Gündem yine hatırlamamızı gerektiriyor, dünyanın akupunktur noktasında duran bir ülkeyiz ve dünyada söz sahibi olmak isteyen devletler bizim topraklarımızda bir iğne sahibi olmak için yarışıyor. Bunu sağlamak için de Türk Milletini zayıf düşürmek üzere gerek mezhep, gerek etnik ve ideoloji tabanlı fitne fesat projelerini ucu ucuna ekliyor.
*
Şimdi bunlara bir de Filistinci, İsrailci fitnesi çıktı ama buradan ekmek çıkmaz Türk düşmanlarına, akıl ile bilimi dine karşıymış gibi gösteren sahtekarlara.
*
1980 öncesinde, birileri milletimizi Sağcı - Solcu, Sünni - Alevi diye birbirine düşürmeye çalışmıştı! Yetmedi! Milletimizi, Türkçü - Kürtçü, Milliyetçi - Ümmetçi, Cumhuriyetçi - Osmanlıcı, Atatürkçü - Abdülhamitçi hatta Atatürkçü - Kemalist diye de bölmeye çalıştılar. Hala da çalışmaktalar. Esas savaşın Türkler ile Türk düşmanları arasında olduğunu anlamayan kardeşlerimiz ise düşmana hizmet eden böyle ayrıştırma projelerine kanıyorlar! Kandırılmış olan bazıları, düşman planlarına alet oluyorlar, oldular, hala da alet olanlar var!
*
Osmanlıcılık maskesi altında Türk gibi konuşarak veya Müslüman mintanı içinde Müslüman gibi görünerek Türk düşmanlığı edenlere kananların ve “İslam’a göre Türküm demek günahtır” yalanına kananların rolünü yabana atmamalı gençlerimizin bu fitne tuzaklarına düşmesinde!
*
Türk milletinin gücünü bölmeye çalışanlar, gençlerimizi kandırma projeleri için İslam dinini, İslam uğruna en çok şehidi veren Türk milletine karşı acımasızca kullanıyorlar. İslam düşmanlarının Müslüman demek için bile "Türk" sözcüğünü kullandığını bilmeyen kardeşlerimiz, Türküm demek günahtır diye korkutan sözde hocalara, sahte tarihçilere kanarak düşmana hizmet eden böyle ayrılıkçı tuzaklara kolayca düşüyorlar.
*
Bu yalan tuzağına düşenler içinde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan da var, kendi ifadesi ile!.. Bu bağlamda AKP’liler arasında da kandırılmış olanlar hiç de az değil… Öyle ki bazı AKP’liler kandıkları yalanların bir gün kendi canlarına kast edeceğini düşünemedikleri için olsa gerek MHP’ye ağza alınmayacak sözler ile saldırmışlardı… Ancak kaderin bir cilvesi gibi, kandırma uzmanı hainlerin 15 Temmuz ihanetinden sonra MHP’nin AKP’ye açtığı kucak sayesinde Türkiye büyük bir tuzaktan kurtuldu ve ciddi bir beka sorunu aşıldı böylece.
*
Bazı AKP’liler bunu kabul etse de hazmedemiyor. Ancak bu durumu bir siyasi tespit olarak değil “söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözünün gereği olarak anlasalar, hazmetmeleri kolay olacaktır. Kine de kavgaya da gerek kalmayacaktır. Çünkü MHP’nin kucağı bir partiden öte "ülkücü görüşün” kucağıdır. Çünkü Ülkücüler devletini ve milletini her türlü kişisel menfaatin üzerinde tutanlardır. Bir dönem, sağ kolu altına fetö söylemlerini, sol kolu altına bölücü terör örgütünün söylemlerini alarak gücüne güç katan AKP, ihanet sürecinde kolsuz kalınca, MHP’nin açtığı kucağın kolları ile kendine gelmiştir...
*
Kanma, kandırma ve takiye üzerine yetişen kişilerin siyasetinde oyun da entrika da bitmez! Böyle tiplerin, kendilerine uzatılan eli nasıl ısırdıklarını, açılan kucağa nasıl ateş doldurduklarını anlatan hikayeler doludur milletimizin zihninde. Bu hikayelerden ders alınmazsa, tarih tekrar edecek ve birileri AKP ile MHP arasına fitne sokmaya çalışırken, diğerleri de Ülkücüleri birbirine düşürüp ayrıştırmayı deneyecektir. “Ben demedim miydimcilerden” değilim ancak aynı uyarıyı aynı sözlerle yıllar önce yapmıştık.
*
2018 yılından beri MHP ile İYİ Parti arasına fitne sokmaya çalışanları hatırlayın. Büyük resme bakmayı bilenler, AKP yanında duran ülkücüler ile CHP yanında duran ülkücüleri birbirine düşürmeye çalışan fitnecileri görebiliyor. Ülkücüler kanmasın bu fitnecilere ve sağlam dursun durduğunuz yerde...
*
Çünkü söz konusu vatan olunca, sağ sol ayırmadan her partinin yakınında ve içinde durmalıdır Ülkücüler! Bu duruş milliyetçilik dengesini aşmamalı, ırkçılık batağına taşmamalıdır. Ülkücüyü ülkücüye kırdırma oyunu da nedir? İhanetin bu kadarı kime hizmettir? Ülkücü kişi, partici veya hükümetçi değil devletçi olmalıdır! Ülkücü kişi, takiyecilerin fitne fesadına kanmamalı, birbirine düşmemelidir! Ülkücü kişi, bilek gücü yerine beyin gücü ile düşünmeli, olayları hafıza ile değil zeka ile sorgulamalı ve milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı gözetmeden, ümmetçilik hatırına milliyetçiliği ayaklar altına alan kafanın milletimizi başka milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi ettiğini anlamalıdır! Ve bu oyunu durdurulmalıdır.
*
Bunu yapacak olan da ancak bilinç sahibi ülkücü görüştür! Siyaset için değil millet için çalışan ülkücülerdir! Sağ sol demeden yerinde ağır duran ülkücülerdir. Bu duruş ülkücüleri birbirine düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyecek güçte olmalıdır. Görüntüye söylentiye kanmak yerine işin aslını arayan, dinin manasını anlamaya çalışan Ülkücüler Türkiye üzerinde oynanan her türlü oyunu bozacaktır! Çünkü Ülkücü yerinde ağırdır! Vatanın her yerinde, siyasetin her yönünde Ülkücüler duracak ve aklı baskılayan kinden beslenen ihanet zehrinin panzehiri Ülkücüler olacaktır. Selam ve dua ile.