Plastik atık tesislerinde sayıları artan yangınlar sağlığı ve çevreyi tehdit ediyor

Plastik atık tesislerinde sayıları artan yangınlar sağlığı ve çevreyi tehdit ediyor

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu:- Türkiye'nin her yerinde plastik atık ayrıştırma tesislerinde çıkan yangınları tek tek inceleyerek bir harita çalışması yaptım. Buna göre 2017'de 6, 2018'de 15, 2019'da 33, 2020'de 65, 2021'de 122 ve 2022'nin ilk 8 ayında 79 yangın meydana geldiğini tespit ettim"- "Yangının sonucunu sadece maddi zarar veya işletme sahibine zarar veriyor olarak düşünmemek lazım. 1 ton plastik yanınca ortaya 2,9 ton karbondioksit çıkıyor"

İSTANBUL (AA) - GÜLSELİ KENARLI - Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, Türkiye'de son 5 yılda plastik atık tesislerinde çıkan yangınların sayısının her yıl arttığını belirterek, yangınların doğaya salınan gazlar ve ağır metaller nedeniyle halk sağlığını ve çevreyi tehdit ettiği söyledi.

Doç. Dr. Gündoğdu, plastik atık tesislerinde meydana gelen yangınları araştırmak üzere 5 yıl önce "Türkiye'deki Plastik Geri Dönüşüm Fabrikaları'nın Yangınlarının Açık Veri Kaynakları Üzerinden Listelenmesi Ve Haritalanması" projesine başladı.

Çalışmasının detaylarını ve sonuçlarını AA muhabiriyle paylaşan Gündoğdu, projeye başlama süreciyle ilgili şunları anlattı:

"Plastik geri dönüşümü ile ilgili tartışmalar başladığında o sırada bu geri dönüşüm tesislerinin bazılarında yangın çıktığına dair çeşitli haberler görüyorduk ama bunları fabrikalarda çıkan yangınlar olarak değerlendiriyorduk. Ama Interpol 2018'de bir rapor yayınlayarak çeşitli ülkelerde geri dönüştürülemeyen plastiklerin kasıtlı bir şekilde yakılıyor olma ihtimalinden söz ediyordu. Ben de 'Türkiye'de benzer bir durum var mı?' diye merak ederek plastik ve geri dönüşüm fabrikaları üzerinde bir araştırma yapmaya karar verdim."

Türkiye'nin her yerinde çıkan yangınları tek tek inceleyerek bir harita çalışması yaptığını belirten Gündoğdu, plastik atık ayrıştırma tesislerinde 2017'de 6, 2018'de 15, 2019'da 33, 2020'de 65, 2021'de 122 ve 2022'nin ilk 8 ayında 79 yangın meydana geldiğini tespit ettiğini bildirdi.

Gündoğdu, "Araştırma yapınca 2017'ye kadar çok az yangın çıktığını tespit ettim ama 2018 yılında neredeyse bir önceki yılın 2 katı yangın olduğunu gördüm. Sonrasında 2019, 2020, 2021'de bu sayıların katlanarak arttığını gördüm. Bunun üzerinde çıkan bu yangınların tek tek haberlerini araştırıp, yangın nedenini, lokasyonlarını, fabrikanın hangi bölgesinde çıktığını, saat kaçta, hangi tarihte, hangi koordinatta çıktığını illere, ilçelere göre toplamaya başladım. Böylelikle ortaya bir yangın haritası çıktı. Verileri 2 ayda bir güncelleyerek haritayı güncel tutmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

- Yangınların nedenleri

Yaptığı araştırmalar sonucunda yangınların çoğunun gece saatlerinde ve tesislerin depo bölümlerinde, bilinmeyen nedenlerle ya da elektrik kontağından çıktığı bilgisine ulaştığını ifade eden Gündoğdu, "Böyle olunca bir ihmal ve kasıt olduğu ihtimalini gündeme getirdik. Zaten Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da bu konuda bir soruşturma başlattı ve daha sonra bununla ilgili bir yönetmelik düzenlemesi geldi. Ama yönetmelikle beraber bu yangınların sayısında bir azalma meydana gelmedi. Yönetmeliğe göre çıkan yangınların kasıtlı olmasının tespiti durumda ilgili firmanın lisansı iptal ediliyor." dedi.

