Fizyoterapistlerden "sahte fizyoterapist" uyarısı

Fizyoterapistlerden "sahte fizyoterapist" uyarısı

Türkiye Fizyoterapistler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Düger:- "Sosyal medyada, reklam panolarında kendini fizyoterapist olarak tanıtıp, bel fıtığı gibi rahatsızlıklara karşı egzersiz, manuel tedavi yöntemleri öneren kişilerin sayısı her geçen gün artıyor" - "Yanlış egzersizler nedeniyle bel fıtığı ilerlemiş, ameliyatla karşı karşıya kalabilen hastalarla çok karşılaşıyoruz. Vatandaşlarımız mutlaka özelde başvurdukları fizyoterapistin diplomasını sormalı, çok şüphe edilen durumlarda derneğimize de ul

ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Türkiye Fizyoterapistler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Düger, diplomasız, sahte fizyoterapistlerin sayısının giderek arttığını belirterek, "Vatandaşlarımız mutlaka özelde başvurdukları fizyoterapistin diplomasını sormalı, sorgulamalı. Çok şüphe edilen durumlarda derneğimize de ulaşabilirler." dedi.

Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi öğretim üyesi olan Düger, 8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk ve toplum sağlığını korumanın, sağlığın bozulduğu durumlarda ise kişileri en erken dönemde tedavi edebilmenin en önemli öncelikleri olduğunu vurguladı.

Bu açıdan sosyal medyada ve farklı mecralarda kendini "fizyoterapist" olarak tanıtan fakat bu alanda hiçbir lisans eğitimi olmayan kişilere karşı ciddi bir mücadele verdiklerini dile getiren Düger, fizyoterapistlerin özel sektörde çalışmasına yönelik mevzuattaki bazı eksiklikler, yetersiz istihdam ve insanların hastanelerde fizyoterapistlere kolayca ulaşamaması gibi nedenlerle oluşan açığın bazı kişilerce kötü niyetli kullanıldığını anlattı.

Prof. Dr. Düger, "Herhangi bir sağlık mesleğin mensubu, fizyoterapist olmayan kişiler, sosyal medyada hatta reklam panolarında kendini fizyoterapist olarak tanıtıp, omurga eğrilikleri, bel fıtığı, boyun fıtığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı egzersiz veya manuel tedavi yöntemleri önerebiliyor. Sayıları her geçen gün artıyor." diye konuştu.

- "Yılda ortalama 200 şikayet alıyoruz"

Toplum sağlığı ve mesleki haklarını korumak amacıyla derneğin avukatı ve üyeleriyle sahte fizyoterapistlere karşı hukuki girişimlerde bulunduklarını aktaran Düger, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Basın, sosyal medya gibi mecralar veya hastalardan bu konuda yılda ortalama 200-300 şikayet alıyoruz. Bastırılan sahte kartvizitler, broşürler bize ulaşıyor. Fakat yasal şikayette bulunabilmemiz için bu kişilere ait resmi bilgileri, evrakları temin etmemiz gerekiyor. Evraklarını temin edebildiğimiz yılda ortalama 50 şikayeti yönetim kurulu olarak değerlendirdik. Bununla ilgili kişileri uyarma, il sağlık müdürlüklerine ve savcılıklara şikayette bulunma gibi işlemler gerçekleştirildi."

Prof. Dr. Düger, Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'a göre, fizyoterapistlik mesleği mensubu olmayan ama bu mesleğe ait işleri yapanların para ve hapis cezasına çarptırılabildiğine dikkati çekti.

- "Egzersiz de ilaç gibi, kişiye özel olmalı"

Vatandaşlara da bu konuda dikkatli olma uyarısında bulunan Düger, "Egzersiz veya manuel terapi adını verdiğimiz yöntemler, çok kolay yapılabilen, zararsız, herkese uygun yöntemler değil. Egzersiz de çok önemli bir ilaç ve aynı ilaç gibi kişiye özel seçilmesi, altta yatan patolojilerin, problemlerin tespit edilmesi ve buna göre uyarlanması gerekiyor." ifadesini kullandı.

