik yüzünden fakirlik çekiyordu. Onlara sistem konusunda herkesten önce bizim yardımcı olmamız gerekirdi. Ancak petrol yatakları için son Türk İmparatorluğu, Osmanlıyı parçalayıp yıkan güçler, son 2 yüzyıldır Orta Asya Türklerinin üzerinde oturduğu kaynaklara da göz dikmişlerdi. Başta İngiltere, Çin ve Rusya arasında yürüttüğü stratejik denge politikaları ile Orta Asya için daha önceden hazırlıklı olduklarını gösteriyorlardı.
*
Yine de 1992 yılında Türkiye’nin öncülüğünde Ankara’da “Türkçe Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi” toplandı. Dönemin şartları altında yapabileceğimiz işler sınırlıydı elbette! İngilizler bir yana Araplar bile bizden hızlı davrandı. Orta Asya Türk devletleri ile dil kardeşliği üzerine bağlarımızı güçlendirmemizi önleme konusunda el altından önemli çalışmalar yapıldı…
*
Türk Milleti olarak gelecek yüzyılı hatta bin yılı kazanmak için büyük politik hamleler yapamıyorsak, küçük işlerden başlayalım, Ana Yurt ve Ata Yurt devletleri kendi yarışmalarını yapsın diye önermiştim 1999 yılında… Bağımsız Türk Devletleri ile birlikte onlarca özerk devlette 300 milyonu aşan nüfusa sahip bir millet olarak gençler arası müzik, dans, hikaye, masal yarışmaları yapmaya başlayabilirdik… Hala da geç değildir!
*
2009 yılında kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, günümüzde bir Türk Birliğine doğru yol almaktadır. Bu süreç yürürken, dil birliğinin sağlanması için de somut adımlar atılmalı, kandırılmış olanlar, kandırıldım diyenler kandıranların yolunda gitmekten vazgeçmelidir artık...
*
Benim önerim yine aynı, ilk, orta ve yüksek öğretim seviyelerinde müzik yarışmaları ile birlikte hikaye ve masal yarışmaları yapalım Türk konuşan halklar arasında. Her ülke, en iyi 5 eserini Türk Birliği yarışmasına göndersin. En iyi 10 eser ise tüm Türk Dünyasına yayılsın. Uygun olan eserler animasyon filmi yapılsın. Kitaplar basılsın… Tüm Türk Dünyasına yayılsın… Çok değil sadece on yıl içinde Ana Yurt ile Ata Yurt en az yüzde elliden fazla bir oranda, tercümansız bir rahatlıkla konuşarak anlaşabilir seviyeye ulaşacaktır.
*
BBP Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici genel kurul konuşmasında “…yaşadığımız coğrafyada, milliyetçilik tam bağımsız kalmanın tek yoludur…” dedi. Bu sözü tüm Türk Dünyasına milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı anlatarak, “İslam’a göre Türküm demek günahtır” diyenlerin yalancı olduğunu ortaya koymamız, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında yapılacak dil temelli yarışmalar ile hızlanacaktır.
*
Ve daha önemlisi, bu sayede milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı gözetmeden, din uğruna, ümmetçilik hatırına milliyetçiliği ayaklar altına alan kafanın, Türk milletini Araplar ile onların işbirlikçisi milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi yapması önlenecektir.
*
Irkçılığa sapmadan damarlarındaki asil kanı hissedebilen, söylentiye kanmak yerine işin aslını arayan, sözde değil özde icraat yapanlara selam ve dua ile…