- "1 ton plastik yanınca 2,9 ton karbondioksit ortaya çıkıyor"

Yangınların yaşandığı tesislerin özel sektör firmaları olduğuna, belediyelerin ya da devlet kurumlarının bu tarz depoları bulunmadığına dikkati çeken Gündoğdu, şöyle devam etti:

"Ortada bir ihmal var çünkü yanıcı malzeme, sıcakta, karışık, kontamine veya gıdayla temas etmişse ortamda yanmaya elverişli bir durum söz konusu olabilir. Mesela pil varsa orada yangın çıkabilir, yanıcı başka özellikteki elektronik atık plastik atıklarla beraberse onların da yanma ihtimali var. Ancak 'yanma ihtimali var, o halde yanabilir' demek değil bu. Bunların önleminin alınması lazım. Burada bir ihmalkarlık kesinlikle var."

Türkiye'dekine benzer bir durumun İtalya'da da görüldüğünü, dünyada plastik atık tesislerinde bu tür yangınların yaygın bir şekilde çıktığını düşünen birçok araştırmacının kendileri gibi yangın haritaları yayımladığını aktaran Gündoğdu, bu tür yangınların ciddi bir çevre ve halk sağlığı problemi olduğunun altını çizerek "Yangının sonucunu sadece maddi zarar veya işletme sahibine zarar veriyor olarak düşünmemek lazım. 1 ton plastik yanınca 2,9 ton karbondioksit ortaya çıkıyor." diye konuştu.

- "Besin zincirine karışıyorlar"

Plastiğin yanması durumunda ortaya çıkan kimyasallardan birinin sera gazı etkisi yaratan karbondioksit olduğunu vurgulayan Gündoğdu, doğaya salınan diğer tehlikeli maddeler ve etkileri konusunda şu bilgileri paylaştı:

"Zehirli kimyasallar yani 'kalıcı organik kirletici dediğimiz kirleticiler' ortaya çıkıyor. Ayrıca ağır metaller çok ciddi anlamda salınıyor, bunların içinde kurşun önemli miktarda ortaya çıkıyor. Kadmiyum gibi zehirli etki yaratan ağır metaller ortaya çıkıyor. Kalıcı organik kirleticilerin içerisinde özellikle poliklorlu bifeniller (PCB), poliaromatik hidrokarbonlar gibi son derece zehirli kanserojen etki yaratan, doğada da kalıcı özellik gösteren kirleticiler ortaya çıkıyor. Ayrıca yanan plastikler içerisinde PVC gibi klorlu ya da benzeri özellikteki plastikler de varsa, dioksin ve furan denilen son derece tehlikeli, hatta Vietnam'da kullanılan portakal gazının da etken maddelerinde olan bu iki kimyasaldan salım gerçekleşiyor. Bunlar en yakın bölgeye çökebiliyorlar. Ağırlar ve rüzgarla belli bir lokasyona giderek daha sonra en yakın yerde çöküyor, yer altı suyu, içme suyu gibi kaynaklara, tarımsal alanlara, buradan da besin zincirine karışıyorlar."

Yangın sırasında ortaya çıkan zehirli gazların yanı sıra, yangın söndürülürken kullanılan suyun doğaya karışmasının da tehlike oluşturduğu uyarısında bulunan Gündoğdu, bu tür tesislerde suyun biriktirildiği bir havuz olması gerektiğini kaydetti.

Gündoğdu, "Su, kanalizasyona veya yakındaki bir su yoluna, dereye ya da kanala karışıyorsa bunlar da çok ciddi miktarda zehirli kimyasalları tarımsal alanlara ve sucul ekosistemlere taşıyorlar. Bunlar tüm canlılar için çok riskli, kanserojen ve zehirli kimyasallar." değerlendirmesini yaptı.

- "Tesis sayılarının artması yangıların da artmasına neden oluyor"

Yangınların yoğun olarak yaşandığı il ve bölgeleri; İstanbul ve çevresi, Bursa, Kocaeli, Yalova, Sakarya, İzmir-Manisa bölgesi ve Adana-Osmaniye bölgesi olarak sıralayan Gündoğdu, yangınların bu bölgelerde yoğunlaşmasının bölgelerdeki plastik işletmelerinin ve geri dönüşüm işletmelerinin sayısıyla alakalı olduğu yorumunu yaptı.