- "Başvurduğunuz fizyoterapiste diplomasını sorun"

Fizyoterapist olmayan kişilerin bu yönüyle halk sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Düger, şunları kaydetti:

"Fizyoterapist olmayan kişilerle uygulanan yanlış egzersizler nedeniyle bel fıtığı daha da ilerlemiş, sağlık kuruluşuna, hekime, fizyoterapiste ulaşmada geciktiği için daha kısa sürede tedavi olabilecekken ameliyatla karşı karşıya kalabilen hastalarla çok karşılaşıyoruz. Özellikle çocuklukta, gelişim döneminde yaptırılan hatalı egzersizler omurga, eklem sorunlarına, kemik eğriliklerinin artmasına neden oluyor.

Bu nedenle vatandaşlarımız mutlaka özelde başvurdukları fizyoterapistin diplomasını sormalı, sorgulamalı. Çok şüphe edilen durumlarda derneğimize de ulaşabilirler, destek aldıkları kişilerin fizyoterapist olup olmadıklarına ilişkin kendilerine yardımcı oluruz."

- "Pilates bir spor dalı değildir"

Prof. Dr. Düger, pilatesin bir spor dalı gibi algılandığına da değinerek, "Sağlıkla ilgili eğitimi olmayan bir kişi, tıpkı bir fizyoterapist gibi, skolyoz, omurga problemleri, romatizmal hastalıkları olanlara, çocuklara, yaşlılara, hamilelere bütün risklerine rağmen pilates egzersiz yöntemini uygulayabiliyor. Pilates, fizyoterapide uygulanan, bu amaçla geliştirilmiş bir egzersiz yöntemi, spor değil. Fakat Türkiye'de bir spor dalı gibi algılanıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bu konuda pilates eğitmenliği kursları düzenlendiğini, lise mezunu olan herkesin bu kurslara katılabildiğini ve sertifika aldıktan sonra kendi iş yerini açabildiğini anlatan Düger, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Cimnastik Federasyonu nezdinde girişimlerde bulunduklarını ve bir mevzuat düzenlemesi yapılmasını talep ettiklerini bildirdi.

Pilatesin onlarca egzersiz yönteminden sadece birisi olduğunu, fizyoterapistlerin kişinin durumuna göre, farklı egzersiz yöntemlerini bir arada veya tek başına uygulayabileceğini anlatan Düger, hiçbir egzersiz yönteminin tek başına bir problemi çözmede yeterli olamayacağını sözlerine ekledi.

- "Fizyoterapiste ulaşım, kamu ve özelde kolaylaştırılmalı"

Prof. Dr. Tülin Düger, kamuda doğru ve etkili istihdam sayesinde vatandaşların sağlık kuruluşlarından kolayca bu hizmeti alabileceğine ve merdiven altı yapılara yönelmeyeceğine dikkati çekti.

Fizyoterapistlerin özel muayenehane açmasıyla ilgili mevzuatın henüz tamamlanmadığını belirten Düger, şöyle konuştu:

"Ülkemizde şu anda 40 bin fizyoterapist var ve her yıl yaklaşık 6 bin fizyoterapist mezun olarak bu orduya katılıyor. Fakat kamu hastanelerinde yılda ortalama 500-600 fizyoterapist istihdam ediliyor. Avrupa'da ortalama her 100 bin kişiye 84-85 fizyoterapist düşüyor, Türkiye'de ise 10'a yakın. Bu çok önemli bir boşluk, bu boşluğu maalesef bu eğitimi almayan başka kişiler kapatmaya çalışıyor. Mesleğimiz adına çözülmesi gereken en önemli konu, fizyoterapiste ulaşımın hem özel sektörde hem de kamuda bir an önce kolaylaştırılması ve artırılması."



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.