Gündoğdu, şöyle konuştu:

"Türkiye'de 2017 yılında itibaren özellikle plastik toplama ve ayırma işinde ciddi bir yoğunlaşma meydana geldi, bu da tesis sayılarının artmasına ve bu yangıların da paralel olarak artmasına neden oluyor. Köklü ve büyük firmalarda bu tür yangınlar söz konusu değil. Yeni ve derme çatma firmaların depolarında bu yangınların olduğunu söylemek mümkün."

- Çöpe atarken dikkat

Atıkları çöpe atarken vatandaşların da dikkat etmesi gereken noktalar olduğunu işaret eden Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Evlerimizde plastiği ayırmadığımız için plastiğin gıda ile temas eden kısımlarının geri dönüşüme uygun olmamasından dolayı, söz konusu ürünler sisteme dahil olduğunda yanıcılık özellikleri çok yüksek oluyor. Çünkü mikroorganizmalar çeşitli faaliyetler gösteriyor, gaz ortaya çıkıyor ve yangının çok hızlı büyümesine neden olabiliyor. Belki yangının çıkış nedeni bunlar olmayabilir ama ortada bir yangın varken bu özellikteki malzemede ciddi anlamda alev alıyor. Bu tip firmaların, uyarı sistemleri, yangın söndürme sistemleri, hızlı müdahale sistemleri gibi sistemlere yatırım yapmaları gerekiyor. Gıdaya temas etmiş, içerisinde gıda olan plastikleri geri dönüşüm kutularına atmamamız gerekiyor. Belediyelerin de karma şekilde çöp toplamadan vazgeçmesi gerekiyor."

- İllere göre yangın sayıları

Gündoğdu'nun araştırmasına göre 2018'deki 15 yangının 5'i İstanbul'da meydana geldi. Düzce, Tekirdağ, Hatay, Aksaray, İzmir, Adana, Osmaniye, Samsun, Eskişehir ve Sakarya'da birer yangın çıktı.

2019'da İstanbul'da 7, Kocaeli ve Adana'da dörder, İzmir'de 3, Sakarya, Tekirdağ, Antalya ve Gaziantep'te ikişer, Sivas, Elazığ, Manisa, Adıyaman, Diyarbakır, Denizli ve Konya'da birer olmak üzere toplam 33 yangın meydana geldi.

2020 yılında İstanbul'da 18, Bursa'da 9, Kocaeli ve İzmir'de beşer, Manisa'da 4, Samsun, Sakarya ve Antalya'da üçer, Adana ve Tekirdağ'da ikişer, Uşak, Kahramanmaraş, Karabük, Balıkesir, Malatya, Adıyaman, Aydın, Konya, Kayseri, Hatay ve Eskişehir'de birer olmak üzere toplam 65 yangın çıktı.

2021 yılında İstanbul'da 29, Bursa ve Kocaeli'de 15'er, Manisa'da 6, Adana'da 5, Antalya, Osmaniye ve Ankara'da dörder, İzmir, Muğla, Konya, Tekirdağ ve Kahramanmaraş'ta üçer, Sakarya, Aksaray, Mardin, Niğde ve Hatay'da ikişer, Gaziantep, Elazığ, Düzce, Çanakkale, Kars, Kayseri, Çorum, Kırklareli, Bilecik, Aydın, Uşak, Eskişehir, Mersin, Ağrı ve Denizli'de birer olmak üzere toplam 122 yangın meydana geldi.

2022 yılının ilk 8 ayında ise İstanbul'da 17, Kocaeli'de 15, Bursa'da 7, İzmir'de 4, Adana, Konya, Manisa, Bilecik, Kahramanmaraş ve Antalya'da üçer, K araman, Sakarya, Hatay ve Gaziantep'te ikişer, Mersin, Samsun, Aydın, Düzce, Hatay, Uşak, Niğde, Osmaniye, Kırıkkale, Adıyaman ve Tekirdağ'da birer olmak üzere toplam 79 yangın çıktı